Gül ve gül...

Gül festivali yapıldı geçenlerde Mersin Akdeniz İlçe Belediyesi katkılarıyla.

Güzel...
Fenamı oldu yani yapılması?
Hayır canımmmm.
Ama sorunlar açısından bir adım atılabildi mi o manada söyleyiş tarzım.
Ekonomik krizin çiçek sektörünü olumsuz etkilendiği geçen yıl sektörün yaklaşık yüzde 30 daraldığını sağır sultan bile duydu.
-Peki sadece kriz mi çiçekçiliğin önündeki etken?
Oooo... Say baba, say...


***
Özel günlerde ithal çiçek gelmesinin sıkıntısını üreticiler taaa cepten hissediyor..
Girdi maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle Afrika ve Güney Amerika’dan gelen çiçeklerle fiyat konusunda rekabet edemiyorlar.

Anlamadığım ithalatı kurtarıcı gibi gören hükümetin tutumu.
Türk tarım ve hayvancılığına harakiri ya bu.
Hükümetin girdi maliyetlerini düşürmemesi Türk tarımının ve çiçek üreticiliğini gelişmesi önündeki en büyük engel.
***
Aslında tek engelde değil...
Enerji maliyetlerinin yüksek olmasınında yadsınamayacak bir çabası var.
Olduğu söylenen (sadece söylenen) termal su kaynaklarının bulunması halinde rahat bir nefes alınabilir sanki!
***
Sürümü artırarak fiyatları düşürme çiçekçilik sektörünün yaralarını sarabilir mi?
Çiçeğin hala ülkemizde lüks tüketim maddesi olarak düşünenlerde çiçekçiliğin önündeki engeller.

***
Bir de benim gibi bakla oda, nohut sofa balkonlarında kokulu gül yetiştirme merakındakilerde olursa?
Hiç bir özel günde bana çiçek gelmez. Zaten balkonum bir bahçe. Batırdım çiçekçileri.
Pardon canlı çiçek gelir.
Bir de ben kokusuz gülü neyapayım. Ot gibi.
Her gülün rengine göre kokusuda değişik olmalı.
Galiba sektörün baş engeli benim gibi düşünenler.

Ama ne yapayımmmm...
Gül dikensiz ve kokusz olmamalı.
***
Yaaaa...
Boşverin benim düşüncelerimisiz. Gidin bir çiçekçiye eşinize, dostunuza, ebevynlerinize, arkadaşlarınıza güzel bir çiçek alın.
-Kendinize alın yaaaa...
Etrafınız renkli çiçeklerle dolu olursa ruhunuzda renklenir. İnanın son günlerde kapkara olan ruhların ilacı çiçekler....
Haaa bayanlar erkeklere değil sözüm sizlerede.