Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '16

 
Kategori
Güncel
 

Günümüz Türkiye'sinde Türkler Neden Asli Unsur Olamaz

Türkler yüzyıllarca sistematik olarak uyutulan, mevcut kapasitesini kullanma becerisini, teşkilatçılığını ve ortak ulus ülküsünü yitirmiş bir millettir. Dünya’da asaleti ile övünen ancak iş uygulamaya gelince çuvallayan ve son yüzyıldır ciddi anlamda tüm batılılaşma hareketlerine rağmen istediği ivmeyi yakalayamamış ve bulunduğu yerde neredeyse çivilenmiş vaziyette duran ve uzunca bir süre durmaya devam edecek gözüken bir millet.

Türkiye ise kendini Türk olarak kabul edenlerin yoğun olarak yaşadığı bir coğrafyadır. Yalnız bu coğrafyanın en ilginç özelliği ise; dünya kuruldu kurulalı bu coğrafyada bu zayıflıkta bir ülkenin neredeyse hiçbir zaman yaşamadığıdır. Bu bölgeye hâkim olabilen zayıf unsurlar çok kısa bir zaman içinde tarih sahnesinden silinmeye mahkûm olmuşlardır. Anadolu’da bir devlet kurmak istiyorsanız zayıf olma lüksünüz asla yoktur. Günümüz Türkiye’si çeşitli Türk boylarının karması ile Türk eski yeni bakiyeler,  Kürtler, Lazlar, Çerkezler, Gürcüler gibi halklara ilave olarak gayri Müslim olan ve bu coğrafyada yaşayan Ermeni, Rum ve Yahudileri barındırır. Etnik unsurlara ilave olarak, Aleviler (Şia Alevileri, Türkmen Alevileri, Bektaşiler) Sünniler (Hanifiler, Şafiler) gibi dini unsurlara ilave olarak, Hristiyan (Ortodoks, Katolik) Yahudiler bu coğrafyada yüzyıllardır yaşadılar ve yaşamaya devam ediyorlar. Doğal olarak Türkiye halklarına yakından bakıldığında fiziksel olarak birbirine benzemeyen insanların birlikte yaşadığı, yaşamaya çalıştığı bir coğrafya. Söz konusu farklar Amerika ve Avrupa için dünyada zenginlik olarak lanse edilip üst kimlik etrafında birleştirilirken, Anadolu’da ayrıştırılmaya bazen bilinçsiz politikalarla bazen de dış etki ile ayrıştırılıp eritilmeye çalışıldığı mücadelenin asla hız kesmeden devam ettiği bir coğrafyadır burası. Bölge özellikle dini akımların da birbirleri ile çetin mücadelesine sahne oluyor. Herkesin birbirine şüpheyle bakmaya itildiği dini cemaat ve tarikatlar…

Tüm bu keşmekeşin içinde çoğunluğu oluşturan ancak çeşitli gruplar arasında adeta pazar gibi paylaşılan bir Türk nüfus ve Türk Milliyetçileri var. Efsunlanmış kalabalıklar ekonomik, sosyal problemlerin yanı sıra toplamda Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Adana, Kocaeli gibi illere sıkıştırılmış, göçlerle tam saha presle mükemmel bir şekilde hapsedilmiş kalabalıklar…

Bu ülkede her şeyi kolaylıkla yapabilirsiniz. Bu ülkede yapılabilecek en zor şey aslında Türk ve Türkiye Milliyetçiliği yapmaktır. Cemaat ve tarikat anlayışı ve İslam Dini ile çelişen Milliyetçilik kavramı Türklerin çoğunluğunun Müslüman olması sebebiyle itibar görmesi zor. Aynı şekilde çoğunluk, hissi Milliyetçilik duygularını törpülerken hissettikleri aşırı güvenlik ve hâkim unsur olduklarını düşünmeleri nedeni ile halkın büyük bir kısmına gereksiz bir uğraş olarak da görünebiliyor. Bu durum azınlık ruhu ile kenetlenen grupların kısa zaman içinde örgütlenmeleri nedeniyle tüm sektör ve kurumlarda gücü ele geçirmelerine neden olabiliyor. Derinlemesine Türkiye’deki sistemleri ve çalışma yapılarını bilenlerin kabul edeceği gibi organize grupların haberleşme, eğitim, ticaret bir sürü avantaja sahip olduklarını her şeyden önemlisi bukalemun gibi renk değiştirmeleri, pozisyon değiştirmeleri siyasetten ticarete kadar her sektöre ambargo koyabilmektedir. Koymuşlardır da…

Nüfusun %1’i kadar olmayan etnik yapının bakanlar kurulunda bir anda beş-altı sandalye ile temsil edilmesi başka türlü nasıl açıklanabilir ki. Nüfus ile orantılandığında organizasyonun mükemmel olduğu sonucu ortaya çıkıyor.

Etnik milliyetçilik esasında akıllı, insan varlığına saygı duyan birinin yapabileceği bir iş de değildir aslında. Zira kimse anne ve babasını seçme lüksüne, hakkına sahip olmadığından insanın renginin ne dinen, ne vicdanen, ne de ahlaken de uygun değildir.  Açık, aleni olarak yapılması ise tüm olumsuzluklara rağmen büyük bir hata olup, karşı propaganda için mükemmel bir araç haline gelebilir. Bu durum rakip grupların daha fazla kenetlenmesi sonucunu doğurur ki, rakip grupları hem uyandırır, hem de güçlendirir.

Ama her şeyin çözümü yine de vardır. Bu Milletin evlatlarına umutsuzluk yakışmaz…

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..