Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mayıs '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Güle güle dostum

Güle güle dostum
 

a


Dün akşam aniden otuz üç yıl geriye gittim. İtalyan Lisesinin yaz kampı olurdu. Seleziani üstlenirdi bu kampı. Hem sınıf hem de okuldan arkadaşlarımız bir ay süre ile burada olurduk. Gürpınar’ ın sahilinde, köyden bir kilometre kadar ileride bir yerdi. İnanılmaz güzel günlerim geçti orda. Ama o kadar eski bir hatıra ki bunlar, düşündükçe hatırlamaya başlıyorum o günleri. Balığa çıktığımızda sandalın balıkla dolduğu günlerdi. Neşeli, sorumsuz, çocuk günlerimdi. Okul arkadaşı olunca, üst sınıflarda ki arkadaşlar, hatıralarda çok iz bırakmıyorlar. Ama sınıf arkadaşlarım hatıralarımda o kadar net ki…

Orta okul ve lise hayatım çok haşarı bir çocuk olduğumdan biraz uzun sürdü. İlk başladığım arkadaşlarım liseyi bitirirken ben bitirememiştim. Ama sınıfta kaldığımda yeni arkadaşlarımla hemen samimi olup kaynaştık. Kimler yoktu ki, Ferit Volkan, Alper, Hakan…..bir de Mehmet Özkurt. Kızıl saçlı, yuvarlak yüzlü toplu bir çocuktu. Kızıl saçlı olduğundan bazen alay konusu olur gülüşürdük. Hiç alınmazdı hatta bizden daha çok gülerdi. Sokulgan değildi ama muhabbet etmeye başladığımızda da hiç susmazdı. Teneffüslerde biz kantinden yemek yerken o greyfurt, portakal ya da elma yerdi. Toplucaydı ve kilo vermesini istiyordu ailesi. Zil çalınca, naylon poşetteki meyvesini çıkartıp yerdi.

Kampa gittiğimizde yan yana ranzalarda yatardık. Gece oyunlar oynanır, ateş yakılır, bazen İtalyanca filimler seyrederdik. Etrafta bir tane ev yoktu. Sahil, çevre her yer bize aitti sanki. Köyde 20 ev, bir bakkal ve cami vardı. Bu günle kıyaslamak mümkün değil. Şimdi ağaç kalmadı oralarda.

Bir gece geç saatlere kadar konuştuk. Sabah uyandığımda ateşler içindeydim. Sayıklayıp durmuşum bütün gece, altıma kaçırmışım, türlü rezillikler yaşatmışım herkese ben hiç hatırlamasamda. Yanımda bir tek Mehmet vardı, gözümü açtığımda yanımdaydı.

Okul bitince yollarımız ayrıldı. Bazen okul yemeklerinde, bazen dernekte, bazen sokakta karşılaştık. Çok sevinirdik rastlaştığımıza. Hayat birimizi bir yere diğerimizi başka yere savurdu.

Hani dün akşam otuz yıl geriye gittim ya, beni götüren Mehmet’ti ve ne yazık ki aramızdan ayrıldığı haberi ile sarsıldım. Dünden beri hiç aklımdan çıkaramıyorum. Görüşemediğimize mi, bundan dolayı sorumsuzluğumuza mı, hayatamı bilmiyorum ama kendi özel hayatımıza hiç vakit ayırmadan robot gibi yaşıyor olmamızdan pişmanlık duyuyorum.

Yolun açık, mekanın cennet olsun dostum benim.

Güle güle……..

 
Toplam blog
: 51
: 628
Kayıt tarihi
: 12.04.07
 
 

Hayatı farklı gözle bakmayı seven, haksızlığa tahammül edemeyen, olaylara sessiz kalıp yerinde mü..