Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '14

 
Kategori
TV Programları
 

Güllerin Savaşı’nda şeytanı bile pabucunu ters giydirecek olaylar!

Güllerin Savaşı’nda şeytanı bile pabucunu ters giydirecek olaylar!
 

Kanal D.nin aşk ve drama dizisi Güllerin Savaşı’nın 13.bölümünde yaşanan olaylar, derler ya şeytanı bile pabucunu ters giydirecek cinstendi.

Cumartesi akşamları sevilen dizi reytinglerde başa güreşiyor, AB’de 1.sırada, Total’de 3.sırada yer almış.

Geçen bölüm sonunda Yonca'nın peşinden Ada'ya motorla giden Ömer Bey ve Gülru, denizinin ortasında teknenin motoru bozulur. Servis motoru Zodyakın da benzini bitmiştir ve denizin ortasında kalırlar. Gülru'nun telefonun şarjı bitmiş, Ömer Beyin telefonunu da Gülru sendeleyerek denize düşürmüştür. Bu mecburi birliktelik uzun, uzun, konuşmalarına vesile olur. Ömer Bey, Gükru'yu konuşturur. Sözle söylemeseler de, Güru Ömer Beyin kendisini sevdiğini anlar. Tersi, Ömer Bey de Gülru'nun kendisine karşı boş olmadığını öğrenir. İçlerinde bastıramadıkları duygular su yüzüne çıkar. Ömer Bey Gülru'ya Mert'e gerçekten aşık mısın diye sorar. Gülru susunca ben cevabımı aldım, der. Aşık olmadığın biri ile niye evlenmek istiyorsun? Gülru karşı soruyu sorar, Peki siz Gülfem hanıma aşıkmısınız? Ömer Bey de net bir cevap veremez. Ömer Bey ona aşık değilim. Ben ne aradığımı biliyorum. Gülru ne arıyorsunuz deyince, Ömer masumiyet der, tıpkı senin gibi. Duru, temiz, naif, tıpkı papatyalar gibi... İçinde hiç bir kötülük olamayan. Gülru gerçekten öyle mi düşünüyorsunuz deyince, en büyük günahın Halide'nin kahvesine tükürmek olmuş.

Cahide Hanım Gülfem Hanıma giderek, Ömer'in Gülru'ya olan gizli aşkını anlatır. Cahide Hanım, bu kızı derhal uzaklaştırın hayatınızdan, der. Son olarak da Şevket ile Ömer Beyin konuşmasını aktarır. Ömer Bey neredeyse yarı yaşındaki genç bir kıza aşık olduğunu söylemiş.

Bütün bunları duyan Gülfem sinir krizi geçirir, masaları dağıtır, duvardaki aynaları kırar, döker. Koşup gelen Halide'yi bağırarak dışarı kovalar. Gülfem Hanım ağlarken kardeşi Cihan gelir, onu o halde görür. Ablasına yaptıklarından özür diler, iki kardeş konuşur, sarılırlar.  Bir daha yapmayacağım diye söz verir. Gülfem, kardeşini yatağına yatırır, bu dünyada seni benden başka düşünün yok. Cihan Gülru'yu sorar, onu benden uzaklaştırma, o benim arkadaşım der. Gülfem Hanım kardeşine söz verir, Gülru'yu uzaklaştırmak için bir şey yapmayacağım.

Gülru'nun yokluğunu Mesude fark eder, babasından saklar. Mesude, Gülfem Hanımdan Gülru'yu sorar, biz babama Cihan'ın yanında dedik ama, illa getirin dedi. Gülru, Ömer Beyin telefonundan aradı, siz bir şey biliyor musunuz?

Gülfem Hanım araştırma yaptır, Ömer Beyin arabasının marinada park halinde olduğunu öğrenir, Oraya gider, Gülru'yu ve Ömer bey gelen deniz polisi teknesi kurtarır, kıyıya çıkarlar.

images gs.

