Güller, kırılmak için değildir!

Kadın, bir toplumun etnik ve kültürel yapısını oluşturan, en önemli faktördür. Bir milletin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması, kadınlarımızın büyük emekleri sayesinde gerçekleşir. Kadın toplumun gülüdür.

 

Ana haber bültenlerinde her gün onlarca kadının eşi tarafından vahşice öldürülmesine tanık oluyoruz. Baltayla, bıçakla öldürülen onlarca kadına haber bültenlerinde yer verildi, sosyal medyada yankılar oluşturuldu, Taksim'de Şişli'de ve daha birçok şehrin merkezinde eylemler yapıldı.

 

Almanya'da eski eşi tarafından silahla vurularak öldürülen kadının evinin kapısında Alman Hükümeti tarafından iki polis bekletildi. Dikkatinizi çekmek istiyorum; ölü bir kadının evinde iki polis iki gün boyunca nöbet tuttu. Almanya günlerce bu olayı konuştu.

 

Ülkemizde tecavüz edilen bir kadın bebeğini aldırmak istedi. Günlerce odasından çıkmadı. Tecavüz sonucu meydana gelen çocuğunu doğurdu. Daha sonra o kadın kendisini tecavüz eden adamın boğazını keserek, oturduğu kasabanın meydanına ''ibret olsun'' diyerek attı. bu kadın adam öldürme suçundan tutuklandı. Bir başka örnek;

2 çocuğu olan kadın, kocasının kendisini 3 çocuklu bir bayanla aldattığını öğrenince kızgın yağı kocası uyurken belinden aşağıya döktü. Kadın kasten adam öldürmeye teşebbüs suçundan tutuklandı.

 

Kendisinin ırzına geçen adamı öldürmek; ülkemizde suç sayılıyor. Ahlak dışı ilişki yaşayan adama iyi bir ders vermek ülkemizde suç olarak gözüküyor. Şuan kadın hakları, çocuk hakları, işçi hakları, öğrenci hakları gibi birçok anayasal ve insan hakları dahilindeki haklarımızdan tam olarak yararlanamadığımız gibi yaşama hakkımızı bile koltuk altında koruyoruz ve hiçbir güvencemiz yok. Valiliklere, bakanlıklara her gün binlerce kadın koruma talebi için dilekçeyle başvuruda bulunuyor ancak bu başvuruların çoğu reddediliyor ve sonucu ölüm oluyor...

 

Türkiye'de bugün bir dilekçe karşılığında bir can, bir ömür istiyor kadınlar ama bir can bile onlara fazla görülüyor.