Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '11

 
Kategori
Siyaset
 

Güç kazanmanın yolunu sorgulamak gerek

Güç kazanmanın yolunu sorgulamak gerek
 

Bir siyasi parti, güç kazanma iradesinde içinde olup bu iradeyi kitlelere yönelik seferber edeceği yerde, kişisel çatışmalar içinde güç kaybetme rotasına girmişse, durum ciddidir. 

O siyasi parti büyüyemez, gelişemez ve kitlelere önderlik edemez. 

Bir siyasi partinin yönetici kadrosu yanlış bir uygulama sonucunda partinin önemli ölçüde güç ve prestij kaybetmesine neden oluyorsa, ilk yapılacak iş, bu kadroyu oluşturan kişilerin ya da parti organlarının özeleştiri yapması ve yapılan yanlışlığın hesabını vermesidir. 

Yanlışların üzeri kişisel iktidar hırsı ile örtülüp, sıvazlanıyorsa, partiye verilen zarar katlanarak artıyor demektir. 

Yanlışların üzeri, parti içi demokrasinin tasfiyecilik yöntemleri ile yok edilmesi ile kapatılıyorsa, bu uygulamanın zararı tüm toplumsal mücadeleye yansıyacak ve yayılacak demektir. 

Siyasi partilerde demokratik merkeziyetçilik ilkesi geçerlidir. 

Hele hele devrimci bir partide bu ilkenin önemi bir kat daha önemlidir. 

Siz yerel örgütlerin parti politikalarını tartışmalarının önüne geçerseniz, demokratik merkeziyetçilik ilkesinin damarını kesmiş olursunuz… 

Yerel örgütlerde demokrasinin sonuna kadar uygulanması esastır. 

Bu esas, doğru uygulandığında partinin merkezine doğru büyüyerek ve yükselen bir düşünce zenginliği yaratır. 

Ama tartışılan parti politikalarının sonucunda bir karar verilmişse, işte tam o noktada ve sadece bu noktada parti disiplini ilkesi devreye girer… 

Parti disiplinini, yerilin sesinin kısılması yönünde işletilmesi o partiyi kısır çekişmelere, düzeysizliğe ve “sığlığa” götürür… 

İşte o zaman partinin içinde kişisel çekişmeler, bencilce öne çıkma gayretleri ve türlü çeşitli insani zaaf örnekleri göbek atmaya başlar… 

Ve o siyasi parti hiçbir menzile varamaz. 

Toplumsal mücadeleye asla öncülük edemez. 

Türkiye’nin geleceğini aydınlık yarınlara dönüştürme hedefine küçük de olsa bir katkı veremez ve tek bir tuğla koyamaz… 

Parti içi demokrasi ile disiplinin gerekliliği birbirleri ile çelişen kavramlar değildir. 

Gerçekten demokratik bir parti önderliği, bu iki kavramın bir arada ve birbirleri ile uyumlu bir biçimde hayata geçirilmesi konusunda gerekli ustalığı ve beceriyi göstermek zorundadır. 

Bu görev yeteri ölçüde becerilebilirse, bu başarıdan o siyasi partinin düşünsel ve ideolojin zenginli doğar… 

Becerilemez ise ortaya, sadece zafiyet, çözülme ve başarısızlık çıkar. 

Parti yönetiminin sorumluluğunu omuzlamak demek, dik durmak, sağa sola yalpalamamak, parti içi demokrasiyi tüm unsurları ile egemen kılmak ve partinin zenginleşen düşünce ortamıyla parti politikalarını kurmaylık bilgi ve tecrübesi ile birleştirebilme yeteneğini edinmek ve uygulamak demektir. 

İdeolojik sığlığın tek nedeni cehalettir. 

Bağnazlıktır. 

Okumamaktır. 

Çalışmamaktır. 

Ve görevlerden “usta”ca kaçınmak, sorumluluklardan arınmak ve yakasında parti rozeti takarak “mış gibi” yapmaktır… 

Bizce içinde bulunduğumuz süreçte mücadelenin iki temel yönü bulunmaktadır: 

1.- Herkesin bildiği gibi dışarıya karşı toplumsal mücadeleyi en tutarlı bir biçimde sürdürmek. 

2.- Mücadelenin en büyük silahı olan siyasi partilerin içindeki tortuları sabır ve sağduyu ile ayıklamak ve ergen, bilinçli ve içtenlikle mücadeleye bağlı unsurları bir araya getirerek güç kazanmak… 

farukhaksal@superonline.com 

LÜTFEN “TIK”LAYINIZ: 

www.soruyusormak.com 

www.dnm-ler.com 

www.kitlecizgisi.com 

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..