Taner gece annesinin yattığı odaya girer. Anne oğul konuşurlar. Taner annesinin durumunu çok üzülür ağlar. Annesi ağlama oğlum diyerek, onu bir bebek gibi kucağına alır teselli eder. Bunca yıldır, ben kendi hayatımı yaşadım, seni görmezden geldim. Mebrure oğlum ben senin için yaşıyorum. O sırada kapıya gelen babaanne Cahide Hanım onları kapıdan dinler. Babası ve babaannesi için tek bir kötü laf söylemez, onlar senin kanın, babaannen seni çok sever. Bu duydukları cahide Hanımı çok etkiler, içeri giremez geri kaçar.

Gülfem Hanım, kıyıda Gülru'yu görür, arabasına çağırır. Ömer Bey sen git arabada beni bekle, ben geliyorum demişti. Gülfem, Mesude seni bulmamış rica etmişti, babana karşı senden daha duyarlı anlaşılan diyerek lafı sokar. Gülru'nun üstünde Ömer Beyin ceketini görünce kaş altından bakar. Gülru'nun açıklama yapmasını istemez. Gülru ne olduğunu sormaya bile tenezzül etmiyorsunuz diyerek lafı atar. Merak ettiğinizi biliyorum. Gülfem Hanım, sen benin başlayan lafını, Gülru, muhatabınız değilim diyerek tamamlar. Gülfen sen kimsin Gülru? Masum, saf ve zararsız bir hayranım mısın? Yoksa daha fazlası mı? Sen kimsin?  Senin elinde kalem değil, ütü olacak. Gülru o kalem benim hep elimde. Çizim gücümü gördünüz. Gülru, ben kendim giderim diyerek arabayı terk eder.

Salih Bey kızını karşısına alır, Cihan Bey benden daha mı değerli diyerek azarlar. O an kapıya Mert gelir. Salih Bey dingonun ahırı mı burası diyerek Mert'i de azarlar. Mert, aşkım özür dilerim diyerek saçmalar. Salih Beyin elini öpmek ister. Gülfem Hanım düğünüzmüzü yapacak, bir senelik kirasını verecek. Gülru sen söylemedin mi? Salih Bey, siz benim arkamdan neler çeviriyorsunuz der ve Gülru'nun parmağından yüzüğü çıkartır, benim sana verecek kzım yok der ve yüzüğü fırlatır. Ama kızım benim cesedimi çiğner geçer o başka. Def ol diyerek Mert'i kovalar. O sırada Salih'in kalbi sıkışır.

Ömer Bey annesine cep telefonunu denize düşürdüğünü, aramak isterseniz hastaneden ulaşabilirsiniz. Giderken Gülru'ya uğrar, Halide; Gülfem Hanım dinleniyor diyerek içeri sokmak istemez. Ömer zorla girer, Gülfem ne konuşacaksın, o küçük arkadaşınla çıktığın tekne gezintisini mi anlatacaksın?  Ömer, bir arkadaşı için adaya gidiyorduk, tekne arıza yaptı, hepsi bu... Hizmetçimle ortak bir klinik mi açmaya karar verdiniz. Ömer, özel bir durum sana anlatamam deyince, Gülfem hizmetçimle aranda bir sır olabiliyor. Sen bana bunu söyleyemiyorsun. Ömer, böyle imalı konuşmak sana hiç yakışmıyor. Gülfem, yalan söylemek, dürüst olmamak sana yakışıyor mu? Hizmetçimle romantik tekne gezilerine çıkmak sana yakışıyor mu? Ömer'e gider misin der, Ömer konuşmalarımız bitmedi.Gülfem, benim için bitti.

Çıkışta Ömer Bey, bahçede Gülru ile karşılaşır. Dün beklemedin beni... Gülfem Hanım otoparktaydı, onunla döndüm. Ömer yolda kötü bir şey olmadı değil mi diye sorar. Gülru, Gülfem Hanım pek konuşmaz zaten bilirsiniz. Ömer Bey, her şeye rağmen güzel bir akşamdı der ve görüşürüz diyerek ayrılır.

