Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Günah keçileri

Günah keçileri
 

Site güvenlik görevlisi kapıda durdurup bir zarfı elime tutuşturdu. Emekli olalı yaklaşık üç ay olmasına rağmen maaş bağlanmadı bu nedenle zarf  umut oldu benim için. Fakat  beklenti boşa çıktı. Gelen zarf, devletin sarı zarfı yerine mavi renkliydi .Belli ki SGK  bildirimi değildi.
 
Gelen zarfı açtığımda oldukça süslü ,isme gönderilmiş davetiye olduğunu gördüm.           
 
Ford Otosan Yeniköy fabrikasının açılışına davet göndermiş.
 
‘’Öküz öldü, ortaklık bozuldu‘’ diye bir sözümüz vardır, Ford Otosan yetkilileri tam tersine davranarak, emekli olsak da muhteşem tesisin açılışına davet etmişler.
 
Sağolunlar, duygulandım.....
 
Gözümün önüne Ford ile yaşadığım yıllar geldi. Çamur nedeniyle İstinye binasına zor girdiğimiz Nasoto. Yükseklik nedeniyle araç nakliyatının  çok zorlandığı , basit montaj hatlarının olduğu, 30.000 araç üretiminin yapıldığı Otosan A.Ş.
 
Şimdi ise 3 üretim tesisi, 1 AR-GE merkezi, 1 Yedek parça deposu, modern üretim teknolojileri, yetişmiş insan gücü ile 425.000 adet araç üretim kapasiteli bir dev.
 
Nereden ..... nereye....
 
Kolay olmadı....
 
Zaman içinde büyüme , global üretim merkezi olabilme kültürü oluştu.
 
Koç ve Ford ailelerinin katkıları, profesyonel yönetim ve global büyüme arzusunun etkileri çok olmuştur. Doğru zamanda doğru işler yapabilmek, Türkiye’de özel sektörün gelebileceği yerleri göstermiştir.
 
Devletin üretim veya ticaretin içinde olmak yerine, işi yönetmesi günün koşullarına uygun olacaktır. Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, sistemi teşvik etmek ve verilen işin denetlenmesi  devletin orta ve uzun vadeli stratejileri içinde olmalıdır.
 
Son yıllarda dünyadaki özelleştirme hamlelerine paralel olarak, ülkemizde de çalışmalar yapılmaktadır. Çerçeveyi doğru çizmek işin sürekliliği açısından önem kazanmaktadır.
 
Devlet zaten teknolojiyi üst seviyede kullanıp , yönetimi doğru yapabilse işi kendi yapardı. Zaman bu modelin doğru çalışmadığını göstermiştir. Rusya’da dahi çalışmayan devletçilik, ülkenin ilerlemesi için doğru model olamaz.
 
Özelleştirme yapalım bu seferde karşımıza özel sektörün  en zayıf noktalarından birisi olan sermaye eksikliği  ve kaliteli yönetim sorunu  çıkmaktadır. Özelleştirmenin hangi şartlarda , kime, nasıl verildiği ise şeffaf yönetimlerin henüz tam olmaması nedeniyle bazı şüpheleri beraberinde getirmektedir.
 
Koç Grubu, ülkenin en büyük kuruluşlarından Tüpraş’ı satın aldıktan sonra % 20 ilave parayı teknolojik ihtiyaç için harcamıştır. Bunu yapabilmek için Koç Holding’in kredi itibarı ve niyeti vardır. Başarılı çalışmalar Tüpraş’ı ülkenin en büyük sanayi kuruluşu yapmıştır. Yapılan işten vergi ve istihdam sağlanmıştır.
 
Bu örnekten anlaşıldığı gibi özelleştirme ile birlikte işi geliştirme de çok önemlidir. Geliştirme  özelleştirmeyi yapan devlet kuruluşu tarafından takip edilmelidir. Proje planlamalarında geliştirme ile ilgili madde ve dateline’lar zorunluluk haline getirilmelidir.
 
Soma örneğinde devletin pahalı ürettiği kömür, dünya ile rekabet etmekten uzaktır. Özelliştirme yapılarak kazan –kazan sağlanması güzel bir uygulamadır. Özel sektör, kömürü daha ucuza üretecektir. Devlet üretimden zarar etmeyecek hatta işletim geliri kazanacak ve devletin vatandaşına yapması gereken eğitim ,sağlık ve sosyal güvenlik konusuna destek olacaktır. İşin boyutunun büyümesi durumunda istihdam sağlanacak, yeni üretim teknikleri geliştirerek sektörde önderlik yapılacak ,özel sektör kazanacak ve  diğer girişimcilere cesaret veren bir örnek olacaktır.

