Gündem Geniş

Bir politikacı akıl hastanesinde delilere konuşma yapıyormuş. 

Politikacı ne söylerse deliler çılgın gibi alkışlıyorlarmış. 

Sadece bir kişi hiç alkışlamıyormuş. 

Politikacının dikkatini çekmiş. 

Konuşma bittikten sonra adamın yanına gelip sormuş:

-Sen niye hiç alkışlamadın?

Adam cevap vermiş:

-Efendim, ben deli değilim, hastabakıcıyım.

 

Teşbihte hata olmaz. Bizim politikacılarda her gün yeni bir çok gündem belirliyorlar ve millete bunları empoze ediyorlar. Vatandaş gerçeğe adapte olmasın diye, dikkatini dağıtıp duruyorlar. Siyasetçilerin gündem belirleme hızlarına nasıl yetişeceğimizi, hangi bir gündemi takip edeceğimizi şaşırır olduk. 

Geçim sıkıntılarımızı azalmak için mi yapıyorlar bunca gündemi, yoksa bizim zihnimizi uyutmak için mi, bilemiyoruz. 

Hayatımızla yakından ilgisi yoksa bir şeyin görmezden mi gelmeliyiz? 

Hani şu Suriye'nin paylaşımı, yeniden yapılandırılması. Dahası Suriye'de onarılmaz yaralar açılması bizi hiç ilgilendirmez mi? 

Ufukta bizi neler bekliyor, umursamamalı mıyız?

Doktorların sorunu var, eğitimde sancılar var. Var da var. Emekliler, çalışanlar hep dertliler. 

Hayat devam ediyor, dünya bir şekil dönüyor işte.

"Düşün düşün, kesattır işin. Sat eşeğini ye bu kışın." Oldu mu şimdi bu söz, yerini buldu mu, ne âlâkası var? Yok işte, gündem olsun diye söyleyiverdim. Gündem geniş zaten bir de ben yeni bir gündem türetmeyeyim, birinin beyanını irdeleyelim.

 

Bu yoğun gündem arasında muhalefetten biri çıkmış, gündemler arasında kendinden söz ettirmek istemiş. Türkiye'nin sorunlarıyla ilgileneceğine, kendine iş edinmiş. 

CHP'li bir milletvekili "Ezan Türkçe okunsun, ben anlayayım" demiş. Türkçe olursa sanki beş vakit abid olacaklar. Kardeşim senin işin mi yoktur, aldığın binlikleri hak etmediğini düşünüp kendine iş mi edindin? Milletin diniyle imanıyla,  ne uğraşıyorsun? Yoksa beş vakit namaz kılacaksın da, ezanın anlamını bilmediğinden mi ibadetini edemiyorsun? Küçük çocuklar bile biliyor, günün belli saatlerinde minarelerden yükselen ezanın namaza çağrı olduğunu... 

Asil olarak vekilim olan size soruyorum: "Sahiden ezanın anlamını anlamadığını mı söylemek istiyorsun?"

 

Gerçekten de ezanı, Türkçe olmadığı için mi anlamıyorsunuz, bu yüzden mi camiye gitmiyorsunuz? 

Türkçenin içerisine binlerce yabancı kelime sokup anlayanlar, 1071'den beridir ezanı anlayamamışlar hayret! 

Peygamberimiz (s.a.s) ezanı ilk olarak Bilal-i Habeşi Hazretlerine nasıl okuttuysa, Müslüman âleminde ezan hep öyle okunmalıdır. Tabi ki de bu "Peygamberim Hazreti Muhammed'tir" diyenler için böyle kabul olmalıdır.

Hristiyanlar "Çan sesini anlamıyoruz, kiliseye çağrı zurna sesi ile olsun" diyorlar mı?  Havraya çağrı hapşırmakla olsun diyen Yahudi var mı acaba?

 

Tek parti döneminin nostaljisini yaşatmak isteyenler elbetteki vardır.Tek parti dönemi çok iyi araştırılıp incelenmesi gerekir. 

O dönemde şartlar nasıldı? Bugün yanlış bulduklarımız, o vakitler neden, nasıl, niye yapıldı, doğru tarih okumadığımızdan hakikat nedir bilemiyoruz. 

Kaybedilen değerlerimiz elimize tekrardan geçmiyor ne yazık ki, dayatmayla yapılanlar her zaman yanlış olmuştur. Tekrardan yanlışa yönlendirmeye çalışmayın bu milleti. 

Milletin vekilisiniz madem, milletin menfaatine yönelik hizmet veriniz. İşinizi layıkıyla yapınız.

 

Ayfer AYTAÇ - ayferaytac.com