Salih Bey kızı Gülru'yu merak eder, nerede diye Çiçek'e sorar. Çiçek canı sıkkın olduğunda iskeleye kaçar deyince hadi bakın der. Yonca ben bakarım baba. Yonca, ne oldu benim iş Ömer Bey ne dedi. Gülru, ben senin kadar, düşüncesiz, senin kadar bencil birini tanımadım. Senin yüzünden başıma gelmedik kalmadı. Yonca, bu iş bugün halledilecek, git konuş Ömer Beyle. Yonca, ben biliyorum ne yapacağımı...

Ekran Alıntısıgs13.8

Mert de kıyıda arkadaşı ile konuşur. O babası yüzünden konuşamadı benimle. Biz kaç kere ayrıldık. O bırakabildi mi beni. Soluksuz yaşar mıyım ben, ölürüm ben onun için diye konuşur. Arkadaşı gitme oraya bu işin sonu bela... Mert, atın ölümü arpadan olsun. Gülru'yu arar, oturup konuşalım. Gülru konuştuk her şeyi, yıpratmayalım birbirimizi. Gülru, tamam çay bahçesinde konuşalım.

Gülru bahçede babası ile konuşur. Bir daha seni üzmeyeceğim, der. Hadi kızım işene geç kalma... Benim hala işim var mı bilmem ama deyince Gülfem Hanımla bir şey mi oldu. Ben konuşurum der. Gülru babasına hayır konuma. Hizmetçilik falan yapamıyorum artık, istemiyorum. Bu gün bir kaç yere CD bırakacağım.

Cahide Hanım, oğlu Şevket'in aldığı paraları gelini Mebrure'ye iade eder. Ben Şevket'le konuştum, bir daha böle bir şey olmayacak. Cahide Hanım, ben ilaçlarını aldırayım deyince, rica etsem ben alsam der Mebrure.

images   images (1) gs

Mert ile Gülru çay bahçesinde tartışarak konuşurlar. Mert'in öfkesi ve sesi önlenemez derecede yüksektir. Ne oldu böyle hacıya mı, hocaya mı gidelim, bu olmaz böyle. Bir günde ne değişti. Gülru biz seninle kaç kere ayrıldık. Gülru, gözlerimin içine bak deyince Mert ben o gözlere ölürüm biliyorsun sen. Gülru, Mert bitti, deyince Mert sen beni istemiyorsun, Güru başını sallar tasdik edercesine. Ve Gülru hızla kalkar gider.

Şevket Bey kalkınca annesine çok düşüncelisin bu sabah. Cahide Hanım, Ömer'i düşünüyorum, konuşamıyoruz. Şevket, bakarsın Mebrure gibi bir gelin getirir deyince, Cahide Hanım, Allah korusun ne biçim konuşuyorsun sen. Şevket, tabii doğru bu ailenin tek çürük elması benim değilim. Cahide Mebrure ile konuştum, bundan böyle bir şey olmayacak dedim. Şevket, benden uzak dursun da.  Şevket nerede diye sorar, Eczaneye gidecek ilaçlarını almaya.

Gülru'nun eniştesi taksiyi üstüne sürür, ne oldu canın sıkkın. Şu paketi ablana ver, bir de kökün eksikleri ile uğraşıyoruz söyle Mert efendiye podyumda dolaşacağına o alsın eksikleri. O sırada Mebrure Hanım ile karşılaşır. Türlü diller döker,ne iyi insansınız ben de sizi düşünüyordum. Gel şu çay bahçesinde bir çay ısmarlayayım. Yaptığınız yardımlar için size söylenenleri aktarayım.

Ömer Bey hastaneden Gülru'yu arar, ne oldu sesin bozuk, ters giden bir şey mi oldu. Gülru, düz giden bir şey mi var diye sorun isterseniz. Ömer hastanede biraz işim var sonra gelip seni alayım, konuşuruz. Gülru, evdeyim, benim biraz işim var. Bugün biz Mert'le konuştuk, bitti, yani bitirdim. Kolay olmadı tabii...  Ömer Bey Yonca bir delilik yapacak diye çok korkuyorum. Ömer, birazdan ben onlarla konuşacağım. Taner de gelecek. Gülru, bugün ben de senin gibi yapmam gerekeni yapacağım. O sırada Taner gelir. Taner, Amca, anladığım kadar hastalarından biri ile konuşmuyordun gönül işeri mi? Bu buza köylü Gülfem değildi. Yoksa bu Yonca'nın iri gözlü kardeşi olmasın. Ömer Bey, oğlum ben senin arkadaşın değilim, amcanım. Böyle saçma sapan konuşasın diye çağırmadım.

