Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '11

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Günümüz çocuklarının gerçeği "internet"

Günümüz çocuklarının gerçeği "internet"
 

"...Kendime bir şey itiraf etmem gerekiyordu. Birkaç gün önce, Kerem’in babasıyla dışarı çıktığı ender Pazar günlerinden birinde bilgisayarını açtım. Nelerle ilgilendiğini görmek istedim ve dehşet verici bir dünyayla karşılaştım. Ergenlik çağında bir erkek çocuğuna sunulan ne kadar çok porno film olduğunu görüp hayretten hayrete düştüm… Bu eylemlerde sevginin, şefkatin hiçbir yeri yoktu. İnsanlığın temel ilkelerine aykırı bir şiddet ortamıydı burası…

Sonra oğlumun üye olduğu bazı sitelere girdim. Şifre gerektiği için hepsini ayrıntılı inceleyemedim ama dehşetle fark ettim ki gençlere kolay intihar yöntemleri öğretmekten bomba yapımına kadar her şey vardı bu sitelerde. ‘Değer’ diye bildiğimiz her şeyle dalga geçiliyor, nihilist, boş ve yaşamaya değmeyecek bir dünya modeli çiziliyordu…” *

Çocuklarda, gençlerde dünyamızı temsil eden ve geleceğimizi kuracak olan varlıklar. Bende gencim, 21 yaşında üniversitede okuyorum fakat 40 yaşındaki bir kadının edindiği tecrübe kadar olmasa da yaşamış ve görmüş gibiyim. Öylesine zayıf ve karakteri oturmamış gençler var ki, onlarla birlikte aynı ortamda olduğum çok olmuştur. Kararlarını veremeyecek nitelikte, şimdiki zamanın medyasının ve internetinin modasının getirdiklerini örnek alarak yetişiyor. 17 yaşında da arkadaşlarım var 27 yaşında da arkadaşlarım var. Kimisi 17 de olgun ve kendini yetiştirmiş, kimi de 27 ye gelmiş ama boş gelmiş… Kimisi kendini bir gruba adamış isim vermemek gerekirse, kimisi ise başka bir yol çizmiş o yoldan ilerliyor. Üniversitede çok görüyorum. İstanbul’a şehir dışından gelmiş kızlar erkekler, bir ayda bambaşka insanlar oluyorlar. Bunların eserlerinin sahiplerinin hepsi aileler. Aile yetiştirmesinin eksik olduğu, aileden ayrı kalınca ortaya çıkıyor. Bazı dostlarımızla sohbet ederken ‘babam benle bu yaşıma kadar hiç ilgilenmedi, annemse kendi hayatıyla haşır neşir’; kimisi ise ‘aile sevgisi görmedim ki hep sokaklarda orda burada büyüdüm’ dediler. Ağlaya ağlaya anlattıkları bu hikayelere içim parçalanarak dinledim. Öylesine acı ki yeni nesilin böyle büyümesi… Yazık dedim sadece. Sırf ilgi ile olmuyor tabi ki. Çok ilgi gösteren ailelerde gördüm. Çocuğunun bir dediğini iki etmeyen. Fakat bu çocuklarda başka şeylere merak salarak, her dediklerinin olduğu bir dünyada onlara yönelerek büyür ve yetişirler. Anlaşılan bunun ortasını bulmak çok zor.  

Ortasını bulamayan ailelerin çocukları da internet ve çeşitli sosyal sitelerde buluyor soluğu. İnternet gerekli bir teknoloji tabiki. Fakat çocuklar ve gençler bu gerekliliği artık zorunlu ve olmazsa olmaz olarak kullanıp abartabiliyorlar. Telefonlardan giriliyor ve gittikleri her adımda internet ve sosyal siteler yer alıyor. İşte tüm bu anlattıklarımın sebebinin altında sevgi eksikliği ve içine düştüğümüz boşluk yer alıyor. Her şeyini gizlesende saklasanda, olgun bir insan olsanda internette kesinlikle yeni insanlarla tanışabiliyorsun. İçindeki boşluğu da bu tarz ilişkilerle dolduruyorsun.  

Aile sevgisi bir çocuğun doğuşundan başlar ve devam eder. Fakat günümüz aileleri o çocuğu büyütür ergenliğe geldiğinde “koca adam oldun artık kendi ayakların üstünde dur” sloganıyla kendi haline bırakır. Halbuki o çocuğun en çok ilgiye sevgiye ihtiyacı olduğu andır. Koca adam olsa da, isterse 50 yaşında olsa da bir insanın gidebileceği yerdir aile. Aileler ayrı olsa bile. İşte bu yüzden kimi gencimiz vahşetin içine atıyor kendini; Çeşitli filmler, gruplar, siyasi olayların içine atıyor, kimisi de yanlış insanlarla tanışıp onların içine düşerek harcıyor kendini. İlgisiz ailelerin çocuklarına sevgi veren teknoloji bence internet. Günümüzün acı veren olayı bu.  

Geçenlerden bir komşumuzun söylediği cümle içimi o kadar acıttı ki, “Kızım bilgisayar başından ayrılmıyor. Aman aman dışarı çıkıp onunla bununla gezeceğine bilgisayar başında otursun daha tehlikesiz” dedi ve içim yandı resmen. Üstelik bir kız çocuğuydu. İtina ile yetiştirilmesi gerekirken… Asıl tehlikenin farkında değildi komşumuz, ama bize laf düşmezdi. Bize mi soracaktı çocuk yetiştirirken. Her insan aile, her insan baba, her insan da anne olamaz derlerdi büyüklerimiz. Gerçekten öyle. Ailelik yakışında olsun lütfen. Bir yuva kurarken kendinizi değil ilerde olacak çocuklarınızı nasıl yetiştirirsiniz bunu düşünerek yuva kurun. Çocuk kolay iş fakat onu büyütmek o kadar zor ki… Sevgi vermek bu kadar zor, size göre tabi.  

İnterneti gerekli olduğunda ve yararlı işler için kullanalım gençler. Geleceğimiz bizim elimizde!  

Not: * Hikaye, Serenad - Zülfü Livaneli kitabından alıntıdır.  

 

 
Toplam blog
: 99
: 7049
Kayıt tarihi
: 07.08.11
 
 

Bir garip bankacı olmanın yanı sıra, yazarlık yapan; her şeyi olduğu suret için seven bir insanım..