Gümüşhane bir doğa harikasıdır...

Şehrimizin sevilen evladı rahmetli mimar Kılıç ağabey, şehir dışından gelmiş yüksek okul öğrencilerinin Gümüşhane’ den ve dağlarından şikâyet etmeleri üzerine, duyarlı bir estetiğin ifadesi, pek sevdiğim ‘Dağlar bir doğa harikasıdır, asla küçümsemeyin.’cevabını vermişti.

Dünyadaki tüm iş makinelerini seferber etseniz, doğanın sınırsız kudretinin inşa ettiği o görkemli dağları inşa etmekteki mahareti yanında, insanın harekete geçirebildiği gücün ne kadar aciz kalabildiğini zorlanmadan görürüz.

Bu yüzden ‘Gümüşhane bir doğa harikasıdır.’

Onu gönül gözüyle gören evlatlarının aşkla sevdiği topraklardır.

Gökyüzünü yırtmak istercesine, çılğın dalgalar oluşturan dağ zirvelerinin oluşturduğu o sonsuz fırtınalar denizinin, yıldızlara dost büyüsüne kapılmayacak hiçbir kimseyi düşünemem.

Fazlaca konuşulan doğa ve yayla turizmi içinse, insanların konaklama ve ihtiyaçlarını karşılayacak tesislerin varlığı ise ne yazık ki söz konusu değildir.

Doğa ve yayla turizmi için yapılacak yatırımların karlılığını ilk aşamada yerel dinamikler karşılayamayacağı için ulusal ve Erzurum, Erzincan, Bayburt, Giresun, Rize, Trabzon gibi kardeş şehirlerdeki yüksek gelir grubuna ait hedef kitle düşünülerek yatırımlar gerçekleştirilmelidir.

Yüksek gelir grubunu hedefleyen yatırım anlayışı, burjuva kültürün yaşamına uygun, ailesiyle eğlenip, peyniriyle şarabını içebileceği, hizmet kalitesi düzeyini de gözetmelidirler.

Kamusal alandan, işletmeci ve yatırımcılara sağlanacak kolaylıklara ihtiyaç da vardır.

Karaca mağarası, Kent ormanı ve diğer gezi yerlerinde ziyaretçilerin konaklayacağı, ihtiyaçlarını karşılayacağı butik oteller ve restoranların açılmasını teşvik etmeyi düşünmemek, istihdama bir katkı sağlayamayacaktır.

Kamunun iyi niyetli çabalarıyla hayata geçirdiği, Gümüşhane Konakları projesi daha da geliştirilmeye muhtaçtır.

Gümüşhane, bölgesinin kendine sunduğu imkân ve fırsatları değerlendirmeden, sürdürebilir bir gelişmeyi sağlayamaz.

Gümüşhane doğal bir parçası olduğu Doğu Karadeniz’ in ve Kafkasların merkezi Trabzon’ un kendisine sunabileceği imkânları iyi değerlendirmelidir.

Gümüşhane de işletmelerin üretim ve faaliyetteki tesisleri korunup, geliştirilirken, yönetim, dağıtım ve pazarlama yapılarını Trabzon vitrinine taşımaları düşünülmelidir. Bu sayede büyük bir pazarın kapısı açılmış olacaktır.

Turizm, gıda, madencilik, nakliye Gümüşhane için hayati sektörlerdir.

Küçük olsun benim olsun anlayışından uzak, kardeş şehirlerdeki ve ulusal ölçekli profesyonel düzeyi yüksek yatırımcıların çağrılmasına çalışılmalı.

Öncülüğünü başlattığı ve liderliğini sürdürdüğü Kral Pestil’ in yöresel ürünümüz pestili şeker, çikolata, bisküvi gibi endüstriyel büyüklüğe taşıyamamasının, ciddi yatırımları, deneyim ve tecrübesiyle cevre illerde tanınır, bilinirliği saygı gören Çimenler’ in ticari faaliyetlerinin ayağını Trabzon’a taşıyarak bölgesel aktör olmasının önünde vizyon veya amaç eksikliğinden başka bir engel yoktur.

Gümüşsuyu şirketinin zaman zaman yaşadığı mali darboğazların temelinde yönetim ve sıcak pazarlama birimini geniş bir pazarın kapısı olan Trabzon da kurmamış olmakta araya biliriz.

Gümüşhane’nin barındırdığı önemli insan ve kaynak potansiyelinin hak ettiği yere gelememesi, bu ciddi potansiyeli kavramakta ve yönetmekte vizyon sahibi olamayan, kanaat önderlerinin elinde harcanmasının hazin sonucudur.

Mevki ve itibar düşkünü kanaat önderlerinin, bitmez tükenmez bu iştahlarının yarısı, yaptıkları işlerde kendini geliştirmekte gösterilse, tüm Doğu Karadeniz gibi Gümüşhane de hak ettiğinden daha iyi yerlerde olurdu.