Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Aralık '08

 
Kategori
Edebiyat
 

Gülce-Yeni nazım önerisi (Tekil)

Şiir tarihimizde neredeyse bir asra yaklaştı ÖNEMLİ BİR HAMLE yapılmayalı. Tanzimat’ın o ilk yıllarında TERCÜME odalarında görev yapanların Batı edebiyatındaki nazım türleriyle karşılaşmalarıyla başlayan yenileşme hareketi, ardından dil ve edebiyat, aruz-hece tartışmalarına dönüşmüş; bu tartışmalar sonucunda, BEŞ HECECİLER, BİRİNCİ YENİ, SERVET-İ FÜNUN, FECR-İ ATİ, YEDİ MEŞALECİLER, GARİP ve İKİNCİ YENİ AKIMLARI birbirini takip etmiştir.
İşte o günlerden bu yana sürüp gelen şiir serüvenimiz, son 30 yılda, SERBEST ŞİİR'imiz, tamamen serbestliğe, adeta, nesirlerin makasla doğranıp alt alta sıralanmasına dönüşmüş duruma getirilmiş, şiir, o ahenkli kanat çırparak yükselişinden, yerlere düşürülmüş durumdadır.ARUZ unutulmuş, HECE ŞİİRİ'miz de, Anadolu Aşıklarının-ozanlarımızın AYAK-UYAK ve kalıplarıyla KAFİYELERİ'ne takılıp kalmış, kendini tekrar etmeye başlamış, sığ ve dar bir alanda kalıvermiştir. Şüphesiz hem hecede, hem serbestte mükemmel ve kalıcı eserler verenler de olmuştur. Şiir tarihimizin mazisinde mükemmel ve kalıcı nice şiirler - şairler var, biz, onların hepsini seviyor ve hepsine bağlıyız, karşı da değiliz... Ancak, biz genel manzaradan bahsediyoruz tabii...

Bir sevda gibi yüreğimizi, kalemimizi sarıp sarmalayan şiirimizi bu yerden, mazinin muhteşem ürünlerini ve yıldızlarını asla ihmal etmeden, onlara karşı çıkmadan ve bozmadan DAHA İLERİLERE GÖTÜRMEK, adeta yeniden YENİ çıkarmak amacıyla ortaya çıkan GÜLCE EDEBİYAT AKIMI’nı ben de yürekten destekliyorum.

GÜLCE, şiirimize yeni bir ruh, yeni bir can soluğu, yeni bir hareket alanı getirmiş, şiir yüreklerde gül kokusu yaymaya başlamış, bayrak gönül kalelerinde dalgalanmaya başlamıştır.

Şiiri seven, ona karasevdalı olan, onu ciddiye alan ve ona sonsuz bir saygıyla bağlı olanların yaptığı gibi ben de bir GÜLCE EDEBİYAT AKIMI mensubuyum ve bu mensubiyetten gurur duymaktayım.

Bu sebeple de, başta Mustafa CEYLAN Hocam olmak üzere, bu akımın mensuplarından bazılarına danışarak, onların da görüş ve onaylarını aldıktan sonra, Harun YİĞİT KARDEŞİNİZ OLARAK, İLK nazım önerimi sunuyorum.

Bel ki de kimilerine göre “saçma” olarak nitelenebilecek bir tespitim oldu. Hayat ve doğa’nın tekil sonsuzluklarda Yüce Yaradan’ın mükemmel güzelliği, çifter çifter sunması gibi. Araştırmalarımı derinleştirdikçe gördüm ki, 7-9-11-13 gibi sayısal verilerle kuşatılan çevre içinde insan, fanilik gömleği ve kafesteki canıyla, Eflâtun’un mağarasında, Yunus’un gönül aynasında çığrışıp durmada. Neden bu tekillerden YENİ BİR NAZIM TÜRÜ doğmasın ki? Neden bu “YARADILANI SEVERİM YARADAN’DAN ÖTÜRÜ” anlayışıyla, 7-9-11-13 sıralanışını; yahut da mesela 1-3-5-7-9-11-13-15-17 sıra dizinini nakışlayıp ortaya koymayalım ki diye düşünmeden edemedim.

Tek sayıların o sonsuzdan sonsuz TEK’e koşusunun türküsünü şiirimizin nefes alanı yapmayalım ki?


