Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '12

 
Kategori
İnançlar
 

Güle anlam veren gülün kokusudur, görünüşü değil

Medya yoluyla büyük kitlelere ulaşan din adamları söylemleriyle, Muhammed zamanındaki putçuluğu neredeyse geri getirdiler. Tevhid ehli (birleştirme-teklik) adına, bazı cami imamlarının, camide yaptıkları dualar yetmiyormuş gibi, türbelerin başına kadar gidip, oralarda dua etmekle; aynı peygamberimiz dönemindeki putların bekçilerine dönmüşlerdir. Aynı, o dönemdeki müşrikler (Allah`a ortak koşanlar) gibi dua ediyorlar. (Süleyman Ateş)

Ìki esas temel üzerine kurulu olan Ìslâm dini (Kur`an ve Hadis)`in esas temeli Kur`an`dır. Hadisler tümden dışlanmazlarsa da; gerçekte 150 kadar olan hadislerin, günümüzde 2000 olarak dolaşması, (diyanet dergisi), hangisinin gerçek hadis olduğu hakkında, haklı olarak şüphe yaratılmasına yol açıyor.

Peygamberimizin de esas aldığı Kuran ruhunun ölçüsü, gerçekte Kuran'dır. Arapcasının anlamını bilmesek dahi, meali, her okuma-yazma bilen için açık bir öğreti olmasına rağmen, bazı, Allah`a ortak koşanlar, dini bilgilerinin yetersizliği yüzünden, sağda- solda, ulu-orta konuşarak, gerçekliğini bilmediği hadisleri örnek göstererek; dini inancı saf, temiz olan insanların beyinlerini yıkamakta bir sakınca görmemektedirler.

Medya üzerinden de görüleceği gibi, isimlerinin başlarında Prof. Dr. gibi, toplumun itibar gösterdiği makamlar olmasına rağmen, bu kişilerin hemen hepsinin din konusunda bir ortak zeminde buluşamamaları, bu konunun ne kadar hassas olduğunun canlı bir örneğidir.

Günümüzde Kuran'ın sadece `ahlâki` boyutunun ele alınması; (diğer şer-i,hukuki boyutunu -anayasa- nın üstlenmesi), haklı olarak kişileri, kişilik hakları üzerinde söz sahibi olmak gibi bir yanlış algılamaya götürüyor.  Bu yüzden, dini konuların konuşulma yerinin cami olması yeterlidir. Ayrıca, şu da bir gerçektir ki, din söz konusu olduğunda dile getirilen, sadece, iyi ahlâk- kötù ahlâk kavramlarıdır. Ahlâk`ın, sözlük anlamı "toplum kuralı, törebilim, bir toplumdaki davranış biçimleri" olduğuna göre, ona ruhsal anlamlar katmanın fazla bir değeri yoktur. Çünkü, toplumda, bir insanı tanıtmak için, "Nasıl, ahlâkı iyi midir?" sözü, her şeyi zaten açıklamaktadır, gerisi hürafedir.

Toplum içinde iyi huylar edinmenin yolu, insanlarla iyi ilişkiler kurmaktan geçer. Ìlişki kurmak, yaşamaktır. Ìlişki kurmadan- deneyim olmadan- iyi ya da kötü ahlâk gösterilemez. Tıpkı, bir gülün kokusu gibidir, ahlâklı olmak. Güle, gül anlamı veren, gülün görünüşü değil, kokusudur. O kokuyu da, ancak beş duyumuzdan biri olan koku alma duyusuyla hissedebiliriz, gülün dış görünümünü gösteren gözümüzle değil. Nasıl ki, şekerin tadını veren şekerin kendisi değil, damaktır; ahlaklı olmanın yolu da, içinde bulunduğumuz toplum içinde edineceğimiz iyi huylardır. Yoksa, "Ben şöyle iyi bir insanım, şöyle iyi huylarım vardır" şeklinde sadece söylemde kalan konuşmalar değil. Ahlâk, ancak, yaşam içinde, ilişki içindeyken kendini belli eder. Görünüşü, biçimi, şekli yoktur ahlâk`ın. Toplum içinde topluma uyum sağlamaktır, ahlâk. Anlatılarak, ahlâklı olunmaz, yaşanarak olunur. Nasıl ki, dil, anlatma aracıdır; el, hissetme; burun, koklama aracıdır; araçların üstlendikleri görevleri birbirine karıştırmanın sonucudur ki, toplumumuz bugün bir sürü içinden çıkılmaz kavram kargaşalığına ìtilmiştir.

Duyu organlarımızın görevlerine gelmekle şimdi, düştük mü çocuklara ders verme durumuna..!

Daha fazla çocuklaşmadan, kapatalım bu konuyu da, Temel`in başına gelenlere bir göz atalım:

Üfürüğüne çok güvenen Temel, sıcak bir havada yelkenlisiyle birlikte denize açılır. Ancak, saatler geçmesine rağmen havada, yaprak kımıldatacak bir tık rüzgâr çıkmaz. Temel, paniğe kapılır:

- "Dedikse, o kadar da demedik, canım..! Hadi, gönder rüzgârını da kıyıya inelim..."

  "LAFLA PEYNİR GEMİSİ YÜRÜMEDİĞİ GİBİ ÜFÜRÜKLE DE YELKENLİ ŞİŞİRİLMEZ"

 Alaettin Morgül / 11.01.2011 

 
Toplam blog
: 193
: 1086
Kayıt tarihi
: 02.02.10
 
 

İsveç`in Göteborg şehrinde oturmaktayım;  evli ve bir kiz bir oglan iki çocuğum var. İsveç`te..