Ekran Alıntısıgs13.9

Ömer Bey, Yonca'yı çağırır. Ömer iyi bir kadın doğumcuya kontrol ettirelim deyince, Yonca siz benim yalan söylediğimi düşünüyorsunuz. Canınız cehenneme. Ben bu bebeği doğuracağım, siz de nüfusunuza geçirmek zorunda kalacaksınız.  Taner hiddetlenir, aç babalık davasını, sonucuna bakarız. Bu bebeğin benden olduğu ne malum. Ahlaksız bir insan olduğunu görmüyor musunuz.  Yonca da senin bugün hayatta olma gibi ağır bir laf eder, Taner kendini tutamaz, Yonca'nın suratına şiddetli bir tokat atar. Yonca derhal hastaneyi terk eder.

Mine Gülru'yu sorar. İstersen sen bir mutfağa bak ablanın yanındadır. Mesude ile Gülru aralarında konuşuyorlardır. Mine kapıdan duyar, bir de cep telefon kamerasına kaydeder. Gülru, abla ben Ömer Beye aşık oldum, der. Bu konuşmalar sürer gider. Mine'nin eline büyük bir koz geçmiştir. Her şeyi baştan sona kaydeder.  Çıkışta Mert'i arar, sana söyleyeceklerim var deyince Mert çok sinirlenir düş yakamdan.

Mebrure çay bahçesinde taksici ile çay içerken, kocası Şevket görür. Olayı tamamen yanlış anlar, taksiciyi Mebrure'nin jigolosu yakıştırması yapar. Hele para da verdiğini gördü ya, soluğu avukatında alır. Avukat, belki bir arkadaşıdır, der. Hanımefendi kendisine jigolo tutmuş, benim paramı yediriyor. Şevket avukata özel dedektif tutulmasını ister. Sonra da babasının vasiyetteki boşanamama maddesini hükümsüz kılacaktır. Şevket de amacına ulaşacak, karısından boşanacaktır. Bu da şeytanca bir plan.

Mert, önemli bir konu var diye Gülfem Hanım ile konuşmaya gelir.  Gülru her şeyin bitiğini söylüyor. Ben hiç bir şey anlamıyorum. O sıra Cihan da onları merdivenden dinler. Gülfem, benden ne yapmamı istiyorsun. Bir el atsanız der. Gülru'ya bunu zorlayamam. Arabayı hazırla atölyeye gideceğiz deyince Mert, anahtarı masaya bırakır. Eğer bir şeyi gerçekten istersen sonuna kadar mücadele edersin. Tekrar anahtarı verir, git dışarıda bekle.

Onları baştan sona dinleyen Halide, Gülfem Hanım bana kızabilirsiniz, bu kız gerçekten bir yılan. Bu kız bu çocuktan ayrıldı, size ait olan her şeyi elde etmeyi kafasına koymuş, çok tehlikeli. Gülfem Hanım, ne yapayım Halide gidip babasıyla ben mi konuşayım? Halide mesajı almıştır. Halide zaman kaybetmez, bahçede çalışan Gülru'nun babası Salih efendiye, kızının dün akşam Ömer Bey ile teknede olduğunu söyler. Zehirli bir yılan gibi zehrini Salih Efendinin kanına zerk eder. Kızların seni parmağında oynatıyor da, senin ruhun bile duymuyor. Onun  yüzünden Ömer Bey ile Gülfem Hanım ayrılıyorlar. İnsan yediği kaba yapar mı? Hanımının müstakbel eşini ayartıyor. Halide Hanım, yeter. Bence de yeter Salih Bey, bir an evvel kızının kulağını çek, kırsın dizini otursun.

