Günün sözü : Nerde trak orda bırak.

Fotoğrafın arkasında; ''Tekirdağ Ganos Dağı 10 Mayıs 1970'' yazıyor ve bir de ufak bir not;
 
Işıklar Köyü'nden Ganos Dağı'na hareket eden Tekirdağlılar...
 
Tekirdağ tarihini yazanlar M.Ö. 4000'den itibaren bölgedeki Trak'lardan bahsederler ve onları bu yörelerde M.Ö. 2000'lerde  'Demir Çağı'nın temsilcileri olarak anarlar.
 
Demir'i daha çok savaş aleti yapımında kullanan Trak'lar, işte belki de bu yüzden 'savaşçı bir kavim' olarak tarihteki yerlerini almışlardır.
 
Traklar kendi içlerinde pek kolay anlaşamamış olmalılar ki, birlikte yaşarken düşmanlarına karşı daha güçlü olabilecekleri 'kent hayatı' yerine,  ''Nerde trak orda bırak'' felsefesine bağlılıkları ve ayrıca da bölgede dağınık bir şekilde, küçük topluluklar halinde yaşamalarının da etkisiyle olsa gerek, milattan önce tarih sahnesinden silinmişlerdir.
 
Homeros'un İlyada'da Trakları at besleyen, yetiştiren insanlar olarak anlatmasından yola çıkarsak, birazcık da akıl yürütme ile, bu topluluğun mensuplarının 'piyade' değil de 'süvari' oldukları sonucuna varabiliriz.
 
Trak Kralı Rhesos'un atları için;
 
Görmedim onun atları gibi güzel, iri atlar,
Giderler yel gibi, kardan da beyazdırlar...
 
dendiği de 'rivayet edilir'.
 
O günlerin Trakya'sına giden elçilere at hediye edildiğini yine Homeros yazar ve bu konuda rivayetlerin gerçek olup olmadığı konusunda akıllara takılabilecek son şüpheleri de böylece ortadan kaldırır.
 
İşte tüm bu bilgilerin ışığı altında incelediğim fotoğrafta, trak'törün romorkörüne doluşup yola düşmüş Trak'yalıları görünce doğrusunu söylemek gerekirse kendi kendime, ''At'ı bırakıp traktöre geçmişler, çağ at'lamak dedikleri bu olsa gerek'' diye düşünmeden edemedim.