Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '17

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Hayatı kullanım talimatı

Hayatı kullanım talimatı
 

Bir gün düşlüyorum
Hiç mi hiç buluta dalmasın
İnsanlar unutsun kötülükleri
Bardaktan boşanırcasına
Sevgi-saygı yağmuru yağsın.
Düşünceler ilkyaz gülü görkeminde
Özgürlükler yaşam boyu bayraklaşsın.
Bir gün düşlüyorum
Hiç mi hiç akşamı olmasın.
 
 
Herhangi bir ilaç kutusundan çıkardığımız “Kullanma Talimatı”na göz attığımızda koyu harflerle yazılmış kimi başlıkların yer aldığını görürüz. Buradan devinimle örtüştürmeli yazımızın “Hayatı KullanımTalimatı”nı sıralayalım:
 
1-Sevgi ve saygı
2-Giyim
3-Telefon
4-Görgü kuralları
5-Okuma
6-Mutluluk
 
1-Sevgi ve saygı
 
Sevgi göstermeyenler, hiçbir zaman saygı göremezler. Saygı göstermeyenler de bugün sevgi göremedikleri gibi yarın saygı da göremezler. Özellikle İstanbul gibi büyük kentlerimizde tanık olduğumuz kimi davranışlar üzüntü vermektedir!
 
Başka uğraş yok mu yalan dünyada
Başkasına pusu kurmaktan başka
Kinle, kötülükle yaşanmış sayma
İnsanı insanca sevmek bambaşka…
 
Toplu taşım araçlarında kimileri yaşlılara, rahatsızlığı olanlara ve yüklü bayanlara saygılı davranıp yer vermektedirler. Ancak çoğunluk, şöyle göz ucuyla bakıp hemen uyuma numarası yapmakta ya da elinde telefonla oyun oynamayı sürdürmektedir.
 
Dizi dizi kitapların
Kanat kanat tüm kuşların
Kırda açan papatyanın
Adı sevgidir.
 
2-Giyim
 
Özellikle genç kuşak, tahlil edilmeye değer… Moda adı altında kızların pantolonu sanki çalıya takılmış ve birkaç yerinden yırtılmış görünümünde… Erkekler, perim perişan giysi içerisinde, saçlar uzamış ve darmadağın, haftalarca yıkanmamış izlenimi vermekte… Bir terör örgütü insanları örneği sakallar uzatılmış, kimi kulaklarda küpe… Benim bildiğim: İnsanlar giyimleri ile karşılanır, düşünce ve davranışları ile uğurlanır.
 
 3-Telefon                                                  
 
Tekniğin insanlığa sunduğu araçlar; iyi kullanıldığında yararlı, amacı dışında kullanıldığında zararlı olmaktadır. Bu araçlardan ilk akla geleni telefondur. Aslında gençler iyi huylu ama tüm suç telefonlarda… Telefonlar ahlaksızdır, Telefonlar saygısızdır! Sığınma ya da mazeret aracı olmaktadır. Oysa cep telefonunun ses ayarları başkalarını rahatsız etmeyecek şekilde ayarlanmalıdır. Sinema, tiyatro, opera gibi gösterimlerde; açık oturum, bilgi şöleni gibi etkinliklerde; cep telefonları kapalı ya da sessiz tutulmalıdır. Cep telefonu kullanma yasağı olan yerlerde kesinlikle bu yasağa uyulmalıdır. Telefonla konuşurken yüksek sesle konuşulmamalı, nazik ve kibar olunmalı... Telefonla uzun süre konuşup çevredeki insanları rahatsız etmemeli…
 
Kimi zaman bir telefon,
Zil sesiyle çeker sizi;
Mevsimsiz umut çiçekleri açar
Ne ki, bahar gelmez olur
Bakarsınız bulut kara kara çöker
Yağmur yeli uğul uğul
Ansızın yakınınızda olur.
 
4-Görgü kuralları
 
Yine gözlemlere göre; toplumda yaşayan insanların en büyük eksiklerinden birisi de yanlış davranış ve görgü kurallarıdır. Görgü kuralları, geniş alanı içerir.
 
