Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Günah işledim peder!

Günah işledim peder!
 

www.amazon.com


Bu kadar film karesini beyin neresinde biriktiriyorsa, hiç olmadık bir anda duvar gibi adamın karşısına çıkıveriyor...

Altmış beş yaşında pasaklı bir teyzem var...

On günde bir sabahları telefon eder, hatırımı sorar, ben de öğleden sonra çay içmeye gideceğime dair söz verir, duvardaki mantar panoya ‘bugün git’ diye not düşer, her defasında gitmem!

Ne bu şimdi? Durup dururken!

Günah işledim peder!

Pederin Trakyalı olduğunu düşünsenize;

Ne yaptın be kızanım?………. Takma kafanı beyaa olmaz bişeycik!

***

Kuşlardan kırlangıç olup, altın kafeslerde özgür olduklarını zanneden, kanaryalarla alay ederek gitmiştim tatile... Ağzımda bir parmak balla döndüm...

Deniz, güneş, kumsal tamam da!

Plajlarda yeni bir tür var... Biraz kafa patlatsam bu türe isim de bulurum ben ama...

Beyaz donla denize gireni, çoraplarını çıkartmadan kulaç atanı, kumsalda çorba kaynatanını görmüştüm fakaaat bunlar ilk!

Ellili yaşlarda, kafa usturadan geçmiş, Cemil İpekçi bıyıklı, küpeli, elinde buzlu viskisi ve odun kadar purosu ile sabahtan akşama kadar güneşlenip, kumsalda Kırkpınar başpehlivanı gibi gezen. Derisi kayışa dönmüş slip giymiş, yağlı ağabeyler var...

Bir tanesinin adını çıtır kız arkadaşı seslenirken işittim; “ Fikiii, manda gibi yattın kaldın ayol!

Fiko” olsa adamın adı Fikret, arkadaşlarına ismini söylemek zor geliyor, onlar da mecburen kısaltıyor deyip çıkacağım işin içinden... Bu fiki neyin kısaltılmışı acep?

Gördüm ki; geceleri yanık tenleri ön plana çıksın diye bembeyaz giyinip, göğüslerinde araba amblemi kadar madalyon taşıyan bu fikilere kızlar çok ilgi gösteriyor... Ne hikmetse bir masada üç fiki olursa en az on tanede fıstık gibi minili oluyor...

Bütün masalar sebebini anlamadığım talihsiz bir ciddiyet içerisinde sahnedeki sanatçıyı, duygusuz ve tepkisiz yüzlerle izlerken, onlar kendinden geçiyor!

***

Şimdi içinizden “on gün tatil yaptın yaza yaza bu adamlarımı yazıyorsun?” diye geçirdiğinizi biliyorum...

Haklısınız ne işim olur benim plajı mesken tutmuş, dalı yaprağı meydan da adamlarla!

Bir akşamüzeri denizde balık kovalıyorum...

Bu dalma işi olta balıkçılığı gibi değil.

Deplasman da olunca zor...

Bir buçuk saat gezdim, dişlerim birbirine vurmaya başladığı zaman, vuslatı başka bahara bırakıp sudan çıkmaya hazırlanırken, kayanın altında kızıl bir ahtapot gördüm...

Vurayım mı, bırakayım mı diye düşünürken şeytana uydum vurdum...

Plaj kalabalık, paletleri çıkartmaya çalışırken, ne kadar çocuk varsa hala şişte olan ahtapotun başına toplandı...

Bu manda gibi yatan Fiki ile de o zaman tanıştım...

“ Yazık değil mi hayvene!!

Hayven, hayvanın fikicesi...

Modele baktım, dilim tutuldu cevap veremedim...

Ahtapotu denize attım kurtuldum...

***

Dedim ya; günah işledim peder!

" Takma kafanı beyaa"

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..