Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Temmuz '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Gülümseme efektleri/ Sövüyor mu, seviyor mu belli değil?

Gülümseme efektleri/ Sövüyor mu, seviyor mu belli değil?
 

Niye gülümseriz? Neden gülümseme ihtiyacı duyarız yada… Evde , işyerinde, sokakta, alışveriş yapıla her yerde, kenarda, köşede, rastladığımız, birebir etkileşimde bulunduğumuz, aynı havayı soluduğumuz; düğünde, cenazede, bayramda, sünnette, bayramda karşılaştığımız insanlara gülümseriz (mi), yoksa onlar bize niye gülümser(mi)?

Hayır yani, ifadesiz bir yüzün niye gülümsediğini düşündüm. Sevdiğinden mi yoksa sövdüğünden mi? Karar veremiyor insan. Salak bulduğundan mı yoksa, saydığından mı? Düşünüyorum haliyle…

Gülümsemenin çeşitleri var biliyorsunuz.

İçten samimi, sinirli, yapmacık, öylesine, kederden, fırsatçı, salakça, delice vb. Birde “Beden dili” olayı var.

“Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü” hesabı, gülümsemenin de, takıntısı olabiliniyor demek ki.Hayır, öyle an’lar vardır ya, yada romanlarda geçer genellikle, ”kocaman bir gülümseme yayıldı, çocuksu yüzüne” diye, anlarsın ki, samimi içten, hiçbir kötü adrese bağlanmayan.Karşındaki hakkında, beyninde iyi fikirler bırakabilen.

“Sinirli kahkahaları, bulunduğu yerin duvarlarını çınlatıyordu” işte, bununda tam bir sinir harbinden kaynaklandığını anlarsınız. Şuh kahkahalar vardır, gülümsemenin bir üst basamağı… Onu genelde, filmlerden hatırlarım, romanlardan çok. Elinde sigarası olan bay/bayan, mesela.“Haklısın, ben seni böyle bilmezdim” şeklinde, zoraki gülümseme vardır ya hani, yıkılmış, bedbaht olmuş haliyle cümlelerle başlayan, hem filmlerde, hem romanlarda olur ya, hah hatırladınız iyi.

Aslında çoktur gülümseme ile ilgili ip uçları, satıcı vardır mesela, yüzünden bıkkınlık akıyordur gülerken, pazarlamacılar vardır, candan samimi gülmeye çalışıp, malını satmaktan başka bir şey düşünmeyen, Doktor getirelim gözümüzün önüne , gülümser mesela, kötü bir şey diyeceği zaman, zoraki gülümsemedir, yada hakikaten güzel bir sonucu vermek için samimi gülümser.Hayat kadınlarını düşünün bir, gülümseme vardır, birde gülümsemeceğiz vardır. Yüz ifadelerindeki anlamı her türlü yorumlayabilirsiniz duruşuna bakıp ta. Büyüklerimiz vardır, çok yaşanmışlığın, çok çekmişliğin, yada “ben nerde hata yaptım” der gibi gülümserler, yada öyle gülerler ki sevildiğini anlarsın. Sevgili gülümsemesi bir alemdir. Bir söz söylersin yada ilk tanışmanın verdiği heyecan, ilk konuşmanın verdiği yüz kızarmanın eşliğinde, ne yapacağını bilmeyenlere özgü gülümseme vardır hani, tatlı gülümseme, masum, sıcacık, sevgilinin içini saran sarmalayan…Yada “hadi ordan, ikile senden kurtuldum” der gibi, ayrılık gülümsemeleri vardır. vardırda vardır.Bir işçinin gülümsemesi ile patronunun gülümsemesi arasında çok fark vardır eminim

Üçkağıtçıların, sahtekarların gülümsemesi ise bir başka alemdir, gözlerde fıldır fıldır döner onların. Bunu hangi kategoride değerlendirmek lazım? Fırsatçı gülümsemesi olabilir aslında… Profesyonel gülümsemeler vardır.Bir iş başarmanın, başarabilmenin eşiğinde olanlar içindir bu gülümseme otomatik pilota bağlıdır sanki gülümsemeleri.


Hızla değişen her şey gibi birde; modern gülümseme vardır ya yani, etkili iletişim için kullanılır. Beden dilini ifade etmenin bir parçası olarak sunulur önümüze .Herkes yemez tabi.Şeytanca gülümseme geldi aklıma şimdi, nerden geldiyse, yoksa böyle yüzlerin içindemi gezer ruhum. Bebek gibi masum gülümseyip, şeytanın kurbanı olmuşlar mıdır yani, sırf onun için mi gülerler, kan damlamasına gerek yoktur, onları ayırt etmekte başarı ister azizim.Herkesin harcı değildir bunları çözmek, ya bir darbe yemelisin, ya bir uyarı almalısın bana göre. Öyle gülümsemelerle karşılaşıyoruz ki şu hayatta, Bazen yav gülümsemese de ben kafayı yemesem diyorsunuz. Yada içinizden; hadi hadi ne diye gülümsüyorsun ki bilmiyor muyuz ne mal olduğunu deriz, deriz yani. Demiyor musunuz, o zaman bir sorun var demektir.Birde kesme gülümsemeleri var (elim klavyedeyken nelerde geliyor azizim aklıma) barda, pavyonda, sokakta, işte, ilk karşılaşmalarda kullanılır ya.

Ben en çok salak yerinemi konuyorum diye takıldığım gülümsemelere takılırım. Anlayamam karşımdakinin gerçek gülümsemesini, sanki öylesine, he işte öylesine gülüyorum dercesine, mecburiyetten falan filan. Boğulurum yani, sıradan gülümsemelere, içi başka dışı başka olan gülümsemelere… Neysen o’sun kardeşim, kasma kendini gülümsemek için değilmi? Yok, şirin gözükmenin daniskasını uygulamak biz Türk’leremi mahsus acaba diye soruyorum kendime. Ama, en çok yüreğinden geçenleri, yüzüne yansıtan gülümsemeleri seviyorumda, bazen bende anlamı olan gülümsemelere kaydığımı düşünüyorum.

Bu yazıyı yazma nedenim, inanın bir gülümseme, hem de anlayamadığım bir gülümseme , Keşke Kerem Oğuz kadar kalemim açık olsa da yazabilsem mesela. Aslında Celal Çelik hocanın bahsettiği gibi, iki keleği aynı anda sürmek istemem masaya ama , bugün bu gülümseme iki blog yazdırttı.

Resim:www.aktıfazımut.com

 
Toplam blog
: 359
: 1593
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Deli-dolu, akıllı,  yalandan yere çamura yatan, normal değerlerde zekalı, esprili, şakacı, kendin..