Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '13

 
Kategori
Siyaset
 

Günümüzde inanç ve düşüncede bölünme ülke sınırlarından daha derin ayrışma yaratıyor

Günümüzde inanç ve düşüncede bölünme ülke sınırlarından daha derin ayrışma yaratıyor
 

Dışımızdaki sınırları unuttuk, içimizdeki sınırlarla uğraşıyoruz. Siyasi bölünmüşlük halkımızı adeta devletlere ayırdı. Madem birbirimizden bu kadar ayrıysak, nasılsa bir araya gelemeyeceksek her kesim bir devlet kursun. Sayın Bahçeli ikide bir ülkenin bölünmesinden söz ediyor. Biz zaten bölünmüşüz. Hem de sadece Kürtler Türkler diye değil, Kürtler, Aleviler, Türk olan Türkler, Türk olmayan Türkler, Ak Partililer, laikler, milliyetçiler, ulusalcılar, patronlar… Ve bunlar birleşemezler, bir araya gelemezler; aynı partiye oy veriyorlarsa her biri için ayrı parti kurulmadığı içindir. Bu kesimlere göre partiler kurun herkes kendi partisine oy verecektir.

Bu kesimleri bir araya getiremezsiniz. Hepsinin kafasındaki Türkiye farklıdır. Zaten Türkiye’de siyaset üretmenin zorluğu buradan ileri gelmektedir. Gezi parkında 2 800 bin kişi yürüdü; bir partiye oy vermişlerdi ama gerçekte hiç birinin partisi yoktu. Halkımızın yarısı üyesi olup oy verse bile mevcut partileri beğenmiyor, “şöyle bir parti olsun” diye hayallerindeki partiyi kuruyor, ölmüş adama gel ülkenin başına geç diye davetiye gönderiyor. Yani ülkeyi yönetecek, tüm bu kesimlerin ortak arzularını yerine getirecek parti de yok, adam da yok. Biraz AKP’liler, Tayip hayranları blok halinde. Nüfusun yarısı boşlukta, temsil eden siyasi kadro yok.

Yok diyoruz, olması mümkün değil ki zaten olmasın da. Çünkü saydığımız kesimlerin hiçbiri tek başına sağlıklı bir siyasi düşünceye sahip değil. İnanç yaklaşım ve düşünce olarak birbirinden tamamen farklı oldukları için değil hepsini, ikisini bile birlikte düşünemiyoruz. Atıyorum örneğin BDP ve Kürtler tam olarak hangi kesimle birlikte düşünülebilir? Hiçbiri. Resmen devlet içinde devlet. Aleviler laiklerle uyuşurlar; çünkü kendileri de laik. Ama istediklerini alırlar mı orası soru işareti.

Saydığımız kesimlerin hiçbiri tek başına sağlıklı bir siyasi düşünceye sahip değil. Türkiye’nin tek olarak hangisinin yolundan gitmesini istersiniz? Yeni anayasa çalışmalarında görülüyor işte; 150 maddelik anayasanın 100 maddesinde anlaşamadılar. Herkes kendine inanıyor, kendini seviyor. Ak partiye oy verenler (Türk olmayan Türkler) başka partiye oy vermezler (Ak Parti giderse aynı çizgideki Mak Partiye oy verirler) MHP gitse MHP’liler (Türk olan Türkler) yeni bir parti kurarlar yine başka partiye oy vermezler. Dindarların partisi AKP ve fazilet, başka partiye oy vermezler.

Aleviler kendi çizgilerine yakın partiye oy verirler. Bu parti bugün beğenmedikleri (hele de liderini hiç beğenmiyorlar) istemeyerek oy verdikleri CHP’dir. Halk içinde tabanları olmayan bir avuç siyasi Ulusalcılar İşçi Partisi ve Doğu Perinçek’e tutunmaya çalışıyorlar ama gerek parti gerekse lider yetersiz. Onun için tabanları yok. Cemaatler de ayrı kesim. Ve bir de patronlar var. Laikler zaten malum beğenmedikleri partinin (CHP) -gidecekleri yer olmadığı için- yanında duruyorlar.

Ülkenin en büyük partisi, %50 oyu olan AKP’ye bile taraftarları “Kötünün iyisi, yetmez ama evet” diyerek oy veriyorlar, gerisini siz düşünün artık. Peki, halkımız böylesine parçalı bölünerek bu kesimlerin arkasına niye düşmüş? Gidecekleri yer olmadığı için. Hiç kimse kendi partisinden memnun değil.

Nasıl memnun olsunlar, bakın lütfen örneğin MHP’nin görüşü Türkiye’yi kurtarabilir mi? MHP’ye bu haliyle Türkiye’nin yarısı hiçbir şekilde oy vermez. AKP’lilerin oyu bellidir; AKP AKP’lilerin dışında bir kişiden bile oy alamaz. Kürtler Apo’nun Kürtleri ve Tayyib’in Kürtleri diye ikiye ayrılmış. Laikler, MHP’liler ve ulusalcılar CHP, MHP ve İşçi Partisi arasında gidip gelirler. AKP’nin düşüncesinin Türkiye’yi temsil etmediğini Mursi ve karşıtları şeklinde Gezi parkı olaylarında gördük zaten. AKP kendi %50’sinin oy verip desteklediği ancak oy vermeyen %50’nin de karşı olduğu hatta nefret ettiği bir parti. Türkiye’nin 50’si AKP’yi, %80’i MHP’yi, %70’i CHP’yi ve %90’ı da BDP’yi istemiyor.

Hadi AKP ile BDP’yi anladık, ülkenin %70’inin,%80’inin istemediği partiler ve liderleri siyasete niye devam ediyorlar? Sayın Bahçeli %13’e mi başbakan olacak? Kılıçdaroğlu AKP’lilerden ve diğerlerinden oy alamayacağına göre dörtte bir Türkiye’yi mi yönetecek? Fikirleri uygun değil, liderleri uygun değil (en popüler Erdoğan’a halk diktatör diye bağırıyor ve ihtimal ki ileride Hitler ya da Musolini gibi alınacak) halk istemeyerek zoraki oy veriyor. Hatta birisi tehditle üye topluyor.

Bu tablodan Türkiye’yi kurtaracak çözüm çıkmaz.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..