Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Eylül '06

 
Kategori
Mizah
 

Gülümse

Gülümse
 

Gülmek kısa süreli de olsa, çok net bir mutluluk göstergesidir. Hep derler ya “ iyisin hadi, bonfileyi bedavaya getirdin”diye. Keşke geriye bakıpta hatırladıklarımız sadece güldüğümüz anlardan ibaret olsa. Olsa ama ne mümkün?

Gülmenin, neredeyse ayıp sayıldığı bir kültürün baskısı altında erkekler bıyık altından, kadınlarsa -o ne biçim bir terbiye anlayışıysa- dudakları açılmadan gülerler. Gülmeye çalışırlar. Gülmeyi ayıp, basitlik hatta günah sayanlarla doludur çevremiz.

Ne hazindir ki insanları bir arada tutmanın en basit keyifli ve ucuz yolu gelişmiş espri anlayışları, kulaklarda çınlayan kahkahalar olduğu halde, bunun keyfinin çıkarılması neredeyse alt kültürlülük ile damgalanır toplumumuzda.

Acılarımızı belli etmekte gösterdiğimiz cesareti mutluluklarımızda göstermekten çekiniriz. Sokakta bazen bir evin önünden geçerken, bir ağlama bir haykırış sesi duyarız da, kahkahalara boğulmuş bir ses duymakta zorlanırız. Bir insanın çıkarabileceği en güzel ses kahkahadan başka ne olabilir ki? En güzel fotoğraflarımız hep gülümserken verdiğimiz pozlardan oluşur.

Gülen insan güzel görünür, pozitif bir enerji yayar çevresine. Bu enerji çevreyi de olumlu etkiler. Hayatı yaşamaya değer kılar ve kolaylaştırır. Acıları daha bir çekilir olur.

Geçenlerde okuduğum bir yazıda Amerikalı bir doktor, “gülmenin ve cinsel ilişkinin insan vücudunda ve psikolojisinde meydana getirdiği faydaları içeren bir ilaç yapabilseydik, bu tarihin en büyük buluşu olurdu” diyordu.

Hep bir gerekçe ile hatta bu gerekçeler yoksa bile yaratarak kendimizi, yaşamımıza renk katacak olguların dışında tutmayı başarırız. İşte gülmek bunların en kolay ulaşılabilinir olanıdır.

Çevremize biraz daha dikkatli bakarsak, dudaklarımızı kulaklarımıza yaklaştıracak nice şeyler göreceğiz. Ama bakmayı bilene ve gülme tepkisini vermekten korkmayacaklar için tabii.

Her neye gülüyorsak, onu bulduğumuzda hiçbir yargının etkisi altında kalmadan gülebilmeliyiz. Gülmemize sebep, sokakta ayağı kayıp düşen de olabilir, bel altı yada üstü fark etmez bir espri de, ustasının ağzından bir fıkra ya da nüktedan bir arkadaşınızın dilinden dökülen kelimeler de olabilir. Hatta o kadar ki başkaları için acı olan bir şey bize komik gelebilir.

Gülümsememizi asla başkalarının espri anlayışları ile yarıştırmamalıyız. “ o gülmedi, o zaman ben de gülmeyeyim “diye bir şey olmaz. Bir şey sana komik geliyorsa komiktir. Bu, yargılanır ölçülür bir şey değildir.

Gülmekle ciddiyet arasında asla düz ya da ters bir orantı yoktur. Bir Çin atasözünde ne güzel anlatmış “gülmeyen insanlar hiç de ciddi insanlar değildirler” Başka söze gerek var mı?

Kalın gülümsemeyle

 
Toplam blog
: 8
: 4380
Kayıt tarihi
: 09.09.06
 
 

Yazarak düşünmeyi severim. Üniversite mezunuyum. Danışmanım ve gezmeyi çok severim...