Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '14

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Günümüz insanı dediğin...

Her dönemin insanının algılaması, eğitimi, gelişimi, tavırları, tutumları ve davranışları farklıdır. Her çağın bir trendi vardır ama sanırım bu yeni çağın insanının yaşadığı bundan sonraki gelişmelere bir temel teşkil edecek ve yine tahminime göre bundan sonraki trentde is beklenen son vuku bulacak.

Günümüz insanı geçmiş çağlara göre çok farklılıklar göstermektedir. Bu en belirgin e etkili yönü ise insanların toplum olma ilkeleri ve temellerinden hızlı bir şekilde ayrılmaktadır. Bilgi çalığının insanı onun adına üretilen bilgiler gereği olsa gerek fazla kafa yormak istemeden, rahat bir yaşam sürmek istemektedir. Herkes kendi hikâyesi içerisinde, bir masal ülkesinde kral veya kraliçe gibi yaşamak istemektedir. Zaman da buna müsait imkânlar ve kabiliyetler sağlamaktadır.

Güncel ve şanslı olan zamane insanı düşünmeyi ve yorulmayı gerektiren aktivitelerden uzak durmayı tercih etmektedir. Bunun yerine komik, basit, kendi yaşamına ve kendine fayda sağlayacak, katkıda bulunacak şeyleri kısa yoldan elde etmenin avcısı olarak kendini görmektedir. Kitaplardan, fikirlerden, ideolojilerden ve zihni faaliyet gerektiren ve maddi değeri olmayan değerlerden kendisini uzak tutarak menfaatleri uğruna kendini adamaktadır. Başkası ve toplumun geneli ile ilgilenmemekte, kendini evrenin dönmeyen sabit bir merkezi olarak görmekte ve her şeyi kendisi için yaratıldığını, onun sadece kendisine gelmesini veya her ne şekilde olursa olsun elde edilmesinin mubah olduğunu değerlendirmektedir.

Kibarlığı, inceliği, sanatsal bir yapıyı lüzumsuz addetmektedir. Dinlemeyi, okumayı, güncel sorunları, plan yapmayı, ulvi amaçlar uğruna bir yaşam sürmeyi kendisine faydası olmadığı için gereksiz görmektedir. Palyatif bir menfaat ve çıkar ilişkisi kurmayı bile karşıdakinden daha güçlüyse gereksiz görerek adeta zapturapt altına almayı kendi doğal hakkı olarak değerlendirmektedir. Bu sebepledir ki; çok rahat bir şekilde insanı gözden çıkarabilmektedir.

Gerçekleşmeyen beklentileri onu aşırı asabi olmasına neden ola bilmektedir. Çocuk yapmayı bile zevki ve kendi çocuk sevgisini tatmin etmek için veya toplumun baskıları altında ezilmemek adına arzulamaktadır. Bu nedenledir ki, dünyaya getirdikleri çocukların çevrelerinde olmalarına ve çocukluklarının gereği olarak yaptığı hareket ve davranışlara bile sabır gösterememektedir. Çocuklardan olgun birer insan gibi davranmalarını onlardan sessiz olmalarını, gürültü etmemelerini, söz dinlemelerini, bir sözü ikiletmemelerini beklemektedir.

Kendi haklarını sonuna kadar ve abartarak başkasının haklarından kendi haklarına cazgırlık yaparak da devşirirken, söz konusu başkalarının hakkı olduğu zaman her zaman suiistimale açık olarak bakmaktadır. Günümüz insanı başına buyruk bir derebeyi olmayı arzulamaktadır. Herkes birer kral olmayı arzulamaktadır. Rahat edelim, üzülmeyelim, kolay kazanalım, hiç kimse hakkımı yemesin ama benim yediğim hakların hukuklarında hesabı sorulmasını beklemektedir.

Çevresine karşı güvensiz ve saldırgandır. Dostluklarını menfaatlerini göz önüne alarak kurmakta ve devamını buna bakarak sürdürmekte veya nihayetlendirmektedir. Günümüz insanın kendi menfaatleri, çıkarları, rahatı, huzuru ve kişiliği her şeyden önce gelmektedir. Günümüz insanı adeta kendisini tanrı ilan ederek kendini kutsamakta ve en büyük günahı kendine yönelik ve kendi menfaatlerine uzanan kişilerin üstüne yüklemektedir. Bu tanrı hiçbir şey yaratmamasına ve vermemesine rağmen yaratılmışlardan her şeyi beklemektedir.

Kibarlık, nezaket, incelik, sanatsal bir ruha sahip olmak ne işe yarar ki; onun için boş birer özelliktir bunlar. Bunlar ne işe yarar? Ne faydaları vardır? Ne kazandırır ve ne kaybettirirler? Hepsi de boş birer vasıftır onun içinde bilinmesine ve uygulanmasına hiçbir lüzum ve gereklilik yoktur.

Onun için iş dediğin bir tatlı rüya gibi olup bitmeli, sorun çıkarmamalıdır. Öyle olmalıdır ki gezmeye, eğlenmeye, tatil ve fiesta yapmaya vakit kalsın. İnsan artık rahatına, huzuruna ve mutluluğuna çok düşkün. Bu gün nasıl çok güzel geçer? Sorulması ve cevaplanması gereken tek soru budur. Zevk toplumuyuz artık, yaşasın. Gelecek olan teknolojide robotları üreterek inşallah bu hayale destek verecektir. Robotlar çalışırken biz de kendi cennetimizde Hurilerle ve Nurilerle günümüzü gün edeceğiz.

Karşımızdakine isteklerimizi direk ve düz bir şekilde söylememiz yeterlidir. Ne gerek var ki; nezih olmaya, karşındakini kırmamak için incelmeye, bükülmeye, derdini parıltılı cümlelerle, vurgulu bir şekilde söylemeye. Karşındaki seni anladıysa amaca ulaşılmıştır. İnsanın bir önemi yok, önemi olan benim ve benim beklentilerimin karşılanmasıdır. Gerisinin bir önemi yoktur.

Gelinen bu yeni ortamda olan biten özetle budur. İnsan kendi menfaatlerinin şövalyesi ve insanın kurdu olmuş. Birbirimizi yiyip bitirmekteyiz. Başkacana da, olup biten yok. Toplumun eti kemiği yenilmiş, insanlar tek tek kendini ortaya atmış şimdilik böyle gidiyoruz bakalım. Bu sürecin seyri zaman zaman tarafımca dile getirilerek müstakbel insanlarla paylaşılmaya çalışılacaktır. Umarım bu süreçten bir geri dönüş olur ve insan ile onuru olması gereken mertebeye yükselir, ayaklar altına alınmaktan kurtulur.

 Sabırla okuduğunuz için teşekkür eder, insanca bir yaşamı tüm insanlık âlemine temenni ederim. Saygılarımla...

    

 

  

 
Toplam blog
: 72
: 918
Kayıt tarihi
: 29.06.08
 
 

1971 İzmir doğumluyum. Strateji, Taktik Felsefe, İşletme, Liderlik, Kalite Güvence Sistemleri, El..