- Kategori
- Şiir
Gurbetimdir Dantelalar
Küf kokulu sandıkta sayısı belirsiz
bir yalnızlıktır, dantelalar
nice kuka, ya yarım veya
kullanılmamış türlü renklerinde soluk
işlenmeyi beklerler ama ne ellerimde mecal
ne gözümde dermanım kaldı
beyazdan sarımtırak renge nasıl da
dönüşmüşler, şahsıma münhasır!
yılların hızını onları
tek tek elime aldığımda anladım
her dantelanın bir anısı
kendine has bir dili var
kimi can alıcı kızgınlık
kimi sevgiliye sevda sitemi
kimisi de
hayal sarkacından şaşkınlığı yeknesak bakan!
imkandan çok imkansızı meşhurdur gurbetin
paya düşense
önceliği hasrettir
sonrası ise siteme bin bir sitem!
Kırk yıl öncesi, ben ve ben emsalde olanlar
iyi bilirler, ne de olsa aynı gurbet
ivedilikle dantela örnekleri arardık.
mesela;
şu kenarları üçgen olan
ortasından on zincir çekip aylarca
çevresinde dolandığım
kıyılarından yol bulup da
zor tamamladığım, dantelalar!
gurbetin sancısını yaşayan bilir
zordur sarkacında dostum, zor
uykularını da kaçırıp gözlerinden
haftaların, ayların bir koşu
dizlerini kanatarak
yıllarına yılı
doludizgin öyle bir katar ki
zaman diliminin lal lezzetinde!
şaşarken, şaşırırsın
arkana dönüp baktığında
artık, saçlarının rengi
işlediğin dantelalar gibi beyazlamış
pamuk tarlasına dönmüştür ya da gümüşi!
son sahnede, dahası var
naftalin kokulu kırık dökük
pespaye umutların sürün-genliğinde
ya bir Müslüman mezarıdır ikametin
gurbetin soğuk koynundan ölü beyazı
ya da işlemeli tabutun uçağın kuyruğun-dadır
Ana-vatana doğru süzgün, ölgün ve mesnetsiz!