Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '11

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Güçlü kadın dediğin!

Güçlü kadın dediğin!
 

Güçlü kadın dediğin!


Kadın, annesinden öğrendi evinin kadını, çocuklarının anası, kocasına eş olmayı. 

Kadın, babasından öğrendi karnını doyuracak parayı kazanmayı, ayaklarının üstünde durmayı, eli ekmek tutmayı. 

Doğduğunda kızı olduğu için mutlu olunan bir aile idi belki başlangıcı. İlle de erkek olsun denmeyen, hatta kız çocuğum olsun diyen bir babanın evladıdır belki de yazımıza söz konusu olan kadın. 

Güçlü kadın, daha ilk adımlarını attığında sevgiyle kucaklanmayı öğrenendi. Evdeki varlığı, hakları ve sahip olduğu değerleri, erkek kardeşlerinden farklı değildi. 

Şanslı doğmuştu belki kendince. Okutulmuş, okuyabilmişti. Kafasının içindekileri anlayabilmiş anlatabilmişti. Okumanın kendine katacağı değerin farkına varmıştı. Kendi özgürlüğüne giden ilk yolun okumaktan geçtiğinin farkına varmış, günümüzde bile, belki birçok hemcinsinin elde edemediği olanaklara sahip olmuş, hak etmiş ve değerlendirebilmişti. 

Güçlü kadın; gücünün her şeyden önce aklından geldiğini bilendi. Güzelliğinin kendine kazandırdığı artıları kullanmayı bilecek bir zekâya sahipti. Güzelliğinin akılla birleşmediğinde tutunacak bir dalı olmadığını görmüş, öğrenmişti. İş hayatında, karşı cinslerinden hiçbir farkı olmadığını ispatlayan, en az onlar kadar çalışabilen, hatta kadınsı ayrıcalıklarının vermiş olduğu bakış açısıyla işine sahip çıkmayı bilen, başarılı olabilendi. Çalışan, kazanan, eli ekmek tutandı. 

Güçlü kadının; kendine ait belki bir evi, belki bir arabası, her şeyden önce kendine ait bir hayatı oldu. Hayatta bir duruşu, hayata karşı elinde tuttukları oldu. Özgürlüğü ve özgüveni. Seçebileceğini gösterdi, seçilen olmaktansa. Seçtiklerinin kendisini taşıması gerektiğini bildiği gibi, seçtiği kişiyi de taşıyabilmeyi bildi. Aşık oldu, acı çekmeyi bildi. Sevdi, sevildi. Güzelliğinin ve gülümsemesinin değerini bildi. Seçtiği kişinin kendine “denk” olduğunu anladığı zaman evinin kadını olmasını bildi. Sade ama şık evinde huzurdu beklentisi. Bir gece önceden hazırladı bir gün sonrasının yemeğini, misafirleri oldu, misafir oldu. Evinde şarap içti eşiyle, sevişmeleri oldu, evinin mutluluğu, onun mutluluğu oldu. 

“Evinde eşi” ile geçirdiği zaman günün koşuşturmacasından sonra “soluklandığı anlardı”

Kadınlığı, anneliğe dönüştü. Bilerek ve tüm farkındalığıyla çoğaldı. İşinde iş kadını, evinde ev kadını olan kadın, anne oldu. Gece uykusuzlukları, iş seyahatleri, sabah toplantıları, ama eve geldiğinde “anne” dediği için tüm yorgunluğu giden, sevgiyle kucakladığı bir çocuğu oldu. 

“Evinde eşi ve çocuğu” ile geçirdiği zaman günün koşuşturmacasından sonra “soluklandığı anlardı”.

Mutluluktu evindeki huzur. 

Çocukta yaparım, kariyer de” diyen kadın omuzlarına aldığı yükü taşıyabilendi. Taşıyamadığı durumlarda paylaştırmayı ya da çözmeyi bilendi. Yardım eden, yardım edilendi. 

Seçimlerinin sonuçlarını görebilen, analiz edebilendi. Yanlış seçimini fark edebilen, kendine ait hayatına müdahale edilmesini istemeyen, müdahale edildiğinde kararlı durabilen, kendini eşit kılabilendi. Hatalarını görebilen, kendini eleştirebilen, düzeltmek için elinden geleni yapması gerektiğini bilendi. Ama gerekirse seçimlerinden vazgeçebilen ve her şeye rağmen ayakta kalabilendi. 

Güçlü kadın dediğin; 

Evinde ev, işinde iş kadını 

Çocuklarının anası 

Kocasının hayat arkadaşı 

Ama önce İNSAN olandı. 

 

Bu yazı sevgili blogdaşım Ersin Kaboğlu’nun “Soluklandığım Anlar “http://blog.milliyet.com.tr/Soluklandigimiz_anlar/Blog/?BlogNo=316034 bloğu ile başlayan 

Ve 

En sevdiğim yazarların başında gelen sevgili hocam Emine Supcin ‘in “Kadın mı dedin?” http://blog.milliyet.com.tr/Kadin_mi_dedin__/Blog/?BlogNo=316480 blogu ile devam eden bir konudan dolayı ortaya çıkmıştır. Bu bloğu hocam istemese, Ersin Bey cesaretlendirmese yazamazdım. Affınıza sığınırım. 

 
Toplam blog
: 91
: 1012
Kayıt tarihi
: 24.02.09
 
 

Yazmak bir tutku benim için. Yıllardır yazmayı seven biri olarak, bilgisayarın icadı ve gelişen t..