Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '12

 
Kategori
Psikoloji
 

Gülümse

Gülümse
 

google


Herkese gülücüklerin süslediği en kocamanından “MERHABALAR”:). Artık aynalara gülümseyerek günaydın diyorum! Ve güne bu şekilde başladığım zaman bana güzellikleri, umudu ve mutlulukları getirdiğini de iyiden iyiye inancım artmakta! Lütfen aptalca mutluluk oyunu olarak düşünmeyin kendime yaptığım bu terapiyi:).

İnanmak, sadece inanmak kendine! Boş hayaller ve sözde mutluluk oyunlarıyla kandırmak değil elbette! İçindeki sesi dinleyerek, rotanı değiştirmek. Negatif limanlardan pozitif denizlere yelken açmak, kalbimizi besleyen umutla… Bana kalırsa hayat aslında basit, anlaşılmaz kılan ve teferruatlarda anlam yüklemek ya da kazandırmaya çalışmaya gerek yok!

Ruhtur asıl olan bana göre! Onu nasıl şekillendirdiğimiz, iyi düşüncelerle arındırmak onu ve gülüşünüzle güzelleştirmek! Sonra daha sakin, duru ve daha iyimser olmalı insan… Kavgalar ve hatta savaşlarla sahip olma açlığını hayatım boyunca anlamdım… Hiç ölmeyecek gibi yaşayanlar mesela! Ruhlarını çürüttükleri, gözleri kör eden hırsları ve bu sömürücü ruhları ile berbat ettikleri zavallı hayatlar! İşte bunları da anlamıyorum!

Bir yerlerde bu köhne ruhların beslediği vücutlar sayesinde ölen bebekleri, anaları düşündükçe artık incir çekirdeğini doldurmadığını düşündüğüm abuk subuk sebepler için üzülmüyorum hatta ağlamıyorum da! Bomba seslerinin yanında benim hıçkırıklarım adaletli gelmiyorum artık, mutsuzum demek için! Bu yüzden diyorum ki arkadaşlar; silkinin şöyle, şu koskoca evren de varlığım aslında bir toz zerresi kadarken mutluluğun kapınızı çalmasını beklemeyin artık!

Küçük şeylerden mutlu olmanın hazzını yakalamanın zamanı gelmedi mi sizce? Gülümsemeyi gözlerinin içine kadar sindirmiş bir çocuk hala bizlere umut vermiyor mu dersiniz? Kendinize zaman ayırın mesela! Uzun zamandır yapmak istediğiniz bir yemek şöyle kendinize özel!

Şımartılmanın hakkınız olduğunu düşünüyordunuz öyle değil mi? Eee bunu önce kendinize siz yapın! Güzel bir sinema filimi ya da tiyatro; bir Pazar kahvaltısı şöyle sevdiklerinizle, ne de keyfili değil mi? Sahil de tatlı bir meltemle günaydın demek martılara! Ruhumuzu huzurla doldurmaz mı? Peki bunları yapmak bu kadar zor mu? Elbette hayır!

Sadece istemek, istemek külliyen ille de istemek! Sağlıklıyız değil mi? O zaman şükretmek Yaradan a en sınırsızından gönül dolusu! Herşey insan içinse sağlığımızı da kaybetmiş olabiliriz ! İçimizdeki bize inancımızı kaybetmeden açtığımız pozitif denizlerdeki rotamızı şaşırmadan mücadele etmek sevdiklerimiz ve kendimiz için gelecek sağlıklı günlerimize yine yüreğimizi besleyen ille de umutla!

Hayat denen sahne de rollerimiz belli fakat senaryolarımız sürpriz ise küçük meselelerle ruhumuzu yormak, sevdiklerimizi yormak niye? Gülün arkadaşlar hep gülün bunu alışkanlık haline getirerek hem de! Yüzünüzün en güzel aksesuarı en profesyonel makyajı bu olsun! Nice engelleri aşarak başarıları kucaklayan insanların hayat hikayelerini okuyarak başlayabiliriz örneğin. Kolları olmadan harika resim yapanları, bacakları olmadan basketbol şampiyonu olanları, sayılı günlerini yaşarken doğan güneşe umutla günaydın diyenleri; hiç mi duymadınız ?

Terk edilmek, aldatılmak boş verin! Bunları yaşayan tek siz değilsiniz hatırlayın yeter! Hayat devam ediyorsa yeni şanslar yine bizim için! Yeter ki kendimize inancımızı yitirmeyelim!

Ruhları özürlü etmeyelim, tutsak olmasın umutsuzluğun elinde! Hızla akıp geçtiğinden şikayetçi olduğumuz zamana hayıflanmak yerine dolu dolu geçirdiğimiz zamanlar için kutlayın kendinizi! Bunun içinde beklemeyin artık mutluluğun gelmesini! İçinizdeki anı yaşayan çocuğa kulak verin o yol gösterir!

Yarına bırakmayın her şeyi! Ya güneş doğmazsa yarın! Belki bugün son hayallerimiz ve umutlarımız için nefes aldığımız...

Hayallerinizin ve umutlarınızın ışıkları aydınlatsın yolunuzu….. 

 
Toplam blog
: 85
: 1590
Kayıt tarihi
: 23.11.10
 
 

Yaş otuzbeş yolun yarısı eder demiş üstad demesine ama, benim yapacak çok şeyim var:)! Anneyim, e..