Gülümsetebilen Markalar Kazanıyor

Duygular, satın alma davranışlarımızın arkasındaki en önemli güç. Günlük sohbetlerimize bakalım, her gün milyarlarca mesaj gönderiyoruz ve bunu yaparken duygularımız ön planda oluyor. Mobil cihazlarımızla günde, yüzlerle emotion gönderiyoruz. Bazen bir yüz bazen de bir yüz gönderiyoruz. Elbette bunların yanı sıra birden fazla farklı emotion gönderimi de gerçekleştiriyoruz.

 

Satın aldığımız ürünleri incelediğimiz zaman, gerçekten her birini işlevsel olduğu için ihtiyaçlarımıza uygun olarak mı alıyoruz? Artık mantıksal satın almanın yerini duygusal satın alma alıyor.  Özellik Y Kuşağı ile birlikte duygusal satın alma da artmış durumda.

 

Gerçekleştirilen nöropiskolojik araştırmalar, bireylerin aynı özellikleri sahip ürünler arasında kararsız kaldıklarından, en sevdikleri ürünü aldıklarını gösteriyor. Ürünlerle duygusal bir bağ kuruyoruz

. 

Duygusal bağın bizi etkileyen en etkin süreç olduğunun farkında olan markalar, ürünlerini “mutluluk” duygusu üzerine konumlandırıyorlar. Bu anlamda yalnızca ürünleri tüketmiyoruz, duyguları da tüketiyoruz. Bir ürünü satın alırken duygusal tarafımız, rasyonel tarafımızdan daha ağır basıyor.

 

13-19 yaş aralığı olarak sınırlayabileceğimiz, “ergen bireyler”in duygusal beyinleri, rasyonel beyinlerine oranla daha baskındır. Bundan dolayıdır ki ergen yaş aralığındaki bireyler iç seslerini, rasyonel seslerine tercih ederler. Bu durumu çok iyi tespit edebilen markalar, pazarlama ve iletişim stratejilerini hazırlarken bu gerçeği göz önüne alır.  

 

Dünyanın en değerli markası Coca-Cola, duyguları en iyi kullanan markalardan birisi. Marka 125 yıllık tarihi boyunca mutluluk ve olumlu düşünceyi kodlarına işlemiş durumda. Genç hedef kitleyi çok iyi çok iyi analiz ederken dünyanın birçok yerinde oluşturdukları kampanyalarıyla hedef kitlelerinin değerlerine uyum sağlıyor.

 

Coca-Cola “Mutluluğa Kapak Aç” mesajını yayarken, bu söylemin arka planında “gençleri en fazla mutlu olduğu itici gücün birbirleriyle sosyal bağ kurmak” olduğunu analiz etmişti. Dünyanın her yerinde genç kuşağı izleyen marka, gençlerin zevklerini, ihtiyaçlarını, kaygılarını kısaca tüm duygusal süreçlerini mercek altına alıyor ve bu doğrultuda iletişim çalışmalarını başarılı bir şekilde gerçekleştiriyor.

 

Ramazan Deyince Aklımıza Coca-Cola Geliyor  

 

Pragma Araştırma şirketinin Ramazan ayında tüketici davranışlarıyla ilgili yaptığı araştırma The Brand Age dergisinde yayınlandı. Araştırmaya göre Ramazan ayıyla en fazla bütünleşen marka Coca-Cola oldu.(Araştırma İzmir, Ankara ve İstanbul illerini kapsadı.)

 

Araştırmaya göre ramazan denilince insanların aklına ilk gelen “Coca–Cola” oldu. Markayı takiben ikinci sırada ise “Sütaş” geldi. Coca-Cola markası %3’lük oranla ilk sıraya yerleşti. Ramazan ayına özel olan bir içecek olmamasına rağmen ilk sırada yer alması oldukça düşündürücü. 

 

Ancak elbette bu Coca-Cola’nın sır formülü (ufak bir algı yönetimi) gibi açıklanamayacak bir durum değil. Hedef kitle analizlerini iyi yapan ve bu doğrultuda kampanyalarını mutluluk üzerine konumlandıran marka, sadakatinde anahtarını eline alıyor. Coca-Cola aynı zaman hedef kitlenin değerleriyle uyum için olan bir marka algısı yaratıyor. 

 

Markanın ramazan ayına özel hazırladığı kampanyada farklı dünya görüşlerine sahip bireyler iftar sonrasında Coca-Cola ile buluşuyor. Mutluluğu ustalıkla kullanan marka, hedef kitlesinin algısını olumlu düşüncelerle yönetiyor ve bunu satın alma davranışı olarak neticelendiriyor. 

 

Eğer markalar, genç kuşaklar başta olmak üzere hedef kitlelerine yönelik gerçekleştirecekleri iletişim ve pazarlama kampanyalarında mutluluk uyandırabiliyorlarsa kalplere de dokunmuş oluyorlar. 

 

Mutluluk virüs gibidir, hızlı yayılır.

 

Sevgilerle. 

 

Onur Kaplan: Linke-In 

                      İnstagram