Gulete de binerim, çipura da yerim…

Varsayalım ki Silivri’de balık çiftlikleri kurulmaya başladı!

İş ilerledi, Silivri Allah göstermesin Muğla’nın Güllük Körfezi’ne benzedi…(!)

Medya sürekli yazıp çiziyor, çevreciler binlerce koyunu sokaklara salarak eylem yapıyor…

Ali Korsan( Silivri Çevre Derneği Başkanı) ortalığı ayağa kaldırıyor… Her gün televizyonlara çıkıp demeçler veriyor uzun uzun yaşanan toplu balık ölümlerini, çevre kirliliğini anlatıyor…

Sonunda TBMM Çevre Komisyonu üyesi 14 milletvekili Guletle ( burada gulet kelimesine dikkat çekmek isterim, öyle balıkçı sandalı, motor, tekne falan değil! Yüksek sesle vurgu yaparak okuyun. Neymiş? Gulet! Breh breh breh)

<ı>Şimdi siz guletin neye benzediğini de bilmiyorsunuzdur ha!

<ı>(Resmi ondan koydum)

Hayal bu ya! Madem kurguluyoruz, hem ben gulete de hiç binmedim…

O 14 milletvekilinden bir tanesi ben olayım mı?

Olayım… Olayım…

Neyse ben arkadaşlarla beraber ( hemen de havaya girdim, arkadaşlar yalnız!) Silivri’ye balık çiftliklerini incelemeye geliyorum…

Gulete binip yola çıkıyoruz ama arkadaşlardan bazılarını deniz tutuyor…

Deniz tutanları yatırıyoruz guletin içine… Aralarında istifra eden oluyor, başı dönen oluyor… Guleti batıranlara kaptan kızıyor ama nerde sesini çıkartacak…

Gazetecilere fotoğraf çekmeyin, yapmayın etmeyin diyoruz ama dinlemiyor keratalar!

Şimdi bu “kerata” kelimesini kullandım ama yanlış anlaşılmasın diye kendimi açıklama yapmak zorunda hissettim.

Efendim bu kelimenin üç tane anlamı var! 1- Karısı tarafından aldatılan erkek 2- Ayakkabı çekeceği 3- Küçüklere sevgi ile söylenen bir sitem sözü… Sözlükte Necati Cumalı’dan alıntı yapmışlar kelimeyi cümle içerisinde de kullanmışlar… “ Kimden yana bu kerata?”

Ben hesapta milletvekiliyim ya, bu kelimeyi; küçüklere sevgi ile söylenen sitem sözü niyetine kullandım…

Neyse efendim, gün boyu incelemelerimiz sürüyor, yoruluyoruz…

Komisyonumuzun Başkanı AKP Uşak Milletvekili Nuri Uslu bir açıklama yapıyor. Açıklamasında;

“ <ı>Balık çiftliklerinin geçmişten günümüze yarattığı tahribata, görüntü ve deniz kirliliği yaratmasına tanık olduk. Balık çiftliklerinin planlanan yeni yerlerine hızla taşınması için ne gerekiyorsa <ı>yapılmasını sağlayacağız” diyor…

O konuşurken bizim karnımız acıkıyor…

Bana nerde balık yiyebileceğimizi soruyorlar… Yöreyi biliyorum ya o bakımdan…

Silivri’nin bütün balık lokantaları iyidir diyorum…

Bir tanesine oturuyoruz… Harika bir balık ziyafeti çekiyoruz…

Ardından bizi taşıyan resmi plakalı otobüsün bagajına konulan 5’er kiloluk çiftlik çipurası ile dolu 25 koliyle İstanbul’a hareket ediyoruz…

Ertesi gün basın önüme çıkıyor konu ile ilgili açıklama yapmamı istiyor…

İmalı imalı sorular soruyor…

***

“Sayın Milletvekili o balıkları ne amaçla aldınız?”

“ Yemeyeceğiz….İnceleteceğiz! Hatta ben dün akşam inceleme amaçlı iki tanesini ızgara yaptırttım… Tatları bir tuhaf geldi…”

<ı>Bu yazıyı kaleme aldığımda Çipuralar henüz Çocuk Esirgeme Kurumu’na gönderilmemişti!