Günlük

Düşünmek ve yorumlamak, artık bizleri sıkıyor. Haberler tam bir nakarat, kimse, yarınla ilgili konuşmak istemiyor, ama konuşmadan da duramıyor.  

YAZ rüzgarları serttir, yakar kavurur diyordu eskiden yaşlılarımız . Eğer, bü günleri de görmüş olsalar, acaba bu yaz sıcaklarında, yanıp kavrulan şu koca dünya için, ne diyeceklerdi, merak ediyorum... Açlık , yoksulluk ve de hastalıklar ürkütüyor hepimizi de. Ne toplanan yardımlar, ne de bir günlüğüne orada, onlarla olan beraberlikler, çare değil... BEN, pek siyasi yazılar yazmayı sevmiyorum... Yazabilirim ama, benden çok büyük ustalar yazıyor da, ne oluyor dersem, sakın bana kızmayın. SUSMAK asla güzel değil, yazanların ellerine yüreklerine sağlık.  

Tüm bu olumsuzluklara rağmen, sabah kahveleri komşular arasında yaşanır. Haftada bir kaç kez de olsa balkonlarda toplanılır sohbetler arasında kahveler yudumlanır. EH, malum yudumlarken gerek siyasi, gerekse günlük konular da tartışılr.  

Bazen, bu yaz bulutlarının yerini, kış bulutları alsa, diye düşünüyorum. Sonra boşver, diyorum kendime, işte sonbahar kapıda ... Hayat bu, bize ne sunuluyorsa, şükretmeliyiz.... KOMŞULARIMIZLA HER ZAMAN, ŞU GEÇİCİ HAYATIN CİSİMDE DEĞİL DE RUHTA OLDUĞUNU tartışıyoruz.... Çeşitli tartışmaların arasında da, SABAH KAHVELERİMİZİ YUDUMLUYORUZ... Hepimiz , acı kahveyi seviyoruz , AMA , içtiğimiz ACI KAHVELERİN TADI, TATLIDIR VE SICAKTIR...