- Kategori
- Psikoloji
Güneş, sis ve umut
Umutlarımız sisli bir günde uzaklardaki güneşin parlamasıdır.
Bir rüzgar eser sis kaybolur, güneş tüm çıplaklığıyla parlamaktadır. İşte bu umuda kavuşmaktır.
Yine bir rüzgar eser sis kaybolur, bir anda bulutlar sarar gökyüzünü güneş bulutun arkasına saklanmıştır sanki oyun oynarcasına. Tam umutlara kavuşacakken beklenmesi gerektiğidir ya da önümüze engellerin çıkmasıdır.
Öyle bir rüzgar eser ki güneş kaçtıkça kaçar karabulutlar sarar gökyüzünü, şimşekler çakar. O an umutlarımızın tükendiği andır. Gün sanki orda bitmiş, yarın yok olmuştur. Aslında güneş yarında vardır. Umutlar hep vardır, varolacaktır.
Yaşamda umutlar beklemesini bilmez, sabırsızdır tıpkı bir çocuk yüreği gibi. Kazanmayı beklediğiniz, günlerce, aylarca çalıştığınız bir sınav sevinçle sonuçlandığında sis kalkmış umut ışığı güneş; parlamıştır. Ya da kapısında saatlerce beklediğiniz iş başvurunuzda aranan kişi sizsinizdir. Güneş hep vardır, varolacaktır.
Bazen evlilik kararı alırsınız. Yüreğiniz çarpar, belki sözle başlar, tanışmalar nişanla devam eder. Tam düğün sözcükleri dudaklarda ve akılda dolaşırken bir anda vazgeçersiniz. Belki de içinize sinmemiştir ya da başka başka sebepler… İşte bu da sisin arkasındaki bulutun gizlediği güneştir. Umut, umut ışığı hep vardır varolacaktır.
Hep güneşi görmeyi isteriz, sıcak sımsıcak. Akşam ve gece üzerini örtmüştür sanki hiç doğmayacak gibi. Bulutlarda yok olmuş, yıllar yılları kovalamış bir gün son bulmuştur. Belki de sıkılmış, bıkmışızdır. Yine de güneş hep vardır, hep doğacaktır.
Dünya döndükçe parlamaya, umut olmaya, umutların peşinden koşmaya, koşturmaya insanı yaşatmaya, tıpki bir umut gibi gecenin ardından sabaha doğmaya devam edecektir…
Güneş ve umut hep vardır varolacaktır…
07.09.2007
saat 08:10