Gürer Aykal:"Ülkemizin daha fazla sanatçıya ihtiyacı var."

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, Akdeniz Filarmoni Orkestrası gibi pek çok orkestranın kuruluşunda görev almış, dünyaca ünlü orkestra şefi Gürer Aykal ile müzik ve çocuklar hakkında sohbet ettik.

Sohbetimiz sırasında sık sık ailede verilen müzik sevgisinin önemine değinen Gürer Aykal, ayrıca ülkemizin daha fazla sanatçıya ihtiyacı olduğunun da altını çizdi. 

Peki çocuklarımızın müzik yeteneğini nasıl keşfedebilir ve geliştirebiliriz? Müzik eğitimi nasıl olmalı? 

Sizin müzik yeteneğiniz nasıl keşfedildi?

Benim babam öğretmendi ve her enstrümanı çalabilen biriydi. Benim yeteneğimi keşfeden de kendisidir. İlk derslerimi ondan aldım.

İlk eğitim ailede başlar diyebilir miyiz?

Kesinlikle. Bu konuda özellikle annelere büyük görev düşüyor. Çocuklarına, bebekliklerinden itibaren başta Mozart olmak üzere klasik müzik dinletmelerini öneriyorum. Günümüz teknoloji ile artık bunu yapmak son derece kolay. Hemen hemen her evde olan telefon, tablet, bilgisayarlardan Baby Mozart, Baby Bach gibi bebekler için özel düzenlenmiş kayıtları dinletebilirler. Buradaki sesler çok özeldir. Hayatının ilk günlerinde yeni bilgiler alarak, iletişim kuran bebeklerin beyin gelişimlerinin çok daha hızlı olduğunu artık tüm anneler biliyor. Onlara değişik ve temiz sesler dinleterek ileride daha iyi ve seçici müzik zevkine sahip olmalarını sağlayabilirler. Ben bunları torunlarıma dinlettim. Tüm annelere de öneririm.

Ayrıca anneler, 2-3 yaştan itibaren çocuklarını iyi gözlemlerlerse müziğe ilgisi olup olmadığını anlayabilirler. Eğer müziğe ilgisi olduğunu düşünüyorlarsa çocuklarını vakit kaybetmeden bulundukları ilde bir sanat merkezine, konservatuara götürmelerini tavsiye ediyorum. Oradaki öğretmenler çocuğun yeteneğini muhakkak değerlendireceklerdir. Böylelikle, çocuk için sağlıklı bir yönlendirme de yapılmış olacaktır. Çocuklarında müziğe karşı yeteneği olduğu tespit edilen ailelerin görevi ise çocuğu bu yönde desteklemek olmalıdır. Ülkemizin daha fazla sanatçıya ihtiyacı var. Bu sanatçıların yetişebilmesinde en önemli rolü annelerin üstleneceğine inanıyorum.

Mozart hayranlığınız nasıl başladı?

Hatırlayamayacağım kadar uzun süre oldu diyebilirim. Bence herkes Mozart’ı tanımalı. Hatta Mozart çalmalı. Eğer bugün dünyadaki tüm insanlar Mozart’ı tanıyıp çalabiliyor olsaydı, dünya çok daha farklı bir yer olurdu. Türkiye de herkesin bir enstrüman çalması yönünde bir hareket başlatılmış zamanında, şimdilerde ne yazık ki böyle değil. Halbuki, herkes az veya çok bir enstrüman çalabilmeli. Hatta bu enstrümanda Mozart çalabilmeli. Hangi enstrüman olursa olsun siz eğer bununla bir Mozart çalmaya çalışırsanız günde en az 20-30 dakikanızı müziğe ayırırsınız. Bu çalışma kişiyi pek çok kompleksinden uzaklaştırır ve özgüvenini arttırır. Bir söylemimi yinelemek istiyorum eğer Bush ve Saddam bir enstrüman çalabilecek vizyonda insanlar olsalardı ve hatta birlikte bir Mozart eseri çalabilselerdi kesinlikle savaşmayacaklardı, buna inanıyorum.  Müzik çalabilen insanların hayata bakış açılarının pozitif ve barışçıl yönde çok daha farklı olduğunu düşünüyorum. Bu enstrümanları çok profesyonel çalmanız önemli değil yeter ki çalın ve müziğe zaman ayırın.

Müzik toplumların ahengini sağlayabilecek güçtedir. Bugün ki dünya sorunlarını müzik ve sanat ile çözmek mümkündür zira sanat dalları toplumları bir araya getirebilecek pozitif duygular yaratan unsurlardır.

Sizce okullarda müzik eğitimi nasıl olmalı?

Öğretmenlerimizin hepsine saygım sonsuz ama her öğretmen müzik dersi vermemeli. Veremez zaten. Müzik öğretecek kişinin müzik yeteneği ve eğitimi olmalıdır. Müzik öğretmenleri yalnız müzik dersi verir. Bu onların yeteneklerinin olduğu, profesyonelleştikleri bir alandır ve çocuğunuzun müzik yeteneğini daha ilkokul çağında ancak müzik öğretmenleri keşfedebilir. Müzik eğitimi, okullarda, üniversiteler de, sanat okullarında ciddiyetle ele alınmalıdır.

Serap Torun

Twitter:https://twitter.com/seraptorun73

www.kidsgourmet.com.tr