Güvercin uçuverdi

Anadolu gelenekleri, örfü, âdeti, töresi ile” TÜRK’Ü” yaşıyor. İnancı, asli kimliği Türk ile bütünleşmiş.

İkisi bir arada sırt, sırta; omuz, omuz kardeş!

Eylül’ün anlamı bir başka Anadolu’da.

Eylül Şiir!

Eylül roman!

Eylül hasat!

Eylül Düğün!

Davullar çalınır, klarnete üflenir, zurnalar bir başka ses verir.

Çocuk sünnet edilir,

Kız gelin olur,

Eylül’de evlenir oğlan!  

El hâsıl bir başka yaşanır Eylül Anadolu’da.

Cumartesi günü Hancı Plaza da hemşerimiz Dr. Ragıp Güneş’in oğlu A. Uygar Güneş’in Sünnet düğünü vardı.

Önce mevlit okundu, arkasından dua edildi. Allah’tan yaşayanlara hidayet istendi, dünyadan göç edenlere rahmet dilendi. 

Birlik beraberliğimize vurgu yapıldı.

Başta peygamberimiz Hz Muhammet (s.a.v.) Olmak üzere Hz Âdem’den Hz Muhammet’e gelmiş geçmiş bütün peygamberler yâd edildi.

Arkasından hünerli eller orgun tuşlarında gezdi, davulun tokmağına vurdu;  Klarnete üflendi.

Danslar, valslar arka arkaya gece şenlendi.

Pist ısınınca devreye misket girdi. “Güvercin Uçuverdi, Kanadın Açıverdi... Ben Yandım Aman,
El Oğlu Değil Mi... Aman, Aman; Sevdi De Kaçıverdi”.
Pist doldu, davetliler coştu.

Oynayan oynayana. Hanımlar beyler, mahareti olan ortada…  A. Uygar babası ve annesinin karşısına geçmiş; gecenin keyfini yaşıyor, çocukluktan gençliğe giden yolu, hem belleklere hem de objektife yazıyor.

Müzik devam ediyor: A Benim Hacı Yârim, Başımın Tacı Yârim. Eller Bana Acımaz,
Sen Bari Acı Yârim. Sözlere dikkat ettiniz mi? Biraz sonra neşterin keskin acısını daha şimdiden ilan ediyor.

Her şey güzel! Eylül’ün serinliği hancı plazanın masaları arasında kol geziyor. Efil, efil bir esinti, arkası arkasına çalan oyun havaları.

Bu arada töre giriyor devreye. Kat, kat işlenmiş pasta, arkasından takı merasimi…

Efeleri ve oynadıkları zeybekleri unutmadım elbette.

Onları sona sakladım.

Kartal gibi açılan kollar, ahenkle atılan adımlar ve bir birinden güzel figürler gecenin anlamına anlam kazandıran, mesaj veren değerlerdi.

Bir düğün, bir sünnet kalemle anlatılır mı? Ya kamera olacak,  olup biteni kaydedeceksin, ya da davete icabet edip yaşayacaksın.

Çok söze ne hacet? Düğün güzeldi, darısı mürüvvetine…