Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '09

 
Kategori
Anılar
 

Gülsem mi ağlasam mı !

Gülsem mi ağlasam mı !
 

 

Arap ülkelerine yaptığım seyahatlerimin en keyifli yanı, toplantıların nispeten daha serin olan sabah saatlerinde yapılması ve öğleden sonraların da bana kalmasıdır. Otele döner, en rahat kıyafetlerimi giyer kendimi dışarı atarım. Bayılırım sokakları keşfetmeye, insan manzaralarını izlemeye. Okumaya çalışırım o yüzleri. Öyle gizler vardır ki bir nefeste anlatılamayan, bitmeyecek bir yolculuğa çıkmış gibi hissedersiniz kendinizi.

10 yıl kadar önce Türkiye'de FBI adlı giyim mağazaları zinciri vardı. Çok da kaliteli giysiler satarlardı. Modelleri de kesimleri de çok hoşuma gidiyordu. Epey gömlek, tişört almışımdır oradan. Resimde görülen tişörtümü de herhalde 10 yıldır giyiyorumdur! Neyse, 2008 yazında büyük bir Arap başkentinde -üzerimde FBI tişörtüm, gri kumaş pantolon ve üzerinde yine FBI yazan siyah şapkam- yürümeye başladım. Fakir halkın iyi giyimli yabancılara bakışında hep bir özenme ve merak duygusu vardır. Alışmayan için rahatsız edici bir durum olabilmektedir bu. En büyük geliri turizm olan bu ülkede terör korkusu nedeniyle her köşe başında polis ve asker vardır. Trafik ışıklarının yanında duran polisler de yaya trafiğini denetler. O gün ben de bir trafik lambasının yanına geldim ve yeşil ışığın yanmasını beklerken, hemen yanıbaşımdaki tepeden tırnağa beyaz giyimli, siyah kepli polis, parmağıyla göğsümü işaret ederek, "FBI, Polis?" demeye başladı. Bitmek tükenmek bilmeyen 3-5 saniye içinde vermem gereken cevabı düşündüm. Polisin esmer ötesi teni, kapkara gözleri çok ciddi bakıyordu. Nasıl bir cevap vermeliydim! Belli ki garibim beni FBI'dan sanmıştı:) Şaşkınlığım kara gözlüklerimin arkasında saklıydı. Evet mi diyecektim, hayır mı? Çok ciddi görünüyordu. Başımı aşağıya indirmekle yetindim. Kendince beklediği cevabı alan polis önce dikildi, sonra ayaklarını yan yana getirdi ve elini kepine götürerek selam verdi ve ben de aynen ona selam verdim! Öyle doğaçlamaydı ki hareketlerimiz! Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Selamlaşmanın hemen nihayetinde düdüğünü öttüre öttüre yolun ortasına atlayıp trafiği durdurdu ve bana geçmemi işaret etti. Ben de tören kıtasını denetler gibi yavaş adımlarla, omuzlarım dik, gülmemek için dudaklarımı ısıra ısıra karşıya geçtim! Halk da bana bakıp, birbirlerine bir şeyler söylüyordu. Bir kaç metre sonra geri dönüp baktım. Bana bakmaya devam ediyordu ve bir selam daha verdi. Dönüp ben de selam verdim !!

Belli ki çok Amerikan filmi izlemişti ya da FBI hikayeleri dinlemişti. Hayallerini yıkmak istemedi galiba ruhum. Kim bilir arkadaşlarına, ailesine neler anlatmıştır! Hayatının en önemli an'ı olarak da zihninde kalacak ve dost meclislerinde anlatmaya devam edecektir, eminim. Yine de, o ülkeye yaptığım sonraki seyahatlerimde FBI tişörtümü götürmedim!

 
Toplam blog
: 462
: 1159
Kayıt tarihi
: 07.03.09
 
 

Ne güzel bloglar yazdık, ne muhteşem dostluklar kurduk; onlar kaldı baki... ..