Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ağustos '16

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Günübirlik Sakız Adası gezimizde neler yaptık?

Günübirlik Sakız Adası gezimizde neler yaptık?
 

Olimpi Köyü


Bir haftalık Çeşme tatilimizde günübirlik turlarla Sakız Adası'na geçmeye karar verdik. Schengen vizeniz, yeşil pasaportunuzla ya da kapı vizesi alarak Karaburun yarımadasının karşısında bulunan Sakız Adası'na geçmek çok kolay.

Ege Tur ve Ertürk Lines olmak üzere iki firma var, Biz Ertürk Lines ile gittik ve hızlı feribotu tercih ettik. 25 dk'da Sakız Adası'ndaydık. Normal feribotla giderseniz yolculuk 50 dk'yı buluyormuş. Hızlı feribot 2 kişilik bilet fiyatı 64 euro idi. Yolculuğumuz her ne kadar 25 dk'da sürse sabah 09:00'da kalkması gereken feribot 09:30'a doğru kalktığından ve indiğimizde de pasaport kontrolden geçtiğimizden özgür kalmamız saat 10:30'u buldu diyebiliriz.

Feribottan inip gümrüklü bölgeden çıktığınızda araba kiralama şirketlerini göreceksiniz. Biz Smart'tan günlük 40 Euro karşılığında küçük sınıf bir araç kiraladık. Arabalar da motor gücleri de çok düşük, zaten dar sokak ve yollarda küçük araba sizlere çok büyük avantaj sağlayacaktır. Arabayı internetten kiralamak hem fiyat hem de zaman açısından daha iyi olur diye düşündük fakat internet fiyatı 70 Euro idi, o yüzden bir 15 dakikanızı feda edip arabayı Sakız Adası'ndan kiralamınızı tavsiye ederim.

Araba kiraladıktan sonra ilk işimiz güneydeki köylere gitmek oldu. Adada irili ufaklı 66 köy bulunuyor. Biz Armolia, Prygi, Olimpoi ve Mesta köylerini gezdik.

Armolia köyü Prygi ile Mesta'nın ortasında ve geçimini seramik yapımı ile sağlıyor.

Prygi köyü sakız üretiminin en yoğun yapıldığı köy ve binaların dışında 'xysta' (ksista olarak okunuyor) denilen cephe süslemeleri hakim.

Xysta: Siyah-Beyaz geometrik şekillerin sıva üzerine işlendiği, el oymacılığı tekniği. Kum-sıva kaplamanın yapılmasına dayanan, beyaza boyanıp ardından şekillerin kazınması ile yapılan cephe süslemesidir.

Prygi içerisinde Ayon Apostolon kilisesi var.

Olimpoi'de bu tatlı ortaçağ köylerinden bir tanesi, Prygi köyü tarzından inşa edilmiş. Mozaik ve taş desenli evleriyle gezmeye değer.

Mesta, biz Mesta'ya kadar herhangi bir mola vermedik. Hem zamandan dolayı hem de Mesta köyünün merkezinde bulunan Kronos Dondurmacısı'nın dondurmalarına sakladık kendimizi. Mesta köyünde Taksiarhon Kilisesi'ni gezebilirsiniz. Fotoğraf çekmek yasak olduğu için sadece dıştan fotoğraf koyabildim.

Burdan Mesta Limanı’na gittik . Burada da kızarmış Mastelo Peyniri (inek ve keçi olmak üzere 2 türü varmış. İnek peynirinden yapılan kızardığında dağılmıyormuş diğeri ise dağılıyormuş.) ve kalamar yedik tabi ki Sakız Adası’nın yerel birası Fresh Chios Beer ile.

Mesta Limanı’ndan çıkıp kuzeye doğru tırmanmaya başladık. İlk durağımız Neo Mani Kilisesi’ydi fakat kilise saat 16:00-17:30 saatleri aralarında ziyarete açık olduğundan biz içeriye giremedik.

Avgonima, bu gezdiğimiz tatlı ortaçağ köylerinden sonuncusuydu. Mimarisi taş ve mozaiklerle kaplı bu köyden sonra yönümüzü Sakız Adası’nın merkezine 1,5 km olan yel değirmenlerine çevirdik. İyi ki de çevirmişiz. O kadar estetik bir görüntüleri var ki..

Artık feribot saatimiz yaklaşmıştı bu yüzden adanın merkezine geldik. Biraz dolaşıp hediyelik eşya ve bilimum damla sakızlı ürün aldık.(Damla sakızı, damla sakızlı şeker, damla sakızlı lokum, damla sakızı reçeli ve uzo :))

Merkezde inanılmaz gezilecek yerler yok. Biraz sokaklarda dolaşıp bir cafe de oturduk. Frappe’si meşhurmuş fakat kahveyle aram çok iyi olmadığından bayıldığmı söyleyemem. Feribot saatimiz yaklaşmıştı arabamızı teslim edip saat 18:30’da feribotumuza bindik.

Küçük Notlar; Sakız, güneydeki ağaçlardan elde ediliyor sadece ve sakız toprağa damladığında toprak tarafından yutuluyormuş. Bu nedenle ağaçların gövdesine beyaz bir toz döküyorlar. Tozun üzerine damlayan sakızlar yıkanarak tozdan arındırılıyormuş.

Güneydeki köylerde sakız üretildiğinden çok fazla saldırıya maruz kalmış. Bu nedenle evlerin mimarisi kale gibi. Biz temmuz ayında gittik, hava çok sıcak olmasına rağmen evlerin kale gibi yapısından dolayı bunaltıcı sıcağı çok fazla hissetmeden rahat rahat gezebiliyorsunuz.

 

Sevgiler..

 
Toplam blog
: 2
: 137
Kayıt tarihi
: 02.08.16
 
 

Gezmeyi ve okumayı çok seven bir bankacı ..