Günlük Tuz Tüketimimiz Ne Kadar Olmalı?

Doymuş yağ, trans yağ, şeker ve kafein üzerinde kopan fırtınalar tuz için de patlayabilir tabii ki...


Tuz tüketimi arttıkça kan basıncı yükseliyor, hipertansiyon yaygınlaşıyor. Ayrıca kalp yetmezliği gibi bir problem varsa ya da böbrek hastalığı mevcutsa fazla tuz sağlığı alıp götürüyor...


Tuzun içerisinde sodyum ve klor vardır. Bir kaşık tuzun yarısı sodyum, yarısı da klordur yaklaşık olarak...


Problem yaratan kısım ise sodyumla ilgilidir. Aşırı tuz tüketildiği zaman vücuda çok fazla sodyum girmekte...


Ayrıca, böbrekler sağlamsa eğer, tuz eksikliği yaşamak pek mümkün değil. Zira ihtiyaç durumunda böbrekler sodyumu geri emerek kritik düzeyde bir azalmayı engelliyor...


Lâkin, sodyum olmadan yaşamı sürdürmek de mümkün değil...


Tuzun zararlı olması bir yana, alınması şart ve yaşamsal bir madde...


Sorun, gereğinden fazla tuz tüketildiğinde, yâni vücuda tolere edebileceğinden fazla sodyum girdiğinde başlıyor.


Yeni hayatın getirdiği yeni beslenme kültürü, yiyip içtiğimiz tuz miktarını arttırmış durumda...


Yeni hayat tarzı, paketlenmiş gıdalara, işlenmiş meşrubatlara, konservelere, salamuralara öncelik tanıyor ve ekmeklerimiz de çok tuzlu...


Atıştırmalık yerine tüketilen çerezler, grissiniler ve sağlık düşmanı cipslerin çoğu tıka basa sodyum, yâni tuz ihtiva ediyor...


Asıl bilinmesi gereken şu ki, ne kadar fazla hazır gıda yiyip içerseniz, ne kadar çok fast food ağırlıklı beslenirseniz, ne kadar çok evde değil de dışarıda yemek yerseniz, bedeninize giren tuz miktarı o derece artıyor!..


Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu tuz miktarına gelince :


Günde 1 çay kaşığı oranını asla geçmiyor. Üstelik tepeleme değil, düzleme olarak. Fazlası ise fazlalığı oranında hipertansiyon ve kalp hastalığı olarak bize geri dönüyor.