- Kategori
- Gündelik Yaşam
- Okunma Sayısı
- 459
Günahlar

Günümüzde gerek okullarda gerekse yazılı-görsel basında sık sık sigaraya karşı bir savaş başlatılmıştır. Sigarayla savaşanlar derneği de meşhurdur. Her sene istatistikler yayınlarlar. Bu zamana kadar şu kadar kişi sigara yüzünden akciğer kanserine yakalanmış ve ölmüştür diye.
Bir de işin ekonomik boyutu da var tabi. Her sene şu kadar milyar YTL sigaraya harcanıyor diye raporlar yayınlanır. Şimdi büyük ihtimalle düşünmeye başladınız ne diyor bu adam diye zira bunlar herkesin bildiği şeyler..
Bir düşünün. Niye herkes sigarayı, alkolü bir düşman gibi gösterip, onlara karşı mücadele etmeye çalışıyor. Dikkat ederseniz herkes dedim.Sizi fazla merak da bırakmadan söyleyeyim. Çünkü bunların kötülükleri herkes tarafından kolaylıkla anlaşılabiliyor. Çünkü “ işaret “ veriyorlar. Nasıl mı??
Örneğin sigarayı ele alalım. En basiti duman çıkarıyor. Dumanı gözle görüp, kokusunu da burnumuzla rahatlıkla koklayabiliyoruz. Alkolü ele alalım. İçki içen insanların yürüyüşlerinden, konuşmalarından ve hareketlerinden rahatlıkla sarhoş olup olmadıkları anlaşılır. Çünkü sigarada olduğu gibi gözle görülen kısaca beş duyumuzla hissedeceğimiz sinyaller verirler bizlere.
Aslında günahlar ve kusurlar ikiye ayrılır. Gözle görülen, kokusu alınan ve hissedilenler; gözle görülemeyen, kokusu alınamayan ve hissedilemeyenler.
Sigara, alkol gibi günahlar gözle görülüp, hissedilen dolayısıyla da ilk sınıfa girenlerdir. Peki ya gözle görülemeyen, hissedilemeyenleri düşündünüz mü hiç? Çok da düşünmenize gerek yok aslında.
Yalan, riya, kibir, yüzüne gülüp arkasından konuşanlar mı istersiniz, dedikodular mı istersiniz... ve daha niceleri..
Maalesef ki bu kusurları belirtecek, açığa çıkaracak bir işaretleri yok. Ancak zaman içerisinde tecrübeyle sabit olmak kaydıyla anlayabiliyoruz, o da bazılarını....
Halbuki onları da anlayana kadar kimler ne kadar zarar görüyor, kimler acı çekiyor, çoğunu bilemiyoruz bile. Düşüncesizce, fütursuzca söylenip yapılıyor bunlar.
Dürüstlüğün meziyet haline geldiği günümüzde, hepimiz gün içerisinde o günahları işleyenlerle o kadar fazla karşılaşıyoruz ki... Hangimiz benim çevremde hiç öyle birisi yok diyebilir ki?? İşin acıklı tarafı, belki de etrafında bu sınıfa koyduğu insanlar, koymadıklarında daha bile fazladır.
Mesela keşke yalan söyleyenlerin Pinokyo gibi burnu uzasaydı da biz de onun yalan söylediğini o an anlayabilseydik. Keşke dedikodu yapıp, başkalarının arkalarından konuşanların ağızlarından sigara içenlerdeki gibi duman çıksaydı da bilseydik.
Bu keşkeleri yazacak olsam ne zamanım ne de yazacak yerim yeter..
Onun için bence, benliğimizi korumak, kendimize olan saygımızı yitirmemek adına, bu gibi günah yada kusurlar ile savaşmak için elimizden geleni yapmalıyız. Nasıl ki sigara ve alkol ile savaşmak için dernekler varsa, bütün dünyaca onlara karşı bir nevi savaş açılmışsa, bunlara karşı da insanlarımızı eğitmeli ve de savaşmalıyız.
Zira sigara içenin çok büyük oranda sadece kendisine zararı var. Ama yalan söyleyen, dedikodu yapan, yüzüne gülüp arkasından iş çeviren insanların verdiği zararlar sadece bir insanın değil, tarihe baktığımız zaman yeri gelince tüm toplumu zarara soktuğunu görebiliriz.
Ben sigara ve içki iyidir de, sadece yalan kötüdür demiyorum. Mutlaka hepsi kötü. Amaç burada bize zarar verecek her türlü madde, hal ve davranıştan kurtulmak...
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
