Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Aralık '11

 
Kategori
Güncel
 

Gülen- Cübbeli savaşı mı? (Okyanus ötesinden gelen dalga)

Gülen- Cübbeli savaşı mı? (Okyanus ötesinden gelen dalga)
 



Cemaatler, artık açıktan açığa güç gösterine giriyor/lar.

Cemaatlerin öteden beri siyasetin içinde olduğu, zaman zaman belirleyici rol üstlendiği bilinmez değil. Gel de, Uğur Mumcu’nun “Tarikat-Siyaset-Ticaret” adlı kitabını, 1987 yılında yazdığı bir yazısında söylediklerini anımsama:

“Bir üçgen bu...Ticaret, siyaset ve tarikat üçgeni...Bunlar dindarın sahtecileridir. Zavallı yoksul Müslüman yurttaşların kanlarını emenler de bunlardır. İnanç sömürücüleridir bunlar...

Bir yanda sahte Müslümanlar, din tacirleri, inanç sömürücüleri...Bir elleri siyasette, öbür elleri ticarette, ayakları da tarikatlarda dolaşanlar...

Öte yandan da sahte Atatürkçüler... İşlerine geldiği sürece, bu sahte Müslümanlar ile kol kola girip öpüşenler... Birbirlerine siyasal destek sağlayanlar...”


*****

Neler gördük, görüyoruz?

Kimi “önder”lerin, dini imanı ağızdan düşürmediğini, her olumsuzluğu dinden uzaklaşmaya bağladığını, insani ilişkilerden yola çıkarak dünyanın sonunun geldiğine hükmettiğini... Sonra, ucundan açığa çıkan kimi olaylar göz önüne alındığında, karşıymış göründükleri yaklaşımların içinde olduğunu görüyoruz.

Karşıymış görünen eylemler, bir gün başa bela olur mu?

Dünyada da öyle, alt edilmek istenen biri varsa, “kadın meselesi” öne çıkarılır, girişimlere/ gelişmelere/ sonuçlara damga basar.

“İnsan ticareti, çete ve fuhuş” iddiasıyla tutuklanan, ağzını açtığı zaman mangalda kül bırakmayan Cübbeli Ahmet Hoca da zor durumda. O Cübbeli ki, Gölcük depremi için ne demişti?

“Mevlam, zina yuvalarını vurdu!”

İşe bak ki, Cübbeli de, içinde  “zina”  (aralarında evlilik bağı olmayan kişiler arasındaki cinsel ilişki) suçlaması  diyeceğimiz bir eylemden içeride.  İşin başına gidildiğinde, anlayacağınız, doğal bir gereksinimi gidermek için kadınlar birlikte olmuş. Sonra da bu ilişkinin görüntüleri internet ortamına düşmüş. Cübbeli de, bunları kim ortaya saçtı diyerek bir çeteden yardım istemiş. İş, giderek karışmış, işin içinde medyaya yansımayan başka neler olduğunu anlamakta zorlanırsınız, Cübbeli tutuklanmış.

Ahlaksız bir suçlama yapan Cübbeli’nin, dışarıya yansıyanlara bakılırsa, “ahlaksızlık”tan içeri düştüğü görülüyor.

*****

Dışarıya yansıyanlar, “insan ticareti”, “çete”, “fuhuş”...

Cübbeli’nin tutuklamasına tepki gösteren cemaati, işin içinde başka şeylerinin olduğunu ima ediyor:

“Küçük bir boşlukta hükümeti ele geçirenler, bakın nasıl da işlere kalkışıyor. Hükümeti elinde bulunduran asıl güçler, nasıl da karşısındaki engelleri tahrip ediyor. Okyanus dalgaları bakın nasıl Türkiye'ye vuruyor.”

“Hükümeti ele geçirmek”, “küçük bir boşluk”tan yararlanarak iş peşinde koşmak, “asıl güçler”in “karşısındaki engelleri tahrip etme”si...

Ve en önemlisi, “Okyanus dalgaları bakın nasıl Türkiye'ye vuruyor.” cümlesi...

Cübbeli’nin, yandaşlarıyla yaptığı konuşmalarda STV için “Bunların İslami kanallarında fayda yok arkadaşlar, İslami gibi geçinirler” demesi, sonra şu sözleri, “Okyanus dalgaları”yla neyi işaret ettiğini gösteriyor:

“İslami geçindikleri halde bunlardan şikâyetçiyiz. Adam buna para veriyor, evine çoluk çocuğuna alıyor, orada yazıyor İslamın hükümlerinin hepsi tatbik edilmesi gerekli değildir. Hangi gazete, onu da sen anla, herkesin evine giren gazete, bedava dağıtılanlardan, herkesi abone ediyorlar, herkese gönderiyorlar.

*****

“Cephe” oluşturan güçler, zamanlar, “cephe”nin zayıflatılması üzerine kendi aralarında güç gösterisine girişirler. Kimse gücü, bir başkasıyla paylaşmak istemez.

Son yıllarda iyice palazlanan, ekonomik/ siyasal güç kazanan “sivil toplum örgütü”nden sayılan cemaatler de öyle...

Gel de, Mustafa Kemal’in 30 Ağustos 1925’te Kastamonu konuşmayı anımsama:

“Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en gerçek tarikat (yol), medeniyet tarikatıdır. Medeniyetin gereklerini yerine getirmek, insan olmak için yeterlidir.”

Bugün görülüyor ki, cemaatler, belli engelleri aşmış, rahatça yol almış, sıra da “güç gösterisi”ne gelmiş.

Cemaatler arasındaki çatışma/ sürtüşmenin kızışacağı kaçınılmazdır. “tarikat-siyaset-ticaret”  ilişkilerinin, ülkeyi çıkmazlara, ayrışmalara götüreceğini söylemek falcılık, hele, modaya deyişle “paranoya” değildir.

*****

Neredeyse her taşın altından cemaat çıkacak!

Fiyakalı adıyla “Şike Yasası”yla ilgili gelişmeler, başkaları....

Bu ülkeyi ayakta tutmada “laik demokratik düzen”in çimento olduğunu kimse unutmasın!


TURGUT ÇELİK/ Mersin




 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..