Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '12

 
Kategori
Güncel
 

Gündemi artık BDP belirleyecek

Gündemi artık BDP belirleyecek
 

BDP Kongresinden bir görüntü (Alıntı yeri:NTV-MSN)


Bugün Ankara'da toplanan BDP'nin 2. Olağanüstü Kongresi'nde Selahattin Demirtaş yeniden genel başkanlığa seçilmiş.

Kardeşlik Açılımı için Hükümetin zaman ve zemin kollamaya çalıştığı bir aşamada (!) Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için gün sayan BDP'liler ile kimi siyasi uzantıları bu kongrede de değişik içerikli isteklerini sıralamaktan çekinmediler. Önümüzdeki günlerde sık sık tartışılacak yeni yeni konuların da ortaya çıkacağından hiç kuşkumuz olmasın.
 
Ahmet Taner Kışlalı Salonunda atılan 'Dişe diş, kana kan seninleyiz Öcalan' sloganı ile BDP'lilerin nasıl bir 'barış' partisi olduğu bir kez daha ortaya konulmuştur denilebilir. Bu sözler ayrılıkçılık eğilimlerinin ne kadar 'savaşçı' bir eğilim taşıdığının yeni bir kanıtı olsa gerek.
 
Kongrede konuşan BDP Genel Başkanı Demirtaş ise son üç yıldan bu yana gündemde tutulan 'özerklik' söylemi için baklayı ağzından çıkarmış bulunuyor. 
 
Kimi konularda AK Parti Hükümeti yetkililerinin kimi konuları ortaya attıktan sonra 'tartışılsın bakalım'  dedikleri gibi Başkan Demirtaş da 'özerklik' isteği konusundaki vurgusunu (15) ile (20)  'bölgeden oluşmuş özerk yönetim bölgeleri' biçiminde önerdiğine göre Türkiye gündemi yeni bir yöne doğru kaymaya başlamıştır diyebiliriz. 
 
Görünen o ki BDP'nin kendilerince yaşanılan 'savaş' ortamında gündem belirlemeye çalışmaları bu çıkıştan sonra başta ayrılıkçı kesimler olmak üzere BDP'nin tekeline geçmiştir. Çünkü baskın erken seçim sarmalı içerisinde bile söz konusu özerk bölgelerin (15) mi yoksa (20) mi (25) mi olması  tartışmaları da yer alacaktır. Yıllardan beri geliştirilmeye çalışılan ayrılıkçılık tavırlarının nasıl bir biçime bürüneceğini de görmeye başlayacağız yakında. Ortaya çıkan bu durum karşısında berilereck kimi  tartışmalardan ne iktidar partisi ne muhalefet partileri ne de adına yanlış bir biçimde sivil toplum kuruluşları denilen Batı kaynaklı Hükümet Dışı Kuruluşlar (NGO) uzak kalamaz. Kaldı ki yerel seçimler konusundaki (5) aylık zaman çalma çabası bile BDP ile PKK işbirliğinin özellikle 2013 Nevruz coşkusunun ardından yapılması gereken yerel seçimlerdeki yoğunluğun BDP'den yana dönmemesi için siyasi bir oyun olduğunu söyleyebiliriz.
 
Bilindiği gibi Başbakanlık eski Müsteşarı ve yeni MEB Prof. Dr. Ömer Dinçer'in hazırladığı ve 2005'de TBMM'de yasalaştırılan Yerel Yönetimler Yasası kimi yorumculara göre 'özerklik' için atılacak bazı adımlara yol açacak özellikler taşıyordu. 1985'te yayınlanan ve Türkiye'ye de önerilerek 1985'te imzalanan Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartının bir gereği olarak  yasalaşan hükümler gereğince merkezi hükümetin etkileri ve yetkileri en az düzeye indirilecekti. O günlerde bu yasanın Orta Doğu'nun yeniden düzenlenebilmesi için ABD tarafından ısmarlanan bir yasa olduğu da öne sürülmüştü 2003 ile 2005 yılları boyunca. Bu bağlamda özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bazı belediyelerin  pek çok 'özerk' davranış sergileme çabaları yanında 'üç dilli' bir yaklaşım içerisine girerek pek çok çalışma yaptıkları da biliniyor.
 
