Güvercine uçmak ilk kez yakışmadı...

Bir güvercin düşünün ki bembeyaz... Sadece barış için, insanların dostluğu için var olsun. Onun sayesinde bir çok insan kendini birbirine daha yakın hissetsin. İnsanlığa bir çok hizmet versin, barış elçiliği yapsın... Kim bu güvercin? Belki pek çoğunuz hemen anladı. Onların için bir güvercin kelimesi yetti. Belki de kiminiz yaptıklarını duyunca tanıdı. Evet tahmin ettiğiniz gibi İsmail CEM'den bahsediyoruz.

Yıllarını gazeteciliğe, siyasete daha doğrusu devlet hizmetine adamış bir adam. Pek çoğumuz küçükken duymaya başladık onun ismini. İsmail CEM şunu yazdı? İsmail Cem TRT genel müdürü oldu? İsmail CEM Bakanlık görevine getirildi? İsmail Cem parti kurdu? Onu hep yaptıklarıyla ve başarısıyla duyduk. Daima gururlandık.

Türkiye'mizi dış ülkelere çok iyi anlattığı için, bizi olduğumuz gibi tanıttığı için. Belki yaşasaydı dış ülkelerce bilinmeyen nice güzel yönlerimizi gösterecekti o. Ama ne yazıkki o ölümün o acı yüzüyle karşı karşıya kaldı.

İlk defa bir beyaz güvercine uçmak yakışmadı. İlk defa ona gökyüzünün derinliklerine doğru uçmak yakışmadı. Ama ne yazık ki doğanın kanunu gereği güvercinler uçar. Bazen gözlerimizin önünde kendine yaklaştırmayacak kadar uzak ama bir o kadar yakın. Bazen de gözle görülmeyecek derinliklere, bir daha geri dönmemeksizin uçarak... Evet sayın CEM sen en zor olanı seçtin, gözle görülmeyecek kadar gittiğin o uzaklarda en güzel yerde olman dileklerimizle... Bu halk seni UNUTMAYACAK.