Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '09

 
Kategori
Güncel
 

Gurbet Mektupları

Gurbet Mektupları
 

Ben iyi bilirim.

Siz de bilirsiniz.

Gurbet mektubunun nasıl bir şey olduğunu.

Temizdir saftır.

Zarfın içerisine konulan, kâğıttan öte gönüldür.

Gözyaşıdır, ateştir, sevgidir, sevdadır…

Daha sayayım mı?

Dilin sustuğu yer olur da, kalemin durduğu yer olmaz mı?

Küheylanları bilirsiniz.

Engin bozkırlarda tırısa giden küheylanları bir gözünüzün önüne getiriverin.

Öyle zaman olur ki tam da şaha kalkmışken küheylanınız oracıkta durur.

Ne yapsanız etseniz de bir adım bile atmaz.

Allah Allah dersiniz bu işte bir şeyler var.

İşte böyle.

Kalem de küheylan gibidir. Onun da koştuğu, konuştuğu hatta haykırdığı yerler vardır.

Buna bağlı olarak sustuğu yerler de…

İşte bu yazıları yazarken kalemin de durduğu, hatta sustuğu yeri tarif etmek istiyorum.

Artık onlar konuşuyor.

Bir ülkenin şarkısını türküsünü ezbere biliyorsanız o ülkeyi seviyorsunuz demektir.

Dahası yüreğinizin yarısını vermişsiniz demektir.

Uluslararası Türkçe Olimpiyatlarını izlerken kim bilir benim gibi kaç milyon insan gözyaşını tutamadı.

Hüzünlendi gurbettekilere ağladı, gurbetin hediyelerini dinledi bu defada sevinçten ağladı..

Türkçe olimpiyatları yapılırken onları yetiştirenlerin ülkemizde bulunamadıklarını biliyoruz.

Fakat onlar her bir öğrenci ile bize binlerce gurbet mektubu yazdılar.

Diyorum ya işte.

Mektuplar her zaman kâğıtla kalemle yazılmaz ki.

Bazı mektuplar da böyle yazılır işte.

Hele bir de okyanuslar ötesinden yazılırsa...

Yurdundan uzak yaşayanların mektuplarını dinliyoruz günlerdir.

Ah! Ne güzel de dillendiriyorlar bizim türkümüzü, bizim şarkımızı…

Bugüne kadar kim bilir onlar bize eşlik ederlerdi, şimdi biz onlara eşlik ediyoruz.

Zaman zaman söylüyorum her bir ferdimiz bir şarkı ve bir türküyü sanatkârına yakın ölçüde okuyabilmelidir diye.

Zira türküler gönül yarısıdır, gönül yarası değil.

Burada bir çift sözüm de hala işin karanlığında kalmak için ısrar edenlere olacaktı, fakat biliyorum ki gurbet mektubunu yazanlar buna üzülecekler.

Sırf onları üzmemek adına bugün bu satırlarda gözlerine perde çekilenlere sitem dahi etmeyeceğim.

Anlamlı organizasyonlarla gerçekleştirilen Türkçe Olimpiyatlarına emek veren, onunla gurur duyan herkesi tebrik etmek istiyorum.

Yine bir türkü geldi aklıma.

Hani ne diyordu?

Ellerin mektubu gelmiş okunur benim yüreğime hançer sokulur…

İşte orada diyorum ki:

Gurbet mektubu gelmiş okunur, benim yüreğime gül yapraklarından hançer sokulur…

İşte geleceğe böyle mühür vurulur.

Ne güzel değil mi?

Bu çocuklar yarın ülkelerinin yönetimlerinde söz sahibi olacaklar.

Ve gençliklerinde öğrendikleri türküyü şarkıyı hep okuyacaklar.

***

N. Fazılın o güzel dörtlüğünü hatırladım.

<ı>Gideriz nur yolu iz de gideriz,

<ı>Taş bağırda sular diz de gideriz.

<ı>Bir gün akşam olur biz de gideriz.

<ı>Kalır dudaklarda şarkımız bizim.

Nur yolu iz de taş bağırda sular dizde gidenlere selam olsun.

Ardında dudaklarda kalacak bir şarkı bırakarak gidenlere selam olsun…

 
Toplam blog
: 574
: 922
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Samsun Yazarlar Derneği (Kurucu) Başkanı. 12 kitabı neşredildi. Türk Güreşinin Sembol ismi Yaşar ..