Paydaşlar için çok güzel  bir teori ancak bu işin önünde engeller bulunmaktadır.
 
Bütçeleme ve sabit giderler kalemi en önemli engel olarak özel sektörün önünde durmaktadır.
 
Fiyatları rekabetçi yapabilmek ve sürekli kar edebilmenin iki etkeni vardır. Çok satmak – az harcamak.
 
Firmalar satış yapmak için odaklanırlar ancak önceliklerinde  sabit giderlerin kısıtması ,  orta- uzun vadeli projeleri devamlı ertelenmesi  hatta hiç yapılmaması gibi uygulamalar vardır.
 
Projeleri planlamamak size yol ,su ,elektrik olarak geri döner. Yani biraz abartarak ifade edeyim;
 
 ‘’ Dün yemediğin hurmalar (orijinali yediğin) yarın bir tarafını tırmalar’’
 
Bunun altında patronun aşırı kar etme , rekabet nedeniyle paniğe girip bilinci kaybetme,  yöneticinin koltuk kaybetme korkusu , buna bağlı olarak orta –uzun vadeli planlama yapılmaması  , hatta hiç düşünmemesi yatar.
 
Yöneticilerin kısa vade düşünmesi nedeniyle bazen iş sonuçları kötüye gider. Sonra  satışlardaki  değişken bütçelerden parayı kullanır , iş sonuçlarını düzeltmeye çalışırsınız. Bunu yapmak için patronları ikna etmeniz ayrı zorluktur.
 
Fiyatta indirim yapar , bir kısım kar gider sonra biz zaten bunu ön görmüştük diyerek kendinizi kandırır, seneye benzer senaryoları yaşarsınız.
 
Sonuçta malınızı satmaktır öncelikli olan. Satmazsanız malı denize atacak haliniz yok.
 
Devletin özelleştirmede istenilen gelişim faktörlerini  açıkça anlaşmaya dökmesi ve bunu takip etmesi gerekir.
 
İş güvenliği nedeniyle kaçış odaları var mı? Hava bacaları  standart mı? Yüksek seviye teknoji kullanan ülkelerdeki uygulama projede ne zaman tamamlanacak?
 
Çocuğun ismini koyarsanız zorluk yaşamazsınız.
 
İşi veren istediğini yazmıştır, işi alan neyi ne zaman yapacağı bilgisini  anlaşma metnine atacağı imza ile onaylamıştır.
 
Bir felaket yaşanırsa şuçlunun kim olduğu anlaşılır belkide testi kırılmadan önlem alınır.
 
Aksi halde ön görülmeyen kayıplar yaşar, gitti gidenler diye daha çok üzülürüz.
 
Özel sektör kar peşinde olabilir bu gayet doğaldır  ancak devlet yetkisini kullanıp gerek şirket içi gerekse şirket dışı denetimler ile madencilik  gibi riski yüksek iş kollarını  yönetebilmesi gerekir.
 
Çalıştığım dönemlerde denetleme ekiplerini paydaş  olarak gördüm. Senin göremediklerini dışardan farklı  bir göz olarak görmeleri, sana fikir verebilmeleri çok önemlidir. Denetlemenin en önemli tarafı ise senin önem sıralamasında ön sıralara koyduramadığın  eksiklikleri raporlama ile yönetimin önüne koymaları, hatta baskı yapmalarıdır.
 
Yararını çok gördüm. Bu nedenle arkadaşlarıma denetçilerden bir şey kaçırmayın bu fırsattır diye talimat vermişimdir.
 
Bazende kişisel alt yapısı sağlam olmayan, iyi seçilemeyen  denetçilerin kraldan çok kralcı olmak, kendini yönetime göstermek arzuları, denetlenenler ile şık olmayan ilişkiler kurmaları, gelişimin önünü kesmiştir.
 
Bu kişilerle karşılaşınca adamlarımıza talimatımız ser verin sır vermeyin şeklinde olmuştur.
 
İnsan faktörü .....
 
Düşük kaliteli  denetim  işin doğru  yapılmasına engelleyici faktör olacaktır. Riski yüksek sektörlerde ise alt yapı oluşumu ve denetim ,olmazsa olmazdır.  
 
İşimizi her seviyede doğru yapmalıyız. Aksi  durumda ;
 
Sistem daha çok Veli Göçer, Alp Gürkan gibi günah keçileri yaratır. Bizde yüzlerce yetim için, bazen gerçek  bazende timsah gözyaşları dökeriz.
 
Toplam blog
: 43
: 235
Kayıt tarihi
: 21.11.12
 
 

Mühendisim. Spor, müzik, yemek, yazmak özel zevklerimdir. ..