Toplumda genel görgü kurallarına uyma zorunluluğu yoktur. Yani hukuken suç sayılmaz. Ancak, toplum genel görgü kurallarına uymayanlara cahil, bencil, kaba, saygısız, gibi sıfatlarla tanımlar ve kınar.
 
Görgü kurallarına uymak, başkalarına saygı göstermektir ve onların duygularına önem verdiğinizin mesajını göndermek demektir. Toplum hayatının düzenlenmesinde etkili olan genel görgü kurallarına uyan kişileri; terbiyeli, saygılı, nazik, gibi sözcüklerle nitelemek olanaklıdır.
 
Voltaire:“ Nezaket, fikir ve ahlak kültürünün bir simgesidir.”  Diyerek görgüye bir ilmek atmaktadır.
 
5-Okuma
 
“Oku!” buyruğu Tanrı emridir! Ne ki okumayanlar, üniversite öğrencisi de olsa, mezunu da olsa toplumun ya da kendisinden beklenenlerin çok gerisindedir. Toplu taşıma araçlarında yolculuk yaparken yanımdaki koltukta oturan kimi öğrencilerle söyleşimiz oluyor.
 
Dilerseniz acı ama gerçek olanını size aktarayım. Bir üniversite öğrencisiyle konuşurken konu açılması üstüne Atatürk’ün “Nutuk” adlı yapıtını okudunuz mu? Dedim. Aldığım yanıta şaşırdım! Ne dedi biliyor musunuz: “ Ben siyasete girmem.” Doğrusu içim acıdı!
 
 Şiirlerde, şarkılarda, marşlarda Atatürk
Yürekte duygu duygu her atışta Atatürk...
 
Bir başka örnek: Yakın çevremizde özel bir üniversite var. Buranın öğrencileri sabah okula gidip bir saat sonra belediye otobüsünü doldurarak dönüyorlar. Söyleşimiz sırasına birisine dedim ki: Biz öğrenciyken sabah üniversiteye gider, akşamüzeri okuldan dönerdik. Oysa siz, ne zaman gittiniz bilmem ama sabah sabah dönüyorsunuz. Aldığım yanıt ilginç oldu: “Biz sabahtan akşama kadar ders yaparsak kafayı yeriz!” Haydaaa bunu da mı duyacaktım! Oysa okuyan insan, düşünen candır.
 
İnsan ne kadar düşünebiliyorsa 
O kadar insandır,
Eğer düşünme açısı darsa
O ancak bir candır.
 
6-Mutluluk 
 
Kimimiz parada ararız mutluluğu, kimimiz sevgilide… Kimimiz ailemizde, kimimiz ise sağlıkta… Geliniz en iyisini şiirimizde arayalım:
 
Mutluluğun kaynağı yalnız para diyenler,
Gönül rahatlığını bilmez, düşünemezler
Sağlık elden gidince yalnız ilaç yiyenler,
Dirilse de geç kaldı, “çok şükür” diyemezler.
 
 “Saman sarısı” adlı şiirinde:“Bana mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin?” diyen Nazım Hikmet’e Abidin Dino, şu dizeleriyle yanıt vermekte:
 
“ ::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
Dinerdi tüm acılar seninle
Bir düş olurdu ayrılığımız,
Anılarda kalan.
Ve dolaşsaydık Türkiye’yi
Bir baştan bir başa.
Yattığımız yerler müze olmuş,
Sürgün şehirler cennet.
İşte o zaman Nâzım,
Yapardım mutluluğun resmini
Buna da ne tuval yeterdi;
Ne boya…”
 

Olgun insanlar en derine kök salmak zorundadır. Güçlü fırtınalara dayanmak zorundadır. İhanetlere ve soytarılara alışmak zorundadır.”  Demiş Nietzsche. Ne de özgün söylemiş! Alışmaya çalışacağız.

Hayatı kullanım talimatı’ başlıklı yazımızda; sorgulamaya dayanan düşünce ve gözlemlerimi aktarmaya çalıştım. Dilerim anlaşılmıştır.

                                                                                               *
 
NOT: İlgili fotoğrafları slâyt durumunda aşağıda izleyebilirsiniz!
 
 
 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..