Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

16 Mart '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

GÜNAYDIN SOKAĞIM

GÜNAYDIN SOKAĞIM
 

alıntıdır


Günaydın sokağım. Eskiden çok sakin olan sokak şimdi tır garajı gibi görünüyor. Bazı günler 12-13 tane sıralanmış oluyor kamyonlar peş-peşe. Hepsi bir örnek, beyaz renkli kabinli, kasaları sarı renkte. Sadece ben mi görüyorum bilmiyorum ama kamyonların suratlarında "Yıllardır bize beşinci sınıf araç muamelesi yapıp yollarınıza sokmadınız ama şimdi burnunuzun dibindeyiz." diyerek gülümsüyorlar. Bazıları sigaralarının  dumanlarını gözümüze-gözümüze üflüyor ama onlar bizim gibi ağızlarından çıkarmıyorlar dumanı, arkalarından bir yerlerinden çıkarıyorlar alay eder gibi. Yalnız yiğidin hakkı yiğide; küçücük yerlere öyle milimetrik park oluyorlar ki, tek kelimeyle pes dedirtiyorlar. 
 
Yine başladı bülbüller sabah korolarına. Buzlukta ayıklanmış sarmısaklar da duyuyor ki bülbül seslerini başladılar yeşillenmeye. Ben söylemedim, başka kim söyleyebilir ki baharın geldiğini sarmısaklara? Hava soğuk olsa da fuşyalarını serdi bahar dalları, erikler de döktü beyazlarını çiçeklerine. Kızlara doğayı, baharı, arada hayatı anlatıyorum aynı heyecanı duysunlar istiyorum. Kulaklarını işaret ediyorlar kuş seslerine dikkat çekmek için aynı benim hareketlerimle. Büyük bir inşaat panosunun üzerine büyük yazılarla "BÜYÜK BİNALARINIZ G.....ZE GİRSİN" yazmış birileri. Çok gülüyorum. Neye gülüyorsun diye soruyor kızlar, kuşlara diyorum. 
 
Bu sokakta parasız dolaşabilirim, bütün esnaf iyi insanlardan oluşuyor, bir yerlerden yorgun dönerken arada bir kahve içmek istesem para almıyor Şeyma Hanım. Bu sokağa yeni bir başlangıç yapmak için gelmiştim, yeni bir eve taşınmak istemiştik kızlarla, çok aradık bulamamıştık, vazgeçmiştik hatta, kıştı bahara dönmemişti mevsim daha. Akşamın dokuzunda aradı canım arkadaşım bir ev var, temiz ve uygun, emlakçıya gitmeden gel bak diye. Bigudilerimi çıkarıp hemen atladım taksiye büyük kızımla, sokağın aydınlığıyla loştu evin içi, kapısı güvensizdi yine de tamam dedim. Rahmetli ev sahibim "Yarım gündüz gözüyle bir baksan" demişti. Hayır dedim, sevdim. 
 
Evimizin içindeki kabuslar yüzünden hiç uyuyamayan küçük kızım, ilk defa bu evde tanıştı güvenli uykularla. Öyle kolay, öyle yardımlı, öyle ne olduğu anlaşılmadan yerleştik eve iki gün içinde sevinçle hatta hiç izin almadan pazartesi işe gitmek için bu sokaktan bindim servise, şaşırmıştı arkadaşlarım. Çook yaşlı çınarlarımız var bu sokakta, bir şey olmasın diye hep okuyup-üflediğim, çamlar, narlar, erikler, cevizler, tam balkonumun dibinde her mevsim yeniden beyazına bayıldığım manolya,... Bülbüllere yalvarıyorum "Gitmeyin, bu bir süreç geçecek." diye. Beni tanıyıp cama vuran kargam ve martım bile var yıllardır beslediğim. Kızlar eskiden bağırırlardı "Anne, seninkiler cama vuruyor" diye. 
 
Bu ev bana güzellikler getirdi, dünyanın öbür ucuna yalınayak giderim dediğim eşim, küçük kızlarım bu sokağın maskotları, aynı benim gibi selamlaşıyorlar esnafla. Okulumuz üç apartman ötede, akla gelebilecek her ihtiyacı karşılayacak kadar çok dükkan var ama sessizce yapıyoruz alışverişlerimizi. Ne kadar lüks olursa olsun hiç sevmedim büyük siteleri, ben bu sokakta doğmuşum gibi sevdim burayı. Şehrin göbeğinde, şehrin gürültüsünden uzak bir yeşili var. Öyle sevdim ki kısmet etti bu evi Yaradan. Şimdi burası da yıkılacak, üzülüyorum ama gözüm ve gönlüm bu sokaktan ev dilemeye başladı bile geçici süreliğine. Elbette acılar da sundu hayat bana aynı zaman diliminde ama birlikte sarmaya  çalıştık mutfak camımın dibindeki ıhlamurla. Manolyaya ve ıhlamura anlattım içimdekileri, çok sıkı dostlar kimseyle paylaşmadılar anlattıklarımı. 
 
Sarmaşık gülleri, hanımellerini bırakır mı kocaman inşaat firmaları bilmiyorum. Yeniden diker emekli pilot Ayhan Amca evi bitip döndüğünde, hepimize gül ilaçlarını yeniden verir eğer uzun ömür verilirse  kendisine. Bazı insanlar gibi sokaklardan da öyküler, şiirler, romanlar çıkabilir, keşke güçlü kalemli insanlar yaşasaydı buralarda da anlatsaydı yaşanan güzellikleri. Evimde pişirdiğim aşure ve sütlaçları paylaştım buradaki komşularımla ve esnafla. Komşuluk yaptık çocuklarımızla, bahçelerimiz kısa dinlenmelere hep açıktı. 
 
Sevdiklerimi kolay bırakamam, zaman ne gösterir, şekli ne kadar değişir, değişmesin istiyorum, seviyorum bu sokağı, kamyonları, iş makinalarını silerek, eski halinin görüntüsünü kazıyorum daha dikkatle hafızama. GÜNAYDIN sokağım, süreler çabuk geçsin yeniden dönelim evlerimize çok fazla beklemesin bülbüller sessizliği. Bu sokakta büyütmek istiyorum son kızlarımı da, güvenle, sevgiyle. Kirpiklerinin gölgesinden başka karanlıklar uğramasın,  onlarla birlikte tüm çocukların gözlerine. 
 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..