Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '09

 
Kategori
Futbol
 

Guiza aşırtıyor, Beşiktaş'ı şaşırtıyor...

Guiza aşırtıyor, Beşiktaş'ı şaşırtıyor...
 

Okçu değil Aşırtmacı...


İnönü'deki son 5 maçını kazanan Fenerbahçe, belli ki şampiyonluk stresinden de uzaklaşınca keyif almaya çıkmış Dolmabahçe'ye... Maçın başından itibaren tüm oyuncularda gözüküyordu bu.

Beşiktaş ise tam tersi. Antep'den gelen Sivas mağlubiyet haberi futbolcularını iyice germiş gibiydi. Fenerbahçe ise soğukkanlılığını öne çıkartmaya başlayınca ve orta alanda Emre'nin liderliğinde ayağa ve bol paslarla rakibinin üzerine gidince moralmen çökertti Beşiktaş ilk yarı’da…

Deivid, Selçuk ve Guiza ile art arda gelen şutlar ve Semih ile Guiza'nın önde preslemeleri Beşiktaş'ı oyundan iyice düşürmeye yetti ilk yarı... Çünkü Beşiktaş ve futbol camiası böyle bir Fenerbahçe bulacaklarını karşılarında beklemiyorlardı açıkçası ama Fenerbahçe’nin en son ne zaman derbi kaybettiklerini de bilmiyorlardı herhalde…

Özellikle orta alanda Emre top tutup ileriye dağıtarak tüm oyuncuların pozisyon almasını sağladığı gibi defansif yönden de arka tarafa güven verdiğini gördük hep beraber. Geriye gelip arkadaşlarından top alması da onu öne çıkartan diğer faktörler oldu şüphesiz. Emre maçın en iyilerinden biri olarak öne çıkmayı başardı ilk yarıda ama Emre’nin sezon sonuna denk düşen bu iyi performansı oyun içindeki saçma sapan agresif tavırlarıyla da çelişiyordu maalesef. Son saçmalığı da Deivid’in gırtlağına yapışması oldu maç içinde. Bu yüzden Emre’yi ne yapsa da benimsemek zor bu çubuklunun içinde. Yine de Aragones’in maç içindeki ilk yanlışı sahanın en iyisi olan Emre’yi dışarı alması oldu şüphesiz. Emre dışarı çıkınca Fenerbahçe’nin orta alanı komple düştü ikinci yarıda… Dede’nin bu tercihi yetmezmiş gibi birde Semih’i çıkartması resmen Beşiktaş’ı kendi kalesine davet anlamına gelmekteydi. Beşiktaş’da bu daveti geri çevirmedi tabiki. Emre ve Semih çıktıktan sonra ne ileride bir pres kaldı ne de ortada top tutan birisi… Bu gerçekten bir taktik olabilir mi… Bilemiyorum…

İkinci yarı Aragones’in bu tercihleriyle maç neredeyse Fenerbahçe’nin yarı alanında oynansa da, Fenerbahçe Sivas’da provasını yaptığı Çanakkale geçilmez’i bu sefer İnönü’de başarıyla uygulamış oldu. Fenerbahçe için değişmez bir kural “gol yemek istemezse yemez”. Örnekleri çoktur… Fenerbahçe bu tip yüksek stresli maçların takımı olduğunu bir kez daha gösterdi bize. Fakat ikinci yarı 10 kişi gibi oynadığımızı düşündüm özellikle de Deivid ile…

Beşiktaş ve Denizli ilk yarıları çöpe atmakta son derece bonkördü bu sezon. Bazı rakipleriyle bu durumu ikinci yarılarda kurtarıyordu ama o rakiplerinin hiçbiri Fenerbahçe olmamıştı ki bu sene… Bu maçta da koca 45 dakikayı geveleyip durdular. İkinci yarı Yusuf’da kurtaramadı Beşiktaş’ı… Belli ki gelenin gidenin yendiği Fenerbahçe’yi kolay geçeceklerini sanmışlardı…

Fenerbahçe ikinci gol öncesinde öyle bir paslaşma neticesinde gol buldu ki, bu paslaşmaları yaptıran ve bu golü yiyen bir takımdan şampiyon olmalarını beklemek de kolay değil açıkcası…


Semih ve Guiza'nın bol yardımlaşmalı oyunu golün habercisiydi ki, gol de Guiza'nın bu isteğiyle geldi. Bu gol geçen sene Alex'in orta alanda düşüp kalkıp pas alıp verdiği ve sonunda da attığı o gole çok benziyordu... Guiza’nın gol atması için sık sık Beşiktaş’la oynamak gerek herhalde…

Bu maçta şüphesiz en ilginç tercih olan isim Gökhan’ın stoperde oynamasıydı ki bence hiçte fena değildi… Belli ki, Dede geride top yapabilen bir isme ihtiyaç duymuştu ki çokta cesurcaydı. Gökhan’da hocasını utandırmadı, bravo…

Fakat son sözü Yasin’e bırakacağım bu sefer. Yasin her maç üzerine koymaya devam ediyor. Özellikle 75’de Holosko’ya müdahalesi Beşiktaşa’ı da maçı da çevirebilecek bir pozisyondu… Bu nedenle onu da tebrik etmek gerek…

Ne demiş büyük üstad, Fenerbahçe’nin büyüklüğü başka bir şeydir işte adı konulamaz… Bravo Fenerbahçe

Kaldı 1 maç, hadi alın şu kupayı…

Ahmet ÇELİKSÜNGÜ

03.Mayıs 2009

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 252
: 936
Kayıt tarihi
: 17.03.08
 
 

74'ün İstanbulunda, Sultan şehri Üsküdar'ın, kız çocuklarına "Zeynep" erkeklerine "Kamil" adı kon..