O sırada gelen Gülru, ne istiyor o cadı. Salih Bey çabuk eve der. Bütün olanları da Gülfem Hanım, büyük bir keyifle balkondan izler. Sonra da küçük solucan demekten kendisini alamaz. Ayağımla ezmeyi bile değmezsin. Sonra da Ömer'i arar, bugünkü konuşmamız yarım kaldı, ben sakinleştim, uğra konuşalım.

Gülru evde baba ben açıklayabilirim, der. Babası, sus gözümün içine baka baka yalan söylüyorsun. Namusumu iki paralık ettin. En çok sana güvendim, keşke ölseydim de görmeseydim.  O an karp krizi tutar. Bu pisliği temizleyeceksin.  Çiçek Mert'i ve ablası Mesude'yi çağırır. Mert'e sen kızımla evlenmek istiyordun. Gülru ile konuştuk, benim de rızam var. Yalnız fazla uzatmayın bu işi. Bir iki güne kıyılsın nikahınız.  Mert'ten yüzükleri alır ve parmaklarına takar. Şeytanın işine bak, bir taraftan önce bozuyor, sonra yapıyor.Gülru, gıkını bile çıkartamaz. Mert nüfus kağıdını almaya gider.

Yonca bir çay bahçesinde magazin muhabirlerini çağırır. Taner Hekimoğlu'ndan hamileyim, o da ailesi de kürtaja zorluyorlar beni diyeceğim. Hemşireye ağrım var, yap şu iğneyi. Taner'i arar, o da gelecek . Taner telefonu açmayınca mesaj atar, ya benimle evleneceğini basın önünde açıklayacaksın ya da... Gelmezsen yarın ailenle gazetelerde okursun. Taner söyle kaç para istiyorsun. Yonca seni 70 bin dolarlık kolye bile kurtaramaz. Taner Allah belanı versin, bana bir rakam söyle bitsin artık. Telefonda bu pazarlık sürer, Yonca basının önünde benimle evleneceğini söylersin, bu iş biter. Muhabirler sabırsızlanır. Taner Kapıda gözükür, Yonca hemen başlıyoruz.

Gülru, katıla katıla ağlar. Çılgına dönmüştür. Salih Bey, kalk Gülfem Hanıma gidip, konuşacaksın Mert ile iki gün içinde evleneceğini söyleyeceksin. Özür dileyeceksin.

Ömer Bey, Gülru'yu arar, telefonu kapalıdır. Mine Mert' in önüne geçer, Gülru ile ilgili duyduklarını inanamayacaksın, der. Mert, ben de duydum. Ben oradaydım salak. Mine sen de teknede miydin deyince Mert, biz evleniyoruz, ben nikah işlemlerini yapmaya gidiyorum. Mine Mert o seni kullanıyor, Gülru Ömer ile kırıştırıyor deyince Mert seni keserim diyerek Mine'ye saldırır. Gebertirim seni... Gırtlağını sıkar, Mine cep telefonunu açar dinletir. Mert duyduklarından çılgına döner, naralar atarak koşar. Öldün ulen sen.

Cihan, pencereden Gülru'yu görür. Gülru'yu Halide karşılar, ben Gülfem Hanımı haber vereyim, der. Gülru neden yaptınız bunu? Sen asla haddini, yerini bilmeyen aç gözlü bir çocuksun. Ben senin ne kadar şeytan olduğunu gayet iyi biliyorum. Gülru, benimle ilgili ne söylediğin umrumda değil, sen benden nefret ediyorsun.

Ekran Alıntısıgs13.10

Sen bir yılansın. Gülru, ben yılan değilim. şeytan da değilim. Daha sonra Cihan'ın yanına çıkar. Cihan sen bana küs müsün. Kaç gündür bekliyorum gelmiyorsun. Gülru öyle şeyler oldu ki. Cihan kim üzdü seni. O mu üzdü seni. Konuşma, görüşme onunla.

Cihan, ben varım burada. Beni bir tek sen üzüyorsun Cihan. Ben seni üzemem. O sırada Gülfem Hanım yanlarına gelir. Cihan sen istersen odana çık, Gülru ile sonra konuşursunuz. Cihan çıkarken ablasına; Gülru'yu biri üzmüş, ablası tamam, ben konuşurum onunla. Cihan çıkışta gel, üzülme de..

