Güneş ve köpek

Sağdaki düğmeye basınca havlayan, soldakiyle yürüyüp kuyruğunu sallayan köpek. Beşiğinde yatarken, karşısında onu böyle çırpınıp gürültü yaptığını gördüğünde, yapacak başka bişeyi olmadığından ağladı. Ağlamasın, oyalansın, hatta çaldığı müzikle uykulara dalsın diye alınan güneş asıldı beşiğin cibinliğine. Müzik güzeldi, sakinleştirici. Bebek sakinlaşti. Güneşin renk renk ışınları vardı, güneşin iki kocaman gözü minik bir burnu gülen sevimli bir ağzı vardı. Bebeğe gülüp sakin olmasını uyumasını söylüyordu. Bebek uyudu.

Bebek büyüdü. Köpek raftan indi. Kumandası vardı, hani üzerinde iki düğmesi olan. Sağa basınca havlayan, sola basınca yürüyüp kuyruk sallayan. İki büyük pille çalışıyordu. Kumandada pil yoktu. Piller büyüktü, büyük piller pahalı. Ufaklık güneşin ipini çekti, kendini yatağa attı, ağladı. Müzik onu sakinleştirdi uyuttu. Uyandı. Köpeğin kumandası ağırdı. İçinde piller vardı. Bir sağa bastı bir sola. Bir havladı köpek bir kuyruğunu sallayıp yürüdü. Çok yürümedi çok havlamadı ama. Sonra da yapsın hemen durmasın diye düşündü. Rafına kaldırdı köpeğini, canı istediğinde indirip sevdi yumuşak tüylerini. Uzun kulaklarıyla oynadı. Ağzına parmağını sokup dişleri var mı diye baktı. Yavruydu köpek. Küçüktü. Kumandayı kenarda tutuyordu sağa sola basmıyordu. Sonra basardı canı istediğinde. Rafa kalktı köpek.

Büyük bebek biraz daha büyüdü. Yavru köpek hep rafta kaldı, güneş hep yatağının başında, istediğinde çekti ipini ağladı, dinledi, sakinleşti, uyudu. Büyüdü yine dinledi güneşi. Büyük insanlar vardı artık etrafında. Şirinlik yapardı bir suçu varsa, bişeyi yapmayı unuttuysa, birini kızdırdıysa, sakarlık yaptıysa, üzdüyse.

Küçüktü ya, sevimli olur ya küçükler hani. Bazıları büyümek ister hemen, o hiç istemeyenlerdendi. En küçük o olsun, ona kızılmasın, o sevimli olsun, o affedilsin. En küçük o olsun. Kabul etmediler. Büyüdün dediler. Büyük gibi davran! Şaşırdı. Kızdı. Oyuncakları vardı onun. Ruhu çocuktu. İnanmadılar. Bak onlara değil bize benziyorsun dediler.

Raftan köpeğini aldı "bakın" dedi "bunun iki düğmesi var sağa basınca havlıyor sola basınca yürüyüp kuyruk sallıyor" sağa bastı, ses yok, sola bastı, hiç hareket yok. Kumanda ağırdı, pil vardı. Kapağı açtı, piller akmıştı. Yıllardır gelir de oynar diye beklemekten yorulmuş, bozulmuşlardı. Oyuncağı vardı ama oynamamıştı. Büyümüş mü peki? Güneşi aldı, yatağa yattı, ipi çekti, gözerini kapattı.