Mustafa CEYLAN, Ekrem YALBUZ gibi hocalarımın attığı temeller üzerinde, Osman ÖCAL, Hülya EKMEKÇİ, Yusuf BOZAN, Refika DOĞAN, Ümran TOKMAK, Afet KIRAT ve diğer şair dostlarımın yücelttiği şiir bayrağına yeni bir RÜZGAR’da benden gelsin bakalım.

TEKİL adını verdiğim bu yeni YENİ NAZIM TÜRÜ’n de ben, 7-9-11-13 TEKİLLERDEN HAREKET ETTİM.
Bunları tıpkı ÜÇGEN NAZIM TÜRÜNDE olduğu gibi merdiven basamaklarınca sıraladım. ÖMER HAYYAM’ın RÜBAİLERİYLE ATASÖZLERİMİZ rehberim oldu.

Bu ilk denememdir.

Biliyorum ve inanıyorum ki, özellikle TASAVVUFİ konularda, AŞK konusunda şair dostlarım TEKİL ile çok güzel örnekler vereceklerdir.

Gene biliyorum ki, bugüne kadar ŞİİRİ, bayağılaştıran, alabildiğine şiire olan sevgi ve saygıyı gündemden düşürenler de ya dudak bükecekler veya eleştiri oklarını bize yönlendireceklerdir.

Varsın, olsun…
İkisine de saygım var.
İkisinden de ders alacağım…

Saygılarımla şimdi TEKİL adını verdiğimiz YENİ NAZIM TÜRÜ’müzü takdim ediyorum:

……………….7 Hece
……………….9 Hece
……………….11 Hece
……………….13 Hece’li bir yapıdan OLUŞMAKTA.

(Bu şiirimdeki TANRI ve TANRILAR sözleri dahil, diğer tüm şiirlerimde bulunan bu tür sözlerin Yüce YARADICIMIZ olmadığını da açıkladıktan sonra, örneğimi sunmak isterim.)


BÜTÜN TANRIÇALARIN TANRISIYIM

Sevdaların başıyım
Sevdalıların göz yaşıyım
Bir sevdayla sarhoş olmam bilirsin
damardan kırmızı şarap versin kanıma

Gülce’nin bir gülüsün
Ben senden, sen benden delisin
Kanımı kanlar içinde bilirim
ne kadar mikrop var ise sürsün kanıma

Davar gibi sağılma
Damlanın içinde boğulma
boşa kulaçlamasın deryaları
Erecekse eğer gelip ersin kanıma

Benim gibi yanarsan
dağın yamacında pınarsan
araya, araya yolunu bulup
Şu gönlümün ırmağında varsın kanıma

Yettiniz be canıma
Şehvet ile gelin yanıma
Bütün tanrıçaların Tanrısıyım
aranızdan en dişisi girsin kanıma


Harun Yiğit
01.10.2008 Hannover/Köthenwald
…………………………………………………
GÖRÜLECEĞİ GİBİ:

7 Sevdaların başıyım
9 Sevdalıların göz yaşıyım
11 Bir sevdayla sarhoş olmam bilirsin
13 damardan kırmızı şarap versin kanıma

7 Gülce’nin bir gülüsün
9 Ben senden, sen benden delisin
11 Kanımı kanlar içinde bilirim
13 ne kadar mikrop var ise sürsün kanıma

7 Davar gibi sağılma
9 Damlanın içinde boğulma
11 boşa kulaçlamasın deryaları
13 Erecekse eğer gelip ersin kanıma

7 Benim gibi yanarsan
9 dağın yamacında pınarsan
11 araya, araya yolunu bulup
13 Şu gönlümün ırmağında varsın kanıma

7 Yettiniz be canıma
9 Şehvet ile gelin yanıma
11 Bütün tanrıçaların Tanrısıyım
13 aranızdan en dişisi girsin kanıma


Harun Yigit
www.harunyigit.net

**************************************************************************************
 
Toplam blog
: 7
: 155
Kayıt tarihi
: 07.12.08
 
 

1961 yılında Ilgın'ın Beykonak kasabasında doğdu. İlk ve ortaöğrenimi orada tamamladı. Küçük yaşlar..