Gülru, ben size teşekkür edememiştim. Niçin, Mert ile beni evlendireceğinizi söylemiştiniz. O mesele... O an kapıdan Ömer Bey girer. Gülru, benim aklım biraz karışmıştı, ama şimdi netleşti. gayet net yani, biz Mert'le hemen evlenmek istiyoruz. Beklemek istemiyoruz yani. Bir iki güne kadar. Babam sade bir nikah olsun istiyor. Teşekkür ediyor. Gülfem Hanım; Siz bilirsiniz. Asistanımla görüşün o her şeyi halleder. Nasıl isterseniz öyle olsun. Gülru teşekkür eder, döner, kapıda Ömer Beyi görür. Derhal dışarı çıkar.

Gülfem Hanım, küçük arkadaşınızın kafası karışmış meğer. Ne enteresan, biz ne istediğimizi biliyoruz, ne yaptığımız da. Ama onların dünyaları çok farklı, bizim anlayamayacağımız iniş çıkışlar yaşıyorlar.

Gülfem, Ömer'e yaklaşır, kendine bir bak, her şeyi bilen adam. Seni artık tanıyamıyorum Ömer. Şu küçük, cahil, dengesiz kızın karşısında, onu muhatabın gibi alıp, beni incittin, şaşırttın. Gerçekten bu kadar mı körleştin. Suskun bir şekilde dinleyen Ömer Bey, ben ne söyleyeceğimi bilemiyorum, der ve döner çıkar.

Ömer Bey, dışarı bahçeye iner.  Bahçe merdivenlerde oturmuş ağlayan Gülru'yu görür. Ömer, içeride olanlar neydi Gülru? Sormayın bana ne olduğunu, hızla kalkar, yürür. Ömer Bey, nasıl sormayayım, içerde olanların hepsini duydum.  Gülru, duydunuz işte tamam. Benim biraz kafam karışmıştı, şimdi toparladım. Ben evleniyorum Meret'le... Ömer, kollarından tutar, ne olur yapma, yapma... O sırada bahçeye hışımla giren Mert, Üleeen diye bağırır. Gülru'ya senin Allah'ın var mı lan. Sesini yükselterek, senin Allah'ın var mı lan. Ömer Bey, Mert, senin derdin benle, benimle hesaplaş.

O sırada Gülfem Hanım balkona çıkar.  Mert, cebinden çakısını çıkartır.  Ömer'in karnına saplar. Gülfem Hanım yukarıdan derin bir çığlık atar. Gülru da aynı çığlığı tekrarlar. Gülfem Hanım, Ömer... diye bağırır.

Gülru ne yapacağını bilemez. Ve burada 13,bölüm sona erer. Şimdi ne olacak, Ömer bey bu küçük bıçak darbesi ile ölmez ama, bunun acısı ve açtığı sorunlar çok daha ağır olacak.

Ekran Alıntısıgs13.son

Yazının başlığında söylediğim gibi, Medyapım'ın güzel dizisi Güllerin Savaşı, şeytanı bile pabucunu ters giydirecek cinstendi. Bravo Sırma Yanık, çok güzel yazmış ve kurgulamışsınız. Olaylar hepside bir sarmal yumak oldu. Nasıl çözeceksiniz tüm izleyenlerle birlikte ben de merak ediyorum.

İyi seyirler.

Saygılar, sevgiler.

Abdurrahman Balcılar

Twitter: abdurrahman balcılar@abbalcilar
Mail : ab.balcilar@hotmail.com
Blog: milliyet.com.tr/cansever
Blog: balcilar-blog.com

Not: Görseller İnternetten dizifilm.com'dan ve tarafımdan diziden kopyalanmıştır

 
Toplam blog
: 2032
: 2969
Kayıt tarihi
: 18.06.12
 
 

Emekliyim. Doğayı, Sabahın erken saatlerinde doğada yürümeyi, Hayvanları, bilhassa köpekleri çok se..