Güle güle, Sayın Erbakan.

Hataları ve sevaplarıyla, son yılların siyasi tarihimize damgasını vurmuş bir kişisiydi Erbakan. Allah gani gani rahmetler eylesin.  

****  

İsmail Müftoğlu, TRT haberde "Biz tabii bu cenazenin Türkiye Cumhuriyeti oldu olası, Mustafa Kemal Atatürk'ün cenazesi de dâhil olmak üzere bu derece yoğunlukta bir cenazenin olabileceğini zannetmiyorum”. Demiş.  

Bir dakika İsmail Bey! Atatürk’ün ebediyete uğurlanışında Türkiye nüfusu kaç milyondu acaba?  

Bence Atatürk ne cenazesi ile ne de liderliği ile kimse mukayeseyle edilemez, edilemeyecek bir büyük dehaydı... Bugün Anıtkabir'de ölümünün üzerinden 73 yıl geçmesine rağmen halen milyonlar tarafından ziyaret edilmektedir. Bazı insanlar işlerine geldiği zaman Atatürk’ü anarlar işlerine gelmediği zaman da!  

Erbakan’ın vefatına aynı görüşte olmamakla beraber bir insan olarak bende üzüldüm elbet.  

Bu dünya Sultan Süleyman’a kalmamış değil mi? İşte, hepimizin o meçhule giderken beraberimizde götüreceğimiz birkaç metre kaput bezi. O da nasip olursa.  

Ne demişler her fani ölümü tadacaktır…  

****  

Atatürk gibi olağanüstü bir insan, bir daha dünyaya gelir mi bilemeyiz.  

Atatürk Osmanlının yıkılmış külleri arasından bir ülke çıkartmış, cumhuriyeti kurmuştur. Sadece iç güce sultana, halifeye, kişi otoritesine baş kaldırmakla kalmamış, tüm emperyalizme karşı durmuş ulusal bağımsızlığımızı kazandırmıştır bu ulusa.  

“Akıl ve bilim dışında yol gösterici aramak gaflettir, delalettir, cehalettir” ve “En hakiki mürşit ilimdir.” Demiştir.  

Ondan sonra çeşitli liderler baş olmuştur ama hiç birisi Türkiye’yi onun istediği gibi ileriye götürememiş ve bu günlerin gelmesine adeta çanak tutmuşlardır.  

Rahmetli Erbakan ne yapmıştır? Dini siyasete karıştırmış “İmam Hatipler bizim arka bahçemizdir.” Demiştir. Günümüzde artık o bahçe arka bahçelikten çıkmış, bir büyük ön bahçe olmuştur.  

CHP İstanbul Milletvekili Ali Topuz, "Merhum Necmettin Erbakan, mesleğinde ve siyaset yaşamında, büyük başarılar kazanmış; inançlı, kararlı ve tutarlı bir siyaset adamı ve ömrünü milletine hizmet etmeye adamış, büyük bir devlet adamıydı" demiş.  

Ben açıkçası Sayın Topuzu pek anlayamadım. Rahmetli Erbakan çok kibar, kimseyi kırmayacak yumuşak bir üsluba sahipti. Ağzından ölümüne kadar ne bir küfür, nede bir başka parti için hakarete varan sözler işitmedik. Bununla beraber hayalleri vardı ve bu hayallerinin içinde bir din devleti kurma isteği de vardı. (O zamanlar)  

***  

Bir rahmetlinin arkasından konuşmak çok ayıp olur ama iki şey hatırlatmadan edemeyeceğim.  

Refah Partisi adil düzen getirecek, bu kesin şart, geçiş dönemi yumuşak mı olacak sert mi olacak, tatlı mı olacak kanlı mı olacak, altmış milyon buna karar verecek” demişti.  

Bu sözleriyle ne anlatmak istemişti acaba?  

Bugün kendisinden ayrılan öğrencilerinin Türkiye’yi ne hale getirdiklerini görüyoruz. Son zamanlarında o da bunun farkında olarak genel seçimlere yönelik de "koalisyon" hazırlığı içerisindeydi.  

Onun ölmeden önce Namık Kemal Zeybek’e söylediği sözler dikkate değer, önemli sözlerdi.  

''En son kendisini hastanede ziyaret etmek istediğim zaman doktorları izin vermiyordu. Ancak Erbakan bizim adımızı duyunca doktorlardan 5 dakika izin alınmasını isteyerek 'Ben Namık Kemal Zeybek ile görüşmek istiyorum' demişti. Değerli dostum Şevket Kazan ile birlikte kendisinin yanına gittik. Görüşmede hocamızın bilinci son derece açık ve yerindeydi. Her sözü millet ve memleket meseleleriyle ve insanlığın dertleriyle ilgiliydi. Ayrılırken, benim gözlerime tüm masumiyetiyle bakarak, dedi ki 'Namık Kemal, vatan ve memleket tehlikede. Vatanı ve memleketi kurtarın'. Dışarı çıktığımızda Kazan, bu bir vasiyettir diyerek, ağlamaya başladı.'' 

****  

Talebeleri ile arasında en büyük fark o askeri seviyordu, memur, işçi, emekli, esnaf ve çiftçinin yüzü onun zamanında gülmüştü. İyi bir bilim adamıydı.O bir misyon adamıydı. Din ve dince kutsal sayılan değerlere dayanarak yükselen “Milli Görüş” akımının lideriydi.  

Türk siyasetinde önemli bir yeri olan rahmetliyi yaptığı esprili sözlerle de yâd edeceğiz.  

Kadayıfın altı kızarmadı.  

Onların dansları GULU GULU dur.  

85 yaşında bile müthiş zekâsı, güler yüzü ve efendiliği ile sanırım uzun yıllar anılacaktır. Güle güle Sayın Erbakan, mekânın cennet olsun. Tüm ailesine, sevenlerine baş sağlığı ve sabırlar dilerim.