Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mart '19

 
Kategori
Doğal Tedaviler
 

Güçlü Sağlıkta Baharat

Bin yıllardır hayatımızda olan baharatların sağlığımız için ne kadar önemli olduğunun bilgisine  aslında tam olarak sahip  değiliz. İnsanların ne zaman ve niçin acı biber yemeye başladığının zamanı tam olarak bilinmiyor. Kazı yapan arkeloglar, balık ve kömür artıkları ile kaplı 3 bin yıllık bir tencerede hardala da rastladılar. O çağlarda baharatların yiyecek olarak mı, ilaç olarak mı yoksa sadece güzellik amacıyla mı kullanıldığı bilinmiyor. Teorilerden biri, insanların bakterileri öldürmek için yiyeceklere baharat eklemesi üzerine. Bazı araştırmalar, baharatların ağırlıklı olarak mikropların daha yaygın olduğu sıcak  iklimlerde popüler olduğunu gösteriyor.

Aslında yemeklere özel bir tat ve aroma veren baharatlar çeşitli bitkilerin bir parçası. Küçücük miktarlarının yarattığı büyük etki şaşırtıcıdır. Dünyanın bütün ülkelerinin ahçıları kullanır. İnanılmaz bir iyileştirme gücü barındırıyorlar ve her türlü yiyeceğe inanılmaz lezzet ekleme hünerlerine sahipler. Ayrıca, kanser gibi hastalıkları önlemeye , iltihabı azaltmaya ve kalbin saat gibi işlemesine de yardımcı olurlar .

Sıcaktan ve nemden uzak tutun
Genellikle kurutulur, öğütülürler. Her ürün gibi baharatların da raf ömrü vardır. Genellikle bu 1 yıldır. Fakat evde kendiniz öğütürseniz daha garanti olur. Örneğin bir tarçın çubuğu, aromasını çok daha uzun süre tutacaktır. 

Öncelikle baharatları temin etme ve saklama koşullarına da dikkat etmek gerekir.  Kapalı ambalajlarda, üretim ve son kullanma  tarihlerine dikkat ederek satın alın.  Toplumumuzda kötü alışkanlıklarımızdan birisi de baharatları mutfak tezgahında ocağa yakın bir yere koymaktır. Yani aflatoksin oluşması için en uygun ortam olan  sıcak ve nemli bir ortama! Özellikle pul biber, sumak, karabiber gibi baharatlar nemli ve sıcak ortamlarda küf mantarı olan  "aflatoksin" oluşturabilmekte. "Aflatoksin", kansere de yol açabilen zararlı bir maddedir ve gözle görülmez. O nedenle   baharatları nerede sakladığımız çok önemli. Gelenekel alışkanlıklardan vazgeçip,  baharatları içi iyice kurutulmuş cam kavanozlarda  buzdolabına koyalım ve lazım oldukça çıkaralım.

Dikkat edilmesi gereken ikinci şey paketlemedir. Genellikle market raflarında ucuz bir seçenek olarak kalitesiz ambalajlı olanlarını görürürüz. Bu tip sağlıksız ambalajlı olan  paketleri almamanızı öneririm.

Köri; evdeki eczane
Karabiber(tatlı acı fark etmez) kırmızıbiber, kimyon, sumak, nane, köri, zerdeçal, kakule, mahlep, zencefil, tarçın, kişniş, kekik hepsi de birbirinden şifalı baharatlar. Hindistan gibi gelir düzeyi düşük ve hijyenden uzak yaşayan toplumlarda bile başta sindirim sistemi kanserleri olmak üzere bir çok kanser türünün az görülmesi baharat alışkanlığına bağlı. Günlük hayatlarında bolca baharat ve özellikle de köri kullanmalarına...

Köri, 10 baharatın karışımıdır;  Kimyon, biber, zerdeçal, zencefil, kişniş, karanfil, kakule, hint cevizi, demirhindi ve kırmızı biberden oluşur. Köri'ye turuncu, sarı rengini veren zerdeçaldır. Zerdeçal 5 bin kadar değişik etken madde içerir. Virüslere mikroplara karşı etkilidir. Kansere karşı koruyucu ve tedaviyi destekleyici etkisi artık kanıtlanmıştır. Karaciğere çok büyük faydası vardır. Hepatit ve siroz tedavilerinde destek olarak  kullanılabilir. Tüketildiği andan itibaren bedendeki kanserli hücreleri yok etmeye başlayan köri baharatı, taze olarak  tüketilmeli. Safra kesesi sorunlarına da iyi gelen köriyi astım, nefes darlığı, grip ve nezle hastalıklarını  yaşayanlar mutlaka yemeklerinde  kullanmalı.

Karabiberdeki iyileştirici güç
Karabiberin mikropları öldürücü, iştah açıcı, vücudu uyarıcı  özelliği var. Grip dönemlerinde, özellikle bol karabiberli, limonlu bir tavuk suyuna çorbanın  iyileştirici gücünü çoğumuz iyi  biliriz. Karabiberin şifalı güçleri yüzyıllardan beri gelen bir şehir efsanesi  değildir. Son 5-6 yıldır yapılan ciddi bilimsel  araştırmalarda  karabiberin antioksidan ve antikanser özellikleri de net olarak ortaya çıkmıştır.

