Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ekim '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Gün/Dört

Gün/Dört
 

http://rogue-of-the-night.deviantart.com/art/Happy-44371259


Giriş; Gerçek bir prenses o. Sadece dış güzelliğine dair değil bu söylediğim; yüzünden önce ve öte yüreğini gördüm, yüreğini bildim ben onun. Bu yüzden en çok yüreğinden yanadır söylediklerim...

Kimi zaman içinde bir yerlerde hala eski bir masalın acıtan ayak seslerini duyuyor ve böylesi anlarda masallardan değil de en çok kendinden yana şüpheye düşüyor biliyorum. Kimi zamansa yolu kahramanlarını, kahramanlıklarını çoktan kaybetmiş başka masallara düşüp de büyük bir hayalkırıklığı ve şaşkınlıkla tekrar gerisin geri döndüğünde yaşıyor aynı çelişkiyi. Oysa yüzüne baktığınız an, o naifliği, kırılganlığı, o içten gelen ve geldiği gibi yüzüne yansıyan güzelliği gördüğünüz an, çok değil sadece birkaç dakika bile konuştuğunuz an anlıyorsunuz ne demek istediğimi. Öyle güzel, öyle iyi, öyle temiz, öyle değerli ki...

Dedim ya gerçek bir prenses o. Bu hayatı bir masal güzelliğinde yaşayıp, yaşatmak isteyen bir prenses. Ve dilerim en kısa sürede istediği gibi bir masalın baş kahramanı olur ve anlatır bize hak ettiği ve yaşadığı tüm güzellikleri...

Gelişme; Uzaklığın varlığına hiçbir zaman inanmadım. Evet uzak zordur, kimi zaman şüpheli, kimi zaman şaşırtıcı, ve çoğu zaman yorucudur. Ama uzağı yakın yapan yine sensindir, o yol önce senin yüreğinden geçer, işte ben her zaman buna inandım.

Aynı inandığım gibi; uzak çoktan yakın olmuştu onunla aramızda. Uzun zaman önce biz yürekten gidip gelmeye başlamıştık zaten birbirimize; içinden yürek geçen, yüreğin içinden geçtiği yollarda neler neler paylaşmış, kimbilir kaç kez ağlayıp kaç kez gülmüştük birlikte. Biz birbirimizi daha en baştan yürekten görüp, bilip öyle sevmiştik.

Ve bugün nihayet yüreklerimiz ilk defa yüzyüze geldi. Karşımdaki yürek olduğu gibi, aynı bildiğim, düşündüğüm, inandığım gibi. Ben gibi, benim gibi. Bu yüzden belki de yeni, şaşkın, heyecanlı, çekingen değil de çok uzun zamana yayılmış, hep varmış gibi, sakin, telaşsız ve içten anlattıkları, anlattıklarım.

Yüreği kendi gibi güzel insan, can insan. Uzağı yakın edip her daim yüreğiyle yanımda olan insan. Ne mutlu bana ki bundan sonrasında da hep benimle, hep yanımda, yakınımda olacaksın.

Sonuç; Soru çok. İstemediğimiz kadar hem de. Peki ya cevaplar? Ne kadarı gerçekten yanıtlayıp da rahatlatır içimizi, hangileri sadece kendimizde saklı, kaç tanesi bir kandırmacadan ibaret bilmiyorum. Kim gerçekten bilebilir ki?

O yüzden öncesini bir kenara bıraktım ben daha en baştan. Sonrasındaysa şimdilik gözüm, henüz söyleyebilecek bir sözüm yok. Tek bildiğim; var olacaksak, varsak eğer “şimdi”den başlamalı. Ve sonrası gelecekse de yolu önce “şimdi”den geçmeli...Şu an sadece “şimdi” olmalı...

İşte sen benim için bugün olduğu gibi “şimdi”den başlıyorsun her seferinde. Dile dökemediklerini gözlerinde okuduğum, hiç beklemediğim bir anda dudaklarıma kocaman bir öpücük kondurduğun, yüzünde o anın keyfini en sakınmasız haliyle yansıtan sıcacık tebessümünü gördüğüm, elimi tutup da bırakmadığın “şimdi”lerde varım ben senin için. Varsın sen benim için. Ve bugün bir kez daha anladım ki içinde seninle olduğum hayat benim için öncesiz ve sonrasız. Sadece “şimdi”lerde akıyor...

***3 Ekime; günüme keyif katan 3 güzel insana dair...



 
Toplam blog
: 246
: 980
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

30’ lu yaşların ağırlığında geçiyor artık yaşam ama teğet geçerek, ama kurcalayıp didikleyerek...İst..