Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '10

 
Kategori
Spor
 

Güiza Fenerbahçe tarihinde bir ilktir.

Güiza Fenerbahçe tarihinde bir ilktir.
 

Fenerbahçe'nin son dönemde santrafor bölgesinde oynayan futbolcuları sırayla inceleyelim.

Nobre 55/107 (%51) (2004-06) 2 Lig Şampiyonluğu
Kezman 30/69 (%43) (2006-08) 1 Lig Şampiyonluğu
Güiza 29/70 (%41) (2008-...)
Semih Şentürk 62/149 (%41) (2005-...) 2 Lig Şampiyonluğu

Semih için özel bir not düşelim, futbolcunun takıma katıldığı tarih 2002 olmasına rağmen direkt forma giymeye başladığı dönem 2005 yılı olduğu için istatistiksel olarak onu kullandım.

Kuşkusuz burada oynadığı süre içinde en fazla gol ve puan kazandıran futbolcu istatistiğini detaylandırmış olsaydık herhalde milli takım ve kulüp takımı klasmanında Semih Şentürk uzak ara fark atardı.

Sayısal verilere baktığımızda Fenerbahçe'nin son 5 yıl içindeki en verimli futbolcusunun Nobre olduğunu görüyoruz. Ancak Beşiktaş'ta forma giyen Nobre ile yakından uzaktan alakası olmadığını da biliyoruz. 2006 yılında o son dakikada kaçan şampiyonluğun sorumlularından biri olarak ilan edildiği için kendisine fatura kesilmiş, daha iyisinin getirileceği varsayılarak gönderilmiştir. Ancak onun olmadığı dönemde ne Kezman ne de Güiza Nobre'nin performansına yaklaşamadığını yaşayarak gördük.

Son Avrupa Ligi karşılaşmasında yakaladığı pozisyonları heba eden, topa basıp düşen, şut çekmek yerine abuk sabuk paslar veren Güiza'nın son durumu artık bardağı taşıran damla oldu.

Kuşkusuz bu ne Güiza'nın ne Kezman'ın tek başına sorunu değildir. Her ikisi de futbol karakterlerini daha ilk senelerinde ortaya koydular. Ancak bu futbolcularda inatla ısrar edildi.

Kezman'ın takımda olduğu dönem aynı zamanda Zico'nun takımın başında olduğu dönemdi. Zico Semih'e şans verdi ve Semih de onun yüzünü hiçbir zaman kara çıkarmadı.

Oysa ne Daum ne de Aragones Semih'e güvenemediler.

Her iki teknik adamın bu anlaşılmaz inadı Fenerbahçe'ye pahalıya patladı. Son maçta Daum Bilica'yı sorumlu ilan etmiş. Bilica'nın takıma katkısını henüz tam anlamıyla değerlendiremiyoruz. Ancak taktiksel olarak takımda bir sorun olduğu da kesin. Maç yorumumuzda bunun detaylarını yazdık, tartıştık. Taktik teknik direktörün işidir. Örneğin Bilica'nın yanında kimin oynuyor olduğu bu son maçta çok daha önemli bir konuydu.

Daum 90+3 dakika Güiza'da diretiyorsa o zaman bütün dünyanın bilmediği bir şeyi biliyor olmalı. Bu sonuca etki ederse hiç kimse üzerine tek bir cümle bile kuramaz. Ancak sadece onun bildiği ve tamamıyla da ona ait bir gerçeklikse üzerine herkes bir şeyler konuşur.

Güiza Fenerbahçe tarihinde bir ilktir.

Fenerbahçe belki Hiddink'e sabır gösterseydi başka bir takım olacaktı.

Fenerbahçe Löw'e sabretse ve yaşam alanı tanısa bambaşka bir takıma dönüşecek; belki de Avrupa'da adından söz edilen bir takım olacaktı.

Genel bir konsepten ve sistemden söz ediyoruz.

Fenerbahçe, Ceyhun Eriş - Ortega çelişkisinde doğru tarafta kalabilse de farklı bir takım olacaktı.

Ancak Güiza'da diretilmesi kenarda bekleyen daha nitelikli oyuncuların emeğine saygı anlamında çok ciddi bir hatadır.

Fenerbahçe daha iyisini bulamadığı sürece Göhan Ünal ve elbette öncelikle Semih bu takımın direkt santraforları olması gerektiği artık fiili olarak ve hayatın kendisi tarafından dayatılmıştır.

Dünyanın herhangi bir yerinde ve mesleğinde başarısızlığa bu kadar prim ve taviz verilmemiştir.

Fenerbahçe yönetimi istikrarı başka yerlerde aramalıdır. Örneğin 2006 yılında Denizli'de kaçan şampiyonluk sonrasında Daum'un, 2008'den sonra da Zico'nun arkasında durabilmek büyük bir istikrar örneği olabilirdi. Ayrıca çok ciddi kazanımlar ve birikimler de yaratabilirdi. Ancak kamuoyu baskısı etkili oldu, populizm yapıldı ve geri dönüşler yaşandı.

Yıllar önce Küçük Erdoğan isimli, Güiza'nın fiziksel özelliklerine çok benzeyen bir futbolcu vardı. Fena da goller atmıyordu. Ancak bir süre form düşüklüğü yaşadı ve hemen A takım kadrosundan uzaklaştırıldı. Türkiye böyle yeteneklerini harcadı durdu. kimler adına olduğunu bugün Güiza örneğinde görüyoruz.

Burada çok ciddi bir hasızlık olduğu da kesin... Güiza aynı zamanda bir adalet sorununudur.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..