Damarları tıkanmaya karşı korur
Sumak benim gibi ekşi tadları seven insanların sevdiği bir baharattır fakat hayatımızda hak ettiği yerde değildir. C vitamini içeriğiyle, antioksidan etkisiyle, sindirim sistemine olan faydasıyla, kansere karşı koruyucu özelliğiyle harika bir baharat oysa. Özellikle memleketim Adana'da kebapların yanında sumaklı soğan yeme alışkanlığı çok isabetli. Sumaklı soğan ızgara ya da mangal kömüründe pişen etlerdeki kanserojen oluşumları absorbe etmeye yardımcı olur. Mide ve bağırsaklarda daha iyi bir şekilde sindirilmesini sağlar. Yapılan çalışmalarda sumak özütünün damarlarda tıkanmayı önlediği ve içeriğindeki gallik asitin karaciğer kanserine karşı bedeni koruduğu ortaya çıkmıştır. Sumak'a, sofralarda renginden dolayı acı pul biber muamelesi yapılıyor ve bundan dolayı çok az kullanılıyor. Oysa  çorbalara, salatalara, yemeklere bolca atarak kullanabilirsiniz.  Daha fazla kullandığınızda özellikle çorbaların ve mantıların lezzetini arttırdığını göreceksiniz.

Acının mutluluk etkisi
Kırmızı biber neredeyse her yemeğe uyum sağlayan, lezzet katan, iştah açan şifalı bir baharattır. Üzerinde bir çok araştırma yapıldı. Özellikle acı kırmızı biberdeki likopen ve kapseisin maddesinin kanser türlerine karşı koruyucu ve tedaviyi destekleyici özelliği netleşti. Kırmızı pul biberde en çok dikkat edilmesi gereken nokta saklama koşullarıdır. Bir zamanlar gazetelerde kırmızı biberin kanser yaptığına dair haberler çıkmıştı hatırlarsanız... Aslında kanser yapan kırmızı biber değil, yukarıda da söz ettiğim gibi sıcak ve nemli ortamlarda bekletilen pul biberlerde küf  mantarı aflatoksin oluşmasıdır. Yani aslında pul biber kanser yapıcı değil kansere karşı koruyucudur.

Bu arada acıbiberin endorfin hormonunun salgılanmasını artırıp mutlu ettiğine dair bilimsel çalışmaları hepimiz biliyoruz. Memleketlim Adanalıların ve Urfalıların sıcakkanlı, güleryüzlü olmalarının sebebi belki de acıyı çok sevmelerinde.. “Peki aynı zamanda neden çok kavga edilen şehirlerden?”  sorunuzu da duyar gibi oluyorum. O'nun sebebi aynı zamanda çok et tüketilen bir toplu olması elbette..

Altın toz; Zencefil
Zencefil, faydaları saymakla bitmez baharatlar arasındadır. Bu baharatlı kökün kendine has bir özelliği var:  Zencefil yan etkisi olmayan doğal bir ağrı kesici! Örneğin  baş ağrısı veya boğaz ağrısına karşı hap yerine bir parça zencefil alın veya çayını demleyin. Şişkinlik ve kabızlık gibi yağlı yiyeceklerden kaynaklanan mide semptomlarına da çok iyi gelir.  Zencefilli şekerleri ya da ballı karışımı mide bulantısına karşı  kullanılabilir. sevdiğim, en çok önerdiğim kullanım şekli limonataya karıştırılarak  kullanılması. 1 litre suya 1-2 adet limon suyu, 1 limon kabuğu rendesi, 1 -3 yemek kaşığı  süzme bal ve 1 tatlı kaşığı kadar ince rendelenmiş taze zencefil karıştırarak elde ettiğiniz içeceği günde 2-3 bardak içebilirsiniz. Özellikle yazın çocukların da severek tüketebileceği şifalı bir içecektir. İçerisine isteğe göre taze nane yaprakları da atabilirsiniz. Zencefilin tazesi yoksa toz halini bal ile karıştırıp yiyebilirsiniz.
Çeşitli ülkelerde yapılan araştırmalarda zencefilin kansere karşı bağışıklık  sistemini güçlendirdiği de anlaşılmıştır. Soğuk algınlığı hastalıklarına karşı yapılan bitki çaylarını (ıhlamur, kuşburnu, adaçayı ) bir tutam zencefil ekleyerek tüketmek, daha kolay atlatmanızı sağlar. Kronik öksürüklerde 1 yemek kaşığı andız pekmezi içine yarım çay kaşığı  zencefil ekleyerek sabah akşam yiyin. Çocuklarınıza da yedirebilirsiniz. Özetle ister taze ister çay, ister yiyecek ister kapsül şeklinde olsun, düzenli olarak zencefil tüketin.

Herşeyin başı sağlık. Doğadaki sağlığa daha dikkatli bakmanız ve görmeniz dileğimle

 

 Herbalist Tarkan Güveloğlu

http://www.herbalisttarkan.com

tarkanguveloglu@hotmail.com

0 216 414 97 16

 

  • Not; Bu yazı tıbbi tavsiye niteliği taşımaz ve bu bilgiler hastalığı tedavi edici değildir. Hastalığınız varsa doktorunuza danışınız.

 

 
Toplam blog
: 33
: 499
Kayıt tarihi
: 06.02.15
 
 

Herbalizm, bitki ve bitki özlerini kullanımına dayalı bir tıp dışında kalan bir geleneksel tedavi..