Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Günaydın

Günaydın
 


Nasıl bir haftaya başladınız?

İyi midir pazartesilerle aranız?

Güne başlamak için hevesiniz ne durumda ?

Daha da ötesi bugüne başlamak için sağlam bir neden bulabildiniz mi kendinize ?

Sabah yataktan kolay çıkmakla, yaş almak arasındaki ters orantı gitgide arayı açar mı oldu?

Arayı kapatıp kendinizi yataktan dışarı attınız diyelim;

Tutunacak dallarınız neler?

İçine sığındığınız zırhlarınız, maskeleriniz hazır mı?

Yaşam için savaş boyalarınız sürüldü, silahlarınız akşamdan parlatıldı mı?

Cesaret, hoşgörü, umut ve bilgelik, bir tebessüm ya da bir şarkıya sarılıp iliştirildi mi dudağın bir köşesine?

Yaş almak demek, bilgi deneyim ve kalitede doruğa doğru ilerlemek demek. Her şeyi her gün daha geniş bir perspektifle görebilecek kadar yüksek uçmak, ama bir yandan da ince ayrıntıları fark edebilecek kadar derin sularda, vurgun yemeden yüzmek demek.

Hayatın anlamının ve kendi donanımınızdaki kalitenin artması demek yani.

E her şeyin bir bedeli var. Özellikle de anlam ve kalitenin bedeli büyük. Bu yüzden yaşam bir yandan güzelleşirken bir yandan da bedel olarak ağırlaşıyor. Hayatın anlamı derinleşip, zevkler inceldikçe ve ayrıntılar çoğalınca, çocukluk ve gençliğimizde, bizi sabah yataktan fırlatan basit sebepler artık ruhumuzu kesmez oluyor.

Bilmiyorum siz de bazı sabahlar güne başlamakta zorlanıyor musunuz? Ben güne başlamak için, (özelliklede pazartesileri) sağlam sebepler bulmakta zorlanıyorum bazı bazı. Böyle zamanlar için uydurduğum bir tekerleme var. Sabah terapim yani! Belki size de lazım olur diye bir hafta başı günaydını olarak paylaşayım dedim…

Kalk deli kız kalk
Çık gecenin loş, sıcak kuytusundan
Aç gözlerini güneşe,
Bırak içine ışık kaçsın
Kamaşsın

Topla küskün bakışlarını yerden,
Sakla hepsini,
Kirpiğinin ucundaki koyu gölgeye.
Geceden kalma iki yıldız kırıntısından,
İki ışıltı kondur gözbebeğine.

Gönder kozasına
Hüznün ince kelebeğini,
Geceye dek üzerinden mühürle.
Yastığın altına akşamdan mayaladığın,
Birkaç tebessüm düşür,
Dudağının bir büklümüne.

Renklerine ayır
Katla özenle hayallerini,
Ve katla bir bir
Hasretine çare düşlerini,
İpek bohçalara sarıp,
Ücralarının demir sandıklarına kilitle.

Sözünün geçmediği ne kaldı ki geriye?
Gönül kafesinin sol yanından kolan vuran
Hiçbir zaman ama hiçbir zaman,
Güç yetiremediğin asi kuşlar mı?
Kabullen o çırpıntıları
Sev hatta, başın gözün üzre sahiplen.
Okşa tüylerini, öp o kuşları yakut gözlerinden,
Sevgi yüklü kanatlarına selam söyle.


Epey sağlam bir sebep bulmalısın,
Başlamak için güne.
Dudaklarına kahraman bir ıslık yapıştır,
En şen şakrağından bir kaç şarkı dola diline,
Gönül köşkünün ilk yardım çantasına birkaç şiir gizle.

Bıçağın ucuyla biraz,
Cesaret sür ekmeğinin üzerine
Hoşgörüyle ısıt demliği
Ve çayında bir tutam umut demle.

Zümrüd-ü ankanın ağzında arama her zaman,
Bazen ışıldayıverir en ümitsiz anında
Alev gibi yakut bir yüzük, küllerin arasından.
Bak bakalım bildiklerinden
Hangisi bugün kulağına küpe.
Ve minnetle sarıl kolundaki altın bileziğine

Açılan ışıklı kapıdan giren
Sabah ayazına ver saçlarını taransın.
Dertsizlik zırhını kuşan, gamsızlık maskeni takın
Hazır mısın?
Sabah oldu...
Günaydın...

Müzik Not: Müzikli bir terapi tercih ederseniz;

http://www.youtube.com/watch?v=Nt8Ls1BUyTs ya da http://profile.imeem.com/kJxUbd/music/aTYXIYPa/selanik_trks/ adresindeki parçaları hiç düşünmeden tavsiye edebilirim. İnanın iyi geliyor.

 
Toplam blog
: 54
: 1158
Kayıt tarihi
: 22.06.07
 
 

7 Ocak 1960... Hayatın öğrettiği herşeyi okumak ve yazmak için buradayım.....