Günaydın, Bu Sabah Nasılsınız?

Merhaba, merhaba, merhaba :)

Yeni bir gün, yeni bir yazı, yeni yeni heyecan ve her şeye rağmen umutla merhaba  :)

Bu sabah nasılsınız? Güne güzel başladınız mı? Yataktan nasıl çıktınız? Bugün ne yapacaksınız belli mi? Hava ne kadar soğuk olursa olsun günü içinize çekmek için camı açtınız mı? Temiz hava ve temiz su çarptı mı yüzünüze? Güneşi gördünüz mü peki? Yapmadınız mı hala?

Çıkın o yataktan, açın camı, çekin gelen baharın havasını içinize, güneş yoksa gökte, varmış gibi hayal edin sizde, sonra gidin, buz gibi suyla yüzünüzü yıkayın. Soğuk su cilgi gerer, şiş varsa onu da indirir. Hatta daha iyisini yapmak isterseniz, doğal gül suyu varsa evinizde, bie gece önce dolapta beklettiyseniz üzerine, çıkarın onu sıkın yüzünüze. Yaşlanma karşıtı, doğal ve ferah bir his. 

Bu nasıl yazı demeyin, yazdıklarım aslında günün başladığının habercisi.

Bahar gelince ben hep böyle heyecanlı olurum. Bana iyi gelen şeyleri çok daha fazla yaparım. Ondandır enerjim gittiğim yere yansır. Pandemi ama etkiledi bu durumumu belki ama onu da düzeltirim. Yine "yaşasın Züleyha geldi" diyenlerim olur etrafımda.

İyi hissetmek, iyi hissetmeyi hissettirmek, kendine özen göstermek ve en iyisi için çabalamak mümkündür hep hayatta. 

İyi hissetmek için ilk kural. Gözünüzü açtığınızda nasıl hissetmek istiyorsanız onu kodlayın beyninizde. Çünkü gülerek başlamak için gülmeyi denerseniz, beyin gülmenin iyi bir eylem olduğunu düşündüğü için, iyi başlar ve günün kalanında zorluklarla savaşmanız gerektiği zaman güçlü tutar sizi.

Sonra ben de hala alışmaya çalışıyorum bu alışkanlığa ama, telefonunuza hemen bakmayın. Sosyal medya ile uğradığımız "bombardıman" emiyor enerjimizi. Sonra ben ne yaptım da yorgun hissediyorum diyoruz değil mi?

Devamının nasıl olabileceğini yukarıda yazdım.

Pandemi döneminde 1 yıla girdik. Hepimiz yorulduk. Hepimiz umutlarımızı yitirdik. Ama şöyle bir gerçeği es geçiyoruz hayatla ilgili. Hala nefes alıyoruz. Hala bahar geliyor. Hala yaşamı gözlemliyor ve onu anlamlı kılmaya çalışıyoruz. Hala o arabanın hayalini kuruyoruz, hala ev bakıyoruz, hala aşık oluyoruz. Yani hala yaşıyoruz. Tastamam bu hastalıkla baş etmeye başladığımız zaman enerjimiz kalmayacak gibi düşünüyoruz ama bu toprakların savaşın içerisindeyken kurulan hayallerle yeniden ayağa kaldırıldığını unutuyoruz. Evet çok etkileniyorum bu gerçekten ben.

Hadi uyanın. Alarmı kapatıp telefonu elinizden bırakın. Camınızı açın ve derin derin baharı içinize çekin. Sonra gidip yüzünüzü yıkayın. Gül suyu doğal olsun, kahve çekiyorsa canınız, içtiğiniz kahve granül değil filtre gibi, Türk kahvesi gibi olsun. Gülümsemeyi ihmal etmeyin. Aynada ilk gördüğünüz size gülün ki, gününüz gülmek kadar güzel olsun. Radyo dinleyin, müzik dinleyin, size eşlik edenler iç karartıcı değil, güzellik çoğaltan cinsten olsun.

Bir de hayatınızda aşk olsun.

Hadi uyanın. Günaydın. Gün çoktan aydı, fark ettiniz mi? :)