Bence Kardeşlik Açılımı denilen olgu böyle olur. Bakalım AKP Hükümeti bu çıkışa nasıl cevap verecek? Elbette MHP de bu isteğe karşı boş durmayacak; bir kaş 'Osmanlı tokadı' sallamaya çalışacaktır. Bilindiği gibi AKP ile MHP TBMM çatısı altında gündeme gelen bazı konularda gizli ya da açık ortaklıklar kurarak düzenin yürütülmesini sağlamaktadırlar. Bu durumda sanırım artık AKP ile MHP ortaklığı daha bir pekişecek. Ne ki (5) ay erken yapılmak istenen Yerel Seçim oyunu gelişmeler ne olur ise olsun 'umulan' kimi gizli amaçlara ulaşılmasını engelleyemeyecektir.
 
Osmanlı Devletindeki 'muhtariyet' açılımları gibi Türk siyasetine de düşen Özerk Bölgeler Açılımı sanırım iç siyaset kadar dış siyaset açısından da AK Parti iktidarının yeni bir sınavı olacaktır. Özellikle Kürt Sorunu, Terörle Mücadele ve Kardeşlik Açılımı gibi konularda pek de başarılı olduğu söylenemeyecek olan Hükümet umulur ki iç siyaset kadar dış siyaset dengelerini de yerli yerine oturtarak gerekli kültür ve uygarlık açılımları ile yaklaşan 'bölünme' sarmalından kurtulmaya çalışacaktır.
 
Ne yazık ki Hükümet de Hükümet Dışı Kuruluşlar da bu toplumu kaynaştıran bu alanlardaki din, dil, lehçe, ağız, tavır alış, gelenek, görenek, tarih boyunca yaşanılan göçler nedeni ile değişik ırkların kaynamışlıkları, sanat ve edebiyat konularına hiç girmemişlerdir. Yaşanılan ayrılıkçılık ve terör saldırılarının içinde bu konulardaki bilinçsizliklerin de bulunduğunu bilmemek için 'kör olmak' gerekir bence. Görünen o ki ülkemizde her şey 'bir oldu bitti' ile yoluna koyulmak isteniyor. Bu bağlamda Türk kamuoyu kadar dünya kamuoyu da gerektiği gibi aydınlatılmadığından ne  'akan kan'  durduruluyor ne de siyasi çekişmelerde bir uzlaşma sağlanabiliyor. Bu yüzden ne ayrılıkçılık propagandası ne de Kardeşlik Açılımı gerektiği gibi zengin bir içerik yansıtıyor. Herkes kendi ezberi boyunca 'dişe diş, kana kan' bağlamında yollarına devam etmeye çalışıyor. Bilindiği gibi bu saldırgan yaklaşımlar Türkiye adına olduğu kadar insanlık adına da nice olumsuzlukların yaşanmasına; anaların göz yaşı dökmesine yol açıyor. Çünkü en az yüz yıldan bu yana her türlü ayrılıkçılığı ve silahlı mücadleyeyi engelleyebilmek bakımından siyasette ve eğitimde büyük bir zaafiyet var. Hükümet yetkililerinin açıklamalarından anlıyoruz ki bölücü terörün arkasında pek çok Avrupalı devletler de var imiş! 
 
Yıllardan beri siyasi ve askeri pek çok ihmalin birbirini kovaladığı anlaşılan bu aşamada BDP'nin dile getirdiği bu istek bir düş de olsa özellikle ayrılıkçı propagandalar için oldukça önemli bir tartışma konusu yaratacağa benziyor. Ayrıca bu isteğin hayata geçirilmesi için K. Irak Başkanı Mesut Barzani ile Irak Başbakanı Nuri El Maliki de bu konudaki siyasi çekişmelere girer ise kim bilir nasıl bir dalgalanma yaşayacağız. Sorunun çözümü için ABD ile AB ülkelerinin araya girmesi durumunda ise ne tür çekişmelerin yaşanılacağını ise eğer yaşayacak olursak hep birlikte göreceğiz. 'Hayali haritalar' için bazı çekinceleri olduğunu bildiğimiz Başbakan Erdoğan bakalım K. Irak Kürt Bölgesel Yönetimini de kapsayacak olan bu çıkış için nasıl bir duruş sergileyecek. 
 
Bana göre PKK saldırılarının tavan yapmaya başladığı günümüzde BDP de 2013 Nevruz'unda gündeme getirebileceği Özerklik İsteğini bir kez daha dillendirerek muhataplarının uykularını kaçıracağa benziyor. Böylece BDP kendisi dışındaki partilerin günü kurtarmak ya da iktidarda kalmak için gösterdikleri çabalarına ket vurarak yoluna devam edecektir. 
 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..