Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Temmuz '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Güllük’e Anaokulu İstiyoruz!

Güllük’e Anaokulu İstiyoruz!
 

Ana Baba Eğitim Semineri sertifika töreni


Kadın Hakları deyince, benim aklıma hep “İnsan Hakları” gelir. Kadın hakları, insan haklarından ayrı düşünülemez ve kadınların hakkını korumak, doğrudan insan haklarını savunmak demektir. Dolayısıyla, ister dışarıda çalışan, ister ev kadını olsun, bütün emekçi kadınların da erkekler gibi, kendilerine zaman ayırmaya, sosyalleşmeye, toplumsal sorumluluklar üstlenmeye, kendilerini kültürel olarak geliştirmeye hakları vardır. Tıpkı çalışan ya da emekli olmuş erkekler gibi… 

Çalışan kadın, anne olduğunda, çocuğuna bakacak kimse bulamazsa ya da yaşadığı yerde okul öncesi çocuk bakım ve eğitim kurumu (genel adıyla anaokulu) yoksa, çalışmamayı tercih ediyor. Yani, “Çocuk da yaparım kariyer de…” sözü lafta kalıyor genelde. 

Gerçekten demokratik ve çağdaş bir toplum olabilmek, kadının özgürlüğünü, haklarını kısıtlayan her türlü koşulu ve kadınların önündeki engelleri kaldırmakla olasıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün dile getirmiş olduğu gibi; “Toplumun yarısını yok saymakla, ikinci sınıf vatandaş yerine koymakla, kalkınmak olası değildir.” Kurtuluş Savaşı’mızın kazanılmasında büyük emeği olan kadınların, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda ve her aşamasında, toplumsal, siyasal, akademik alanlarda ve çalışma yaşamında erkeklerle birlikte yer alabilmesi için Atatürk, o döneme göre, demokrasi, hukuk ve kadın hakları açısından aslında çağının ilerisine adımlar atıp, kurumlar ve kadrolar oluşturmuştur. 

Ancak, 21’inci Yüzyıl’da çağdaş bir Ege kıyı kasabasında, hala bir anaokulunun bulunmaması büyük bir eksikliktir. Geçen mayıs ayında Güllük’te “Batı’daki Doğu Projesi” kapsamında gerçekleştirilen ana baba eğitim seminerine Güllük’teki onlarca kadın katıldı. Gerek eğitimler sırasında, gerekse sertifika töreninde, Güllüklü annelerin en büyük beklentisinin çocuklarını güvenle verebilecekleri bir anaokulu (kreş) açılması olduğu netleşti. İlköğretim okulu bünyesinde, yarım gün hizmet veren bir anasınıfının açılmasını olumlu karşılayan aileler, özellikle çalışan hanımlar, çocuklarını tam gün bırakabilecekleri bir anaokulu isteklerini defalarca dile getirdiler. Verilen yanıtlar, gerekli parasal kaynağın banka hesabında hazır bulunduğu, kadronun hazır olduğu, asıl sıkıntının Güllük’te “uygun bir yer” bulunması ve tahsis edilmesi konusunda yaşandığı yönündeydi. Yani, top Güllük Belediyesi’ndeydi. 

*** 

Ben de asıl mesleği gazetecilik olan bir anne olarak, hemcinslerimle ortak düşünce, beklenti ve isteklerimize çevirmen olacak bir metni basına ilettim, bazı yerlerde yayımlandı ve üzerinden 3 ay geçti. Bir araya geldiğimizde hanım arkadaşlar, “Aman bu Güllük’te bir şey olmaz. Hiç kimsenin umurunda değil. Dünya kadar boş arazi, yer, hatta bina var; kimsenin bir şey yaptığı yok…” şeklinde konuşarak, umutsuzluklarını, karamsarlıklarını ortaya döktüler. Ben ve bazı arkadaşlarım aynı kanıda değiliz. Henüz yapılması gereken her şey yapılmadı ki! Örneğin; bir dilekçe yazıp, imza kampanyası düzenler ve bunu belediye başkanına verebiliriz dedik. Bu arada, hem eğitim ve mesleki donanım hem de parasal açıdan, bu işi Güllük’te yapmak isteyebilecek, bu konuda destek olabilecek İzmir ve İstanbul’daki bazı arkadaşlarımla konuşup, onları Güllük’te anaokulu açmaya özendirmeye çalıştım. Tabii bu daha zor ve uzun vadeli bir çözüm yolu sayılabilir. Yeri gelmişken, Milas ve Güllük’teki eğitimcilere ve girişimcilere de bu fırsatı değerlendirmelerini öneririm. 

Sağlıklı nesiller için.. 

Son yıllarda uzmanların, eğitimcilerin ve ailelerin ortak görüşü: 3-6 Yaş arası okul öncesi çocukların, anaokullarında yaşıtlarıyla birlikte verimli zaman geçirmeleri; onların sağlıklı gelişimini, ileriki eğitim öğretim süreçlerini, toplumsal ve kişisel uyumlarını, becerilerini olumlu yönde etkiliyor. Anne baba ne denli bilinçli olursa olsun; bu gerçeğin ışığında, kendini evine ve çocuğuna adayan bir anne; çalıştığı için evde çocuğuyla yeterince ilgilenememenin vicdan azabını yaşayan bir anne, kendisini “eksik, yetersiz anne/kadın/insan” duyumsar duruma sokulmamalıdır. 

Anaokulları, artık yurdun dört bir yanında ilköğretim okulu, ibadethane, sağlık ocağı gibi vazgeçilmez kurumlar arasında yerini almalıdır. 

Güllük Belediyesi’nin öncülüğü ve katkılarıyla, bir anaokulunun açılması, Güllüklü anneleri ve anne adaylarını sevindirmekle kalmayacak, tüm yurda örnek teşkil edecektir. 

 

29 Temmuz 2011  

Güllüklü anneler adına Gülçin ERŞEN (4 yaşındaki Deniz’in annesi) 

 
Toplam blog
: 134
: 869
Kayıt tarihi
: 06.07.11
 
 

Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu (İletişim Fakültesi) Radyo ve Televizyon Bölümü mezun..