Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Şubat '10

 
Kategori
Futbol
 

Guiza kaçırdı, Deniz kaçırmadı !!!

Guiza kaçırdı, Deniz kaçırmadı !!!
 

Tota sakatlanmasaydı farklı olurdu (Antu.com)


Bir önceki maç yazımızın başlığı “başdöndüren pas trafiğihttp://blog.milliyet.com.tr/Basdonduren_pas_trafigi/Blog/?BlogNo=229380 idi... Demek ki neymiş, belki küme düşecek Manisaspor'a bu kadar pas yapmak değil, Avrupa arenasında Lille karşısında daha az pas hatasıyla ve tek top oynamayı becerebilmekteymiş maharet...


Haftalardır Fransa'nın öyle formda, böyle süratli, şöyle golcü denilen takımı karşısında gollerin asistlerini yapanda, Guiza ile net golleri kaçıranda Fenerbahçe'ydi... Yanisi şu ; Daum biraz Fenerbahçe'yi cesur oynatmayı başarabilseydi, biraz Semih diye bir oyunucusunun var olduğunu hatırlayabilseydi ve rakibin sağ tarafı yol geçen hanına çevirdiğini zavallı Gökhan'ın tek başına mücadele ettiğini görebilseydi Fenerbahçe bu zor denilen deplasmanda çok rahat 3 puanı alacaktı... Alamadı, çünkü bu oyunla haketmedi... Haketmedi çünkü Daum korktu...


Şimdi neden haketmediğine bakalım...


Fener maça, birçok Avrupa maçında olduğu gibi yine saçma sapan bir golle yenik durumda başladı. Lille'in hocası Fener'in solu zayıf dedi ama sol gösterip sağ vurdu ve sağ taraftan müthiş ataklar yedi Fenerbahçe. Zavallı Gökhan tek başına didindi durdu. Özer çok aksadı, her topu ezdiği gibi Avrupa sahnesinde heyecanını da gizleyemedi. Tecrübesizliği çok öne çıktı. Ama Herr Daum bunu da göremedi.


Maç boyu Fenerbahçe'yi devamlı eksik oynuyormuşcasına izledik. Bunda Özer'in yanında Guiza'nın ileride hiçbir topa baskı yaratamaması da yatıyordu elbet. Orta sahanın ise bu kadar delindiğini ne zamandır ggörmemiştik Fenerbahçe'de... Bunda Christian'ın yalancı futbolunun önemi çok büyüktü. Böyle maçlarda sorumluluk almayan pahalı yabancı transferlerin katkısını da ayrıca sorgulamak gerek. Hatıralarımda Appiah'ın hiç böyle silik bir Avrupa maçı olduğu yok nedense... Anlayana... Ekürisi Andre Santos ise varmıydı, yokmuydu hiç göremedik bilemedik.


Takım koca ilk yarı boyunca bir türlü Alex'le oynamayı beceremedi, bir türlü Alex'e ver-kaç yapacak oyuncu sahada çıkmadı. Oysa Fenerbahçe'de bu işi iyi yapabilecek ve denenmiş bir üçlü vardı. Alex-Semih ve Özer. Ama bu üçlüden Semih eksik olunca, tek bacağı kırık sehpa gibi işlevsiz oluverdiler. Kaptan'ın müthiş 2 pası heba oldu gitti Guiza ile...


2.yarı biraz top tutmayı ve çevirmeyi akıl etsekte, sahneye Deniz Barış'ın müthiş asisti devreye girince yenilgi kaçınılmaz oldu. Bu Deniz Barış değilmiydi Manchester'da 6 yediğimizde spiker'e “siz bizim defansa kötü mü diyorsunuz” diyen... Çok zaman geçti ama Deniz değişmedi, değişmeyecekte... Kadro zenginliğimi dediniz ? Deniz'le mi... ??? Öyle bir asist yaptı ki, çok değerli bir avantajın uçmasına neden oldu... Edu'nun kendi kalesine attığı gollerinden sonra şimdi de Deniz'in asisti... Bu takımın Avrupa kupalarında yediği bu kaçıncı saçma sapan gol anlamıyorum...

Fenerbahçe öyle dağınıktı ki, hocası hatlar arasındaki boşluğu bir türlü göremediği gibi oyuna da taktiksel hiçbir hamlesi olmadı.


Aslında söylenmesi gereken belki en net şey şu olmalı herhalde ; Bir Gökhan'a bakın, bir Deniz'e, bir Emre'ye bakın, bir de Guiza'ya.... Bu gibi örnekler çoğaltılabilir elbet, ama Avrupa maçlarında takımın oyuncuları arasında bu kadar performans farkı olursa takım oyunundan bahsetmek ve bir takım başarısından bahsetmek ne kadar mümkün olabilir ? Öyleyse attığınız goller de, kazandığınız maçlar da genel olarak bireysel başarı veya tesadüfi başarı olarak kalacaktır...


Son sözlerimiz ise elbette Guiza'ya... Hâlâ'mı Guiza, Daum yeter artık yeter... Bırakın gol atmasını eğer 2'ye 1'de bile pas atmasını beceremiyorsa neyleyim ben böyle gol kralı'nı...


Semih nerede ? Nedir bu Semih'in günahı ? Semih mi çekiyor bu günahın cezasını yoksa biz mi ? Yarın Aziz YILDIRIM tarafından Daum'a ilk sorulacak soru bu olmalıdır ? Hani takımın hocası Alex olsaydı ilk 45'de Guiza'yı dışarı alacaktı neredeyse.


Şayet Daum Avrupa'da birşeyler yapmak istiyorsa takımın 2 sene önceki Şampiyonlar Ligi maçlarını derhal tek tek izlemesi gerekir. Bu takımın nasıl da devlere kafa tuttuğunu anlaması gerekiyor ve o zaman takımına Avrupa'da kaybettiği özgüvenini geri verebilecektir. O zaman 90+2'de 2-1 mağlupken, zaman geçirmek ve gol yememek için Alex'i çıkarıp Selçuğu sokma telaşına düşmeyecektir...


Evet bugün Fenerbahçe yürüyerek oynadı ve kaybetti ama üzüldüğümüz şey hani biraz koşsa ve hocası daha cesur oynasatsaydı ve 2-1'i kâr gibi görmeseydi sükseli bir galibiyet alacaktı Avrupa'da ama olmadı...


Şimdi tur riskli ama Kadıköy'de de bir başkadır Fenerbahçe...


Ahmet ÇELİKSÜNGÜ

18.02.2010

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 252
: 936
Kayıt tarihi
: 17.03.08
 
 

74'ün İstanbulunda, Sultan şehri Üsküdar'ın, kız çocuklarına "Zeynep" erkeklerine "Kamil" adı kon..