Gündem dışı

Artık bıktık hep aynı haberleri görmekten ve duymaktan. Kemal aşağı, Kılıçdaroğlu yukarı. Herkes bu işi kıvıramayacağını, siyasete yeni birşeyler katamayacağını söyleyip duruyor. Kaset ile devrilen bir teşkilattan başkada birşey beklenemez sanırım. Ne olup biteceğini zaten zamanla göreceğiz. Görünen köyün kılavuz istemediği bir durum için bu kadar yorum yapmaya gerek yok herhalde. Bu nedenledir ki, gündem dışı yazmak istedim.

Neden ülkemizin uluslararası başarılarından bahsetmiyoruz? Hani hep ilkokuldan itibaren öğretilir ya komşu ülkeler ile olan kötü ilişkilerimiz. Bir tarafımız yunanlı zalimler, bir tarafımız ermeni-rus ortak cephesi, bir tarafımızda hain araplar. Hangi tarafa dönersek dönelim mutlaka bizi hançerlemeye hazır kıt'alar mevcuttu. Bu yüzden hep milli hasılamız akıp durdu güvenliğimiz için. Ama nedense kimse "kardeşim bu işin daha akılcı, ekonomik ve güvenli bir yolu yok mu?" demedi. Daha biz o küçük yaşlarımıza rağmen öğretmenlerimize sorardık bu soruyu ve cevaplayamazlardı.

Şimdilerde ise dört bir yanımızı sarmış düşmanlarımız (!) dost elleri uzatıyor bize. Meğer arap hain değilmiş! Rus'tan, Ermeni'den, Yunan'dan post ta, dost ta olurmuş, her ne kadar sevmesekte. Bizlere tarih boyunca yaptıklarını unutmuş değiliz. Ancak devir mantık ve ekonomi devri olunca, ülke menfaatlerini ön plana almak en doğrusudur. Suriye, Rusya, İran vs. ile yapılan ekonomik anlaşmalar işadamlarımıza rahat bir nefes aldırdığı gibi, uluslararası politikamızada yön verdi. Yunanistan ve Ermenistan'a yapılan ziyaretler bir çok yangın ve fırtınanın önüne geçti ve yine uluslararası arenada ne kadar haklı olduğumuzu kendi elleriyle göstermiş oldular. Yapılanlar sadece bununlada sınırlı değil. Afrika'ya yapılan yatırımlarda cabası. Türkçe Olimpiyatları da bu işin kaymağı olsa gerek. Düşünsenize! Düne kadar bizi bıçaklamaya çalışanlar, bugün bizim dilimizle konuşuyor ve iş yapmak için bizim saflarımıza geçiyorlar. Galiba bu platformda birçok şey değişiyor. Değişim bu olsa gerek. Öyle kasket, gömlek değiştirmeye benzemiyor. Değişim uzun vadeli ve emin adımlarla olmalı. Önyargılarla, duygusallıkla, peşin hükümlerle değil. O yüzden açılamıyoruz zaten. En önemlisi de, yaptıklarınızın vatandaşın aklında ve kesesinde birşeyleri olumlu olarak değiştirmesi olmalı.

Gelin hep beraber, dünya dili olan sevgi dilini konuşalım. Olmaz mı?