Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Kuşkayası (Turgut Erbek)

http://blog.milliyet.com.tr/kuskayasi

01 Eylül '06

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Güle güle çocukluğum

Güle güle çocukluğum
 

Güle güle çocukluğum
Uğurlar olsun!
Bilirim çok uzak gittiğin yollar
Çiçek açmış şeftali ağaçları
Erik çağlasıyla eğilmiş dallar
Güle güle çocukluğum
Uğurlar olsun…

Şemsi Belli’nin bu güzel dizelerini her okuyuşumda duygulanıyorum. Deli yüreğim başını alıp çoook gerilere gidiyor...

Televizyon ve radyo konuşmalarımda bana şiiri sordukları zaman, “İyi şiir, bir romanın özeti gibidir. Birkaç dize bir romanın anlatamayacağı şeyleri anlatabilir,” demiştim. Sizce de bu şiir, ciltlere sığacak bir konuyu özetlemiyor mu? İnsan neleri anımsamıyor ki... Unuttuğumuzu sandığımız anılar gülümseyerek ve de çiçek kokularıyla gelip gözümüzün önüne oturuveriyorlar.

Onca sıkıntıya, olanaksızlığa karşın çocukluğum güzel geçti. Kırlarda koyun, kuzu peşinde koşturarak büyüdüm. Havada uçan kuşa sapan atıp, ıssız derelerin serin sularında balık avladım, kayalıklarda ıslık yarıştırdım. Kısacası yaşamam gereken her şeyi doyasıya ve özgür yaşadım.

Bizler için her bayramın ayrı bir güzelliği, ayrı bir tadı vardı. Tezeklerle yaktığımız Nevruz ateşinin üstünden atlarken, attığımız çığlıklar hâlâ kulaklarımda. Nahiyeden heybeler dolusu getirilen kuruyemişler, kır çiçekleri gibi soframızı süslerdi. Ceplerimize doldurduklarımız arkadaşlarımızla paylaşırdık.

Günümüzde bayramları doyasıya yaşayan kaç çocuk var acaba? Hele kentlerin yoksul mahallelerinde yaşayanlar... Kirli yüzleri, yalın ayakları ve yuvalarında ışıldayan gözleriyle, sürü gibi çıkıyorlar evlerden. Yetiştirebileceği, bakabileceği kadar çocuk yapan yok ki! Hepsi cahil ve de kör! O çocukların birçoğu ekmek peşinde. Kimi ayakkabı boyuyor, simit, mendil satıyor, kimileri ailelerinden koparılıp kötü şeylere alıştırılıyor... Televizyonlar, ölümle tehdit edilerek suça itilen çocukların görüntüleriyle dolu. Onlar çocukluğuna yaşayamayanlar, çocukluğun ne olduğunu bilmeyenler... Birçoğu korkuyla büyüyor. Saplandıkları bu bataklıktan kendi çabalarıyla kurtulmaları olanaksız…

Sokaklarda rastladığım o çocuklara nasıl baktığımı bir gören olsa, içten içe ağladığımı hemen anlayacak... Eline para tutuştursam, götürüp onu sömüren adama verecek, o da daha fazlasını getirsin diye tekrar sokağa salacak. Karnını doyursam, ertesi gün yine karşıma dikilip gözlerimin içine bakacak. Ne yapacağımı ben de bilmiyorum. Yüreğimdeki sızılarla başa çıkamıyorum artık...

O güzel şiir sayesinde çocukluğumu ve o birbirinden doyumsuz günleri, yaşamın karmaşası içinde yeniden anımsamak hoşuma gitti... Peki, horlanan, ezilen, aç bırakılan, sokaklara atılan çocuklar yarın geriye dönüp baktıklarında neyi anımsayacaklar? Hangisi çocukluğuna “güle güle, uğurlar olsun“ diyecek acaba? Geçmişlerine ve de onlara kol kanat germeyen büyüklerine lanetler yağdıracakları kesin.

Hey!..

Oradakiler...

Onlar bir daha çocuk olmayacaklar.

Onları ağlatmayın...

 
Toplam blog
: 72
: 1492
Kayıt tarihi
: 23.07.06
 
 

Edebiyata ortaokul yıllarında şiirle merhaba dedim. O yıllarda şiirlerim ve yazılarım yöresel gezete..