Gündem ve acı

Dünya ve Türkiye gündemi yoğunluğundan bir şey kaybetmiyor. Gazze'deki İsrail saldırısı veya katliamı, Ankara'da doğalgazdan kaybettiğimiz yedi pırıl pırıl gencimiz ve bizleri daha da kahreden müstafi genel müdür, yaklaşan yerel seçimler ve iyice dozajını arttıran kömür, v.b. yardım kampanyaları.

İsrail'in 21. yüzyılda göstere göstere kimseden çekinmeden yaptığı katliam aslında söze de pek fazla yer bırakmıyor. Hepimiz kınıyoruz. Yıllardır da kınadık. Ama sonuç değişmiyor: "sivil, kadın, çocuk ayırımı yapmadan toplu katliam." Öte yandan Filistin halkı için çalıştıklarını, yaşadıklarını iddia eden marjinal grupların İsrail saldırılarına adeta davetiye çıkaran eylemleri. İşin içine girersen yine alıştığımız gizli servis tezgahları. Böyle ortamlarda kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmaz. Olan ise yine Filistin'in masum halkına oluyor. İnsan haklarını savunan dünyadaki bazı örgütler ise kayıp veya İsrail katliamını haklı göstermeye çalışma çabası içinde.

Tabi bu ortamda insan içerideki güncel konulara değinmek istemiyor. Çünkü içinden gelmiyor. Ama bamteline değdiği zaman da yazmasan olmuyor. Yılbaşında Ankara'da doğalgaz faciasında hayatını kaybeden gençlerimizi kasdediyorum. Neye yansak bilemiyorum? Kurumların ihmalkarllığına mı, pisi pisine gelen ölüme mi, müstafi genel müdürün tüylerimizi diken diken eden açıklamalarına mı?

Bu olayda Türkiye'nin nasıl kadrolar tarafından yönetildiği bir kez daha ortaya çıkmıştır!

Bu kadrolar şimdi de kömür gibi yardım paketleri ile insanların oylarını almaya çalışmaktadırlar. İnsanlar gün geçtikçe daha da yoksullaşırken bunun nedenlerini ortadan kaldıracak politikalar üretmek yerine sosyal yardım kuruluşu gibi çalışarak insanların fakirliğinden oy sağlamaya çalışmak! Gerçekten enteresan!

Aslında tam da şu günlerde uygulamaları iyice takip etmek gereklidir. Bir yandan sosyal yardım kuruluşu gibi hava vereceksiniz, öte yandan hastaneleri paralı yapacaksınız. İnsanlar artık hastaneye bile gidemeyecek, ilaç alamayacak. Bunları yapanlar başkaları mı?

Bu yazıyla başladığımız "seyr-ü sefer" den herkese merhaba diyerek bitirelim bu ilk yazımızı. Herkese kucak dolusu selamlar, saygılar. Her şeyin en güzeli sizlerin olsun. Kinden, nefretten, kandan arınmış bir